- 8.08.2012 00:00
Üniversitede yapılan bir yolsuzluğu Şerifoğluna ihbar eden memurun kulak zarı patlatıldı.
Kulak zarını patlatan Düzce Üniversitesi’ndeki memurlar da “ üniversiteyi yıpratmayalım” korosu gibi düşünmüş olacak ki, işi usulüne uygun çözmeye çalışırlarken ölçüyü biraz kaçırmışlar…
Değerli okur,
Yaklaşık bir yıldır, Düzce Üniversitesi’nde bir şeylerin yanlış gittiğini yazıp çiziyoruz.
Yaklaşık bir yıldır, üniversitenin, öğretim üyeleri için cehenneme çevrildiğini söylüyoruz.
Kısacası, Biz üniversite ile ilgili bir sorunu gündeme getirdiğimizde malum “ üniversiteyi yıpratmayalım “ korusu devreye giriyor.
Yaptığımız haberleri itibarsızlaştırmaya, gündemi usta işi manevralarla başka yönlere çekerek Düzce kamuoyunun gözüne perde çekmeye çalışıyorlar.
Bunda kısmen başarılı da oluyorlar.
*****
YÖK kanunun “ dokunulmazlık “ zırhını sırtına geçiren Rektör ve avenesi gözünü karartmış her türlü hukuksuzluğu yapıyor. Düzce seyrediyor…
Sayın Şerifoğlu, Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından reçete hırsızı olduğu kesinleşen Recep Özmerdivenli ‘yi 7 aydır Tıp Fakültesi dekan yardımcısı olarak görevde tutuyor.
Başdanışman olarak hala yanında taşıyor. Senin, benim,tüyü bitmemiş yetimin boğazından kesilen paralarla ona maaş veriyor.Düzce seyrediyor…
Yazarı olduğum bu gazete, İbrahim Korkmaz ve birkaç sivil toplumu örgütü hariç Sayın Şerifoğlu’nun hukuksuzluğunu kimse gündeme getirmiyor.
Getirmeye kalkanlar, analarından emdiği sütü burunlarından getirmek için her türlü cambazlıklar, karalama kampanyaları yapılarak susturulmaya çalışılıyor.
“ Üniversiteyi yıpratmayalım “ korosu, Düzce Üniversitesinde bir hukuksuzluk mu oldu, kraldan çok kralcı kesilen malum koro, cansiperane bir şekilde Şerifoğlu’nun avukatlığına soyunuyor.
Akademik kadro baskı altına mı alınıyor, Düzce’den mi sürülüyor, malum koro alıyor sazı eline, yok öyle bir şey, “ üniversiteyi hırpalamayalım “ diyor.
Düzce Üniversitesi ek hastane inşaatının proje aşaması ile ilgili yapılan evrak eksikliği birileri gündeme mi getirdi, malum koro; cephenin ön saflarına geçerek ‘ üniversiteye gelen yatırımı engellemeyelim beyler ‘ çığlıklarını atıyor. Sanki yatırımı engelleyen varmış gibi…
Üniversite hastanesine cinsel istismarcı bir müdür mü atandı, malum koronun yerel basındaki kimi yandaşları TV ekranlarına çıkarak modası geçmiş “ mintaksla canım mintaksla “ reklamının 2012 versiyonunu servis ederek, cinsel istismarcıyı Düzceliye kakalamaya kalkıyor.
Lafın fazlası deliye anlatılı derler…
Dün, gazetemizin manşet haberinde “ üniversitede yolsuzluk “ haberini okudunuz
Yazı İşleri Müdürümüz Tezcan Solmaz, müthiş bir gazetecilik başarısı göstererek Düzce Üniversitesi’ndeki yolsuzluk dayağını açığa çıkaran habere imza attı.
Yolsuzluğu ihbar edep Sinan Karakurt, Şerifoğlu’nun prensleri tarafından kulak zarı patlayıncaya kadar dövüldü, sövüldü, itildi, kakıldı…
Bu dayak kime!?
Elin oğlu, usulsüz harcandığını düşündüğü üç kuruş paranın hesabını sormak için Rektöre iki satır yazı yazıyor, karşılığında bir kamyon dayak yiyor. Düzce’den yine tısssssss çıkmıyor.
Görmeyenlere, duymayanlara Nazım Hikmet’in o unutulmaz dizeleri veda edelim:
“ Yüreklerin
kulakları
sağır.
Hava kurşun gibi ağır! !
Bağır
bağır
bağır
bağırıyorum.
Koşun
kurşun
eritmeğe
çağırıyorum... “
Yorum Yap