BİR MASADA DÖRT KİŞİ

  • 20.04.2014 00:00

 Necati Kur ile Sohbet

 

Ömer Akın - Kocaeli Pusula Gazetesi

(11 Nisan2013)

Kocaeli Kamu Emekçileri Sendikal Hareketi’nin öncülerinden olan Eğitimci Necati Kur ile dostluğumuz yıllar öncesine dayanır.

80’li yılların sonlarında ülkede yaşanan Bahar Eylemleri’yle birlikte kamu emekçileri de Grevli Toplu İş Sözleşmeli Sendika taleplerini yüksek sesle dile getirmeye başlamışlardı. Kentimizde TÖS ve TÖB-DER geleneğinden gelen eğitim emekçileri, sendika kurma konusunda da öncü görevlerini yerine getirdiler.

Turan Topçuoğlu, İbrahim İşyar, Habip Barut, Osman Dönmez gibi Öğretmen Hareketi’nin öncü kadroları ile birlikte Necati Kur da bu süreçte yerini aldı. Kur, daha sonra Eğit-Sen ile Eğitim-İş’in birleşmesiyle oluşan Eğitim-Sen Sendikası’nın Genel Merkez kurucularından olmuştur. Bugün eğitim emekçileri sendikalarından biri olan Eğitim-İş ile sendikal anlayış açısından pek benzerliği olmayan 1989 yılında kurulan ilk kamu emekçisi sendikalarından olan Eğitim-İş’in Kocaeli Şube Başkanlığı’nı da yaptı. Necati Kur’u Eğit-Der’den Eğitim-İş’e geçiş sürecinde daha da yakından tanıma imkânım olmuştu. Bu yıl Ruşen Hakkı’yı anma etkinliklerinde aktif bir görev almış olan Necati Hoca, TİP ve TKP’nin birleşmesiyle oluşan TBKP çalışmalarımızdan tanıdığım cefakâr ve vefalı Parti emekçisi arkadaşımız Gazi Başyurt ile birlikte gazetemizi ziyarete geldi. Kahvelerimizi yudumlarken kendisiyle keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Bu sohbeti sizlerle paylaşıyorum.

Sayın Hocam, sizi bu kentte yaşayanlar elbette tanırlar, ancak yine de kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

1950 İzmir Ödemiş doğumluyum. İlk ve ortaokulu Ödemiş’te bitirdim. Lisenin bir kısmını Ödemiş’te bir kısmını da Ayvalık Lisesi’nde tamamladım. Bursa Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümü’nü kazandım. Bursa’da Dev-Genç Saymanı idim... 12 Mart Balyoz Harekâtı nedeniyle tutuklandım. Diyarbakır’a sürüldüm. Eğitim Enstitüsü’nü Diyarbakır’da bitirdim. İlk atamam, İstanbul Silivri Fenerköy idi. Silivri’de TÖB-DER’i arkadaşlarla birlikte kurduk. Silivri’de evlendim. İki çocuğum var. Kızım evli. Bir de oğlum var. 1976 yılında İzmit Ticaret Lisesi’ne atandım. İzmit’te daha önceden TÖB-DER’den tanıdığım arkadaşlarım vardı. Süreç içinde İbrahim İşyar, Turan Topçuoğlu, Habip Barut, Hüseyin Özer ve Ömer Yüce gibi Demokratik Öğretmen Hareketi’ne çok katkısı olmuş öğretmen abilerimizle tanışma imkânım oldu.

Emeklilik yaşamınızda bilimden, sanattan ve siyasetten kopmadığınızı biliyorum. Bu günlerde gerçekleştirmeye çalıştığınız uğraşlarınız var mı?

Kısa adı TÜSTAV olan Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı Mütevelli Heyet üyesiyim.

TÜSTAV ile ilgili çalışmalara katılıyorum. Ayrıca merkezi İstanbul’da olan KÜYEREL (Küresel Ve Yerel Düşünce Derneği) Yönetim Kurulu üyesiyim. Zaman zaman Kocaeli ve İstanbul’da toplantı ve paneller yapıyoruz. Ayrıca internet gazetesi olan Düzce Yerel Haber’de köşe yazıları yazıyorum.

Bildiğimiz kadarıyla gazeteci-yazar Ruşen Hakkı ile yakın arkadaştınız. Ruşen Abi’nin ölümünün üçüncü yıldönümünde duygularınızı anlatır mısınız?

Özgeçmişimden söz ederken 1976 yılında İzmit Ticaret Lisesi’ne atandığımı söylemiştim. Sevgili Ruşen Hakkı’yı tanımam, İbrahim İşyar aracılığıyla oldu. İkisini de saygı ve rahmetle anıyorum. Ruşen Abi, güler yüzlü, dost, sevecen, kızmasını çok bilmeyen bir insandı. Sesini yükselterek biriyle tartışıp kavga ettiğini hiç görmedim. Ruşen Hakkı, özü-sözü bir, doğru dürüst, yalan-dolan bilmeyen, adam gibi bir adamdı. Şairliği, öykü yazarlığı, köşe yazarlığı yanında demokrat kişiliğiyle de bilinen bir insandı. Kocaeli İnsan Hakları Derneği’nin ilk kuruluşunda Kurucu Başkan görevini üstlendi. 12 Eylül’den sonra Türk Ceza Kanunu’ndaki Faşist Musolini İtalyası’ndan alınan 141, 142 ve 163. maddelerin kalkması için sürekli yazılar yazan aydın bir insandı. Ayrıca o dönemde Aziz Nesin’lerle birlikte Aydınlar Dilekçesi Davası’nda da yargılandı. Ayrıca Kocaeli’de kültürel ve sanatsal anlamda büyük işlev gören Toplum Kitabevi’nin işleyişinde de çok büyük katkıları olmuştur. O dönem söyleşi ve imza için gelen şair, yazar ve öykücü birçok sanatçıyla imza ve sohbet toplantılarından sonra Adalı Restoran’da çok keyifli ve doyurucu rakı sohbetlerimiz de olmuştur.

Yaşamınızda önemli bir yeri olan Ruşen Hakkı ile hiç ayrı kaldığınız zamanlar oldu mu?

12 Eylül’de TKP Gölcük Davası’nda yargılandım. Tutuklandım. 1983 yılında beraat ettim. Konya Ilgın Argıthan’a sürüldüm. Eşim ve çocuklarım İzmit’te kalmıştı. Ruşen Abi’den en uzun süreli uzak kaldığım günlerdi, o günler. Bu geliş gidişlerde zaman zaman oturulur, çilingir sofrası kurulur ve sohbet edilirdi. Yaptığımız bu sohbetlerin birinde tutukluluk döneminde karılarımızın, çocuklarımıza hem annelik hem babalık yaptığından söz edince Ruşen Abi, “Bunu bir şiirde kullanabilir miyim?” diye sordu ve bu sohbetten “Bir Masada Dört Kişi” şiiri çıktı. Gerçek Sanat Yayınları tarafından basılan Canevimden adlı şiir kitabında da bu şiiri yayımlandı. Benim için çok önemli bir anısı olan bu şiiri de sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bir Masada Dört Kişi

Bir ertelenmiş buluşmaydı

Mahir’in Yeri’ndeki rakılı sofra

Ki öylesine güzel bir geceydi işte

Ne söze sığdı ne fotoğrafa

İbrahim, Turan, Necati ve ben

Bir de adı geçtikçe Öner

Ekmeği çokça mezeyi gıdım gıdım

Aslanım Mahir köfte gönder

En gencimiz Necati, Gonca’dan mezun

İbrahim, Çanakkale Özel’den

Biraz uzun sürdü okumuşluğu

Benzinin solgunluğu bu yüzden

Turan’la 12 Mart’ta Kartal’da

Şöyle üç aylık okuma-yazma kursu

Derken İbrahim aldı yürüdü

Yüksek okuttu onu 12 Eylül bursu

İçimizde en okumuşu en bileni

Gene de merak eder Hanya’yı Konya’yı

Pek mi ağırdan gidiyoruz nedir

Necati, kotarıver şu rakıyı

Sakilikteki acemiliği güzeldir Necati’nin

Turan’ın tuzluk kullanma ustalığı

Bakıyorum gene lafı toparlıyor İbrahim

Rus salatasına belenmiş bıyığı

Ve Necati bir şiirle kadınları

İliştirirken yanı başımıza

Yüreğini çiçekleyip söyleniyor:  

İçerde yeniden âşık olduk karılarımıza

Onlar ki hem ana hem baba oldular

Yokluğumuzu hissettirmediler çocuklarımıza

Ve ağır işçi olup onca zaman

Sabır ve direnç taşıdılar kanımıza

Bir ertelenmiş buluşmaydı

Mahir’in Yeri’ndeki rakılı sofra

Ki öylesine güzel bir geceydi işte

Ne söze sığdı ne fotoğrafa

 

Yaşanmış bir şiirdi bu. Ruşen Hakkı ile en son Ruhan Odabaş’ın evinde oturmuştuk.

Ruhan Odabaş, bizlere çiğ köfte yoğurmuştu. Ruşen Abi’nin kalp pilinde bir problem olduğu için çok az rakı içmişti. Hastaneden çıkınca tekrar çiğ köfte yapma sözü almıştık, Ruhan Odabaş’tan. Ama olmadı. Onu 11 Nisan 2011 tarihinde sonsuzluğa uğurladık. Bu kentte çok özlediğim ve görmek istediğim bir insan... Rahat uyu sevgili Ruşen Abi...

Ömer Akın - Kocaeli Pusula Gazetesi

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums