Talip Öztürk - 3

  • 3.03.2014 00:00

 Şimdi en başında söylediğim o anıyı, o anekdotu anlatmak istiyorum:

Talip gerçekten insanlarla çok sıcak diyalog kurabilen, çok iyi uzlaşabilen, sevecen, iyi kalpli dürüst bir insandı. Ve hep güler yüzlüydü. Kavgayı bilmezdi. Ama kendi hak ve özgürlüklerine inandığı değerlere karşı bir saldırı olduğunda da dimdik hepimizin önünde ayakta duran bir insandı.

1976 yıllarında TÖB-DER İstanbul Şubesi, radikal gruplarca işgal edildi. Talip, o dönemde TÖB-DER’de idi (Bunu Hüseyin Uysal’dan dinledim). Yani onlarca insanın saldırmalarına, yakasına yapışıp sürüklemek istemelerine rağmen Talip’i TÖB-DER’den ve Yönetim Odası’ndan çıkaramadıklarını biliyorum. Direnmesi gerektiği yerde de nasıl inançlı bir şekilde direndiğini, TÖB-DER’i savunup, terk etmediğine tanık olduk. Kültürü noktasında da ayni hoşgörü ve yumuşaklığı göstermediğini çok iyi biliyorum. Bu doğru bir tutum, doğru ve kişilikli bir tavırdır.

Yani ben; o süreçte bir iki defa, İstanbul Şubesi’nin karşısında “Barış” adında küçük bir çay ocağı gibi bir yer vardı, zaman zaman Hüseyin’le gider çay içerdik orada. Nöbet tutuyor gibi. Birkaç kez polis aramasına da uğradığımı hatırlıyorum. İşte bu 1976’nın İstanbul çalışmaları, Trakya çalışmaları sonucunda bu kongredeki gelişmeleri kısaca özetlemeye çalıştım ben. Tabii, kongrede ittifak sağlanamadı. TSİP ile TİP ittifak yaparak kongreyi kazanmışlardı. Gültekin Gazioğlu Genel Başkan seçilmişti.

O dönemden bir anımı anlatmak istiyorum:

Zaman zaman yine bu radikal unsurlar kongreyi kaybedeceklerini anladıklarında çok hırçınlaştılar. Halkın Kurtuluşu siyaseti, özellikle... Demirli çubuklarla, sopalarla Kongre’ye saldırdıklarını biliyorum... Binali Seferoğlu’nun, sevgili Binali abimin başına sopayla vurulduğunu, kafasının yarıldığını biliyorum. Bu bir anıdır, tarihi bir anıdır Öğretmen Hareketi’nde...

Bir de bunu Musa Kasa’ya sorarsanız o da anlatacaktır... Ankara’da “İzmir Sineması” vardır. O salonda Kongre’yi yapıyorduk. Demir bir kapıyı Musa Kasa ile ikimiz, girişi engellemek için, bu saldıranların, kongreyi dağıtmak isteyenlerin girmemesi için kapıyı ikimiz zorla tuttuk. Ama kapı dayanamadı, üzerimize yıkıldı. Üzerimizi çiğneyerek geçtiler. O kongrede böyle bir anımız oldu. Bu, çok bilinmeyen bir anıdır. Bunu anlatacaklardan birisi, Musa Kasa’dır.

Kongre’den geldikten sonra benim, Ağustos ayında düğünüm olacaktı. Şimdi bile duygulanıyorum. Talip’e düğün davetiyesi getirdim. Oturttu çayımı söyledi. “Necati, sana bir şey söylesem bana küser misin, gücenir misin?” dedi. “Söyleyeceğin şeye bağlı, ne söyleyeceksin söyle bakalım.” dedim. “Ya hepimiz öğretmeniz. Sen şimdi gurbet ellerden geldin, buralarda öğretmenlik yapıyorsun. Zaten baban yok (1972’nin Aralık ayında, 49 yaşında, genç yaşta kaybettim babamı. Saygıyla anıyorum onu. Bugünkü politik kişiliğimin, kimliğimin oluşmasında en büyük katkı babamındır). Şimdi ben gelince sizin şerbetinizden, limonatanızdan, pastanızdan yemesem olur mu? Çünkü ne kadar çok yenirse o kadar çok gideri oluyor. Az yendiğinde de ekonomik anlamda sana da yük azalır. O anlamda bana gücenmezsin değil mi?” dedi. Bu anıyı daha önce hiçbir yerde anlatmamıştım. Sevgili Talip’in ne denli iyi niyetli, düşünceli bir insan olduğunun açık göstergesiydi... Boynuna sarıldım ve “Sen benim pastamı da yiyeceksin, şerbetimi de içeceksin, limonatamı da içeceksin. Sen benim yoldaşımsın, can dostumsun.” dedim. Böyle bir anımız da var Talip’le.

 

Devam edecek...

 

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums