Kıbrıs sorunu ancak zenginleşmeyle çözülür

  • 14.12.2015 00:00

 Birkaç günlüğüne Kıbrıs’taydım.

Dünyanın neresinde olursanız olun, eğer Türk’seniz ve bir Türk cemaati üyesiyseniz, başınızdan kolayca savamayacağınız, hiç değişmeyen ve tükenmeyen ortak dertleriniz var demektir.

Ben bugün size bunlardan sadece bir tanesini anımsatmakla yetineceğim.

Türklerin canları pahasına savundukları soyut bir “toprak” sevgileri vardır.

Soyut diyorum, çünkü gerçekte ellerindeki topraklara asla özen göstermezler ve bakmazlar.

Tarım toplumlarından sayıldıkları hâlde ortada dişe dokunur bir tarım da yoktur. Her taraf ağaçsız olup, bütün coğrafyaları çölleşmek üzeredir.

Ellerine üç beş kuruş geçmeye görsün, hemen kum- çakıl- çimentoya harcarlar.

Aynı şey Kıbrıs için de geçerlidir.

Rumların yaşadığı güney yemyeşil olduğu hâlde; Türklerin elindeki kuzey, kel tepeler ve ot bitmeyen kıraç düzlüklerden ibarettir.

Dağlar taşlar, iç içe sokuşturulmuş kibrit kutusu konutlarla doldurulmuştur.

Girne ya da Lefkoşa olsun, her tarafları ayrıkotlarıyla kaplanmış bakımsız kentlere dönüşmüşlerdir.

Yerel gazetelerin yazdıklarına bakılırsa, çoğu küçük ticaret erbabı olan ahali de işsizlikten kıvranmaktadır.

Çoğu dedim ama ondan da çoğu, kapağı devlet memurluğuna atmak suretiyle sözde kendilerini garantiye aldıkları bürokratik bir mekanizma sayesinde, yapısal bir yoksulluğa doğru pupa yelken yol almaktadırlar.

Oysa “yoksulluk”, bütün toplumsal sorunların anasıdır. Tıpkı bağışıklık sistemi çöken bir insanınki gibi, her türlü sosyal hastalığa açık olmayı ifade eder.

Kıbrıs Türklerinin ise, rekabetçi pazar ekonomisi yoluyla kendilerine yaraşır bir alan seçerek, yeryüzü ölçeğinde uzmanlaşacakları bu sektörel işbölümü marifetiyle “zenginleşmek”ten başka çarelerinin olmadığı görülüyor.

Bu da, besbelli ki “turizm”dir.

Ama ondan önce, teritoryal hastalıklarından arınmaları lâzım.

Örneğin İngiltere, bundan üç yüz sene önce “çitleme” diye bilinen radikal bir uygulamayla topraktaki komünal yapıya son vererek üretim güçlerinin önündeki toplumsal değişmenin teritoryal engellerini kaldırmış, “sanayi devrimi”nin gerçekleşmesindeki altyapıyı hazırlamıştı.

Ne ki Kıbrıslıların, Anglo-Sakson kültürüne herkesten çok aşina olmalarına rağmen, yabancılara bir dönümden fazla toprak satacaklar diye bugün bile hâlâ ödleri kopuyor.

Aslında bu korku dünyadaki bütün Türklerde var.

Hâlbuki bir yabancıya taşınmaz değil de, daha ziyade taşınır satarken hassas olmak gerekmez mi?

Bir Alman’a ev satarsanız, alıp memleketine götüremez. Ne kadar çok parasal riske girerse de, o oranda sizden biri hâline gelir.

Ama bir Fransız’a Şeker Ahmet Paşa’nın tablosunu satarsanız, yanında götürdüğünde o lâhza sizin olmaktan çıkar ve bir çırpıda Fransa’nın malı oluverir.

Kıbrıslıların bu tür korkularına ve korkunç bürokrasilerine rağmen, gene de buralara yatırım yapmayı göze almış Merit gibi, ETS gibi, Kayalar gibi Türkiyeli şirketlerin otel ve gazino işletmelerini bir görseniz dudağınız uçuklar.

Hele Merit Grubu’nun dünya ölçeğindeki yatırımları parmak ısırtacak düzeydedir.

Görünen o ki, ilişkilerinde eşitlik gütmedikleri için “güven” vermeyen Rumlarla, kendilerine yavru muamelesi yapmaktan usanmayan “vesayetçi” Türkiye arasında sıkışıp kalmış Kıbrıs Türkleri, “sütten ağzı yanmış vaziyette, yoğurdu üfleyerek yiyorlar”.

Ne var ki, bu onlara bir yarar getirmiyor.

Yoğurt üflenerek yenmez çünkü.

Yoğurt her hâlükârda soğuktur.

İllâ üflenecekse, gene süt üflenmelidir.

İşte bu yüzden potansiyel enerjilerini kinetiğe çeviremiyorlar.

Üstelik ürkeklik ve edilgenlik böyle sürdükçe de, fırsat kollayan Erdoğan’a gün doğuyor.

Boru hattıyla Türkiye’den akacak suyun dağıtımını bile Kıbrıslılara çok görerek, onu dahi kendi adamları yapsın istiyor.

Hele bir ellerini kaptırsalar, her şey kendilerine “imam-hatip” olarak geri dönecektir.

Baksanıza, başparmağını kıvırmış; ha bire Toroslar’dan Beşparmaklar’a doğru bir “Rabia” şamarıdır gösterip duruyor.

cinarnamik@hotmail.com

twitter@cinarnamik

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums