Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

Türkiye’de ‘kadın’ ve ‘derin erkek’

  • 15.10.2011 00:00

 “Kadına şiddet” üstüne yazmaya başlarken, Taraf’ta, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın internet adresinde kadın dövmenin faydaları üstüne öğretici yazılar bulunduğu haberi yayımlanmıştı. Bu sabah bu yazıya başlarken de, gene Taraf’ta, o yararlı öykülerin kaldırıldığını okuyorum.

Başında bir kadın bakan bulunan Bakanlık, İnternet’ten başka kitaplar da yayınlıyor. Sorunlu Aileler veAile Rehberi gibi, ve bu rehberlerde bir kocanın karısını dayaktan geçirmesini haklı sayılacak nedenleri açıklanıyor. Bu bir “keşmekeş” örneği, her şeyden önce. Kimin mersine, kimin tersine gittiği belli değil. Hükümet, bir düzeyde, birtakım yasalar çıkararak bu şiddete bir set çekmeye çalışıyor. Hükümetten başkasının tayin edemeyeceği alt düzeyde birileri de kadının haddini bildirmeye çalışıyor. Bu, evet, bir kargaşa, ama aynı zamanda Türkiye’nin nerede ve nasıl debelendiğini saptayan bir fotoğraf.

Gene bu sabah, gene Taraf’ta Tuncer Köseoğlu bu şiddet konusunda yazıyor. Sanırım olayın teşhisinde aynı noktadayız: Türkiye’de kadın-erkek eşitliği gereğini nesnel koşullar zorluyor ve birbirini izleyen bu cinayet haberleri de memleketin bir kısım erkeklerinin böyle bir süreci nasıl karşıladıklarını bize gösteriyor. “Dönüşüm” denen olay zorludur, onu kaçınılmaz kılan koşullara karşılık güçlü direnç odakları da bulunur. Bir düzeyde, “Ergenekon”, “Balyoz” vb. Türkiye toplumsal-politik geleneksel yapısının, tarihin dayattığı demokratikleşme zorunluğuna karış eski iktidar seçkinlerinin siyasî direnişlerinin örgütleriydi. “Kadın öldürmek” ise onun gibi “sosyo-politik” arenada değil, elle tutulmaz bir “toplumsal psikoloji” düzeyinde gerçekleşen itişmenin, hercümercin sonucu olarak ortaya çıkıyor.

Geleneksel iktidar seçkinleri Kemalist’tir; “Ergenekon” gibi örgütler de Mustafa Kemal’i, Enver’in “teşkilât-ı mahsusa” yöntemiyle ebedî kılmak isteyenlerin kurduğu yapılar. Bu kadın-erkek sorunu ise psikenin çok daha derin düzeylerinden ve tarihin de çok daha eski çağlarından gelen çok daha köklü bir karmaşa. Dolayısıyla bütün toplumda kendini gösteriyor.

Aile Rehberi, “Aileleri tehdit eden bir unsur da daha çok kadınlar arasında görülen çevreye özenme taklit ve moda tutkusu olabilmektedir” diyor. Kadının haddini bildirirken zararlı ve zorlaştırıcı Batı etkilerine karşı da bizi uyaran, bu toplumun vasat Müslüman ideolojisinin dışavurumlarından olduğu çok belli.

1950’lerde radyoda bir “Ordu Saati” vardı; Kemalist subaylar bize nasıl bir toplumda nasıl bireyler olarak yaşamamız gerektiğini anlatırlardı. Bunlardan birinde Kurmay Binbaşı Hayri Yalçıner, “Moda ile beşincikol arasında münasebet aramayı kimse düşünmez” diye lafa başlayıp, “Moda lüksü, israfı hazırlar” diye devam ediyor ve ancak “paranoya” ile açıklanabilecek bir dünya çiziyor. Boşkafa kadınların “Moda! Moda!” diye tutturup ülkeyi nasıl yabancı ajanların kumpasına düşürdüğünü anlatıyor. Bu da Kemalist subay!

Ama ola ki ona da böyle düşünmesi için yol gösteren biri vardır. Nitekim, var. Turancılar’ın 40’larda yayımladığı Bozkurt dergisinin 6. sayısında (Eylül 1940) Nihal Atsız’ın kardeşi Nejdet Sançar “Moda Afeti” başlıklı bir yazı yayımlar; yazının altbaşlığı: “Moda Türklük için bir Nevi Beşinci Koldur”! “Modacı maymunları yok etmek için modayı yok etmek lâzımdır.”

İşte böyle, kırklar, elliler ve 2010; Türkçüler, Kemalistler ve siyasî Müslümanlar... Değişen çok da bir şey yok, “psike”nin bu katmanlarına inildiğinde.

Altmışlarda da Şule Yüksel Şenler kent kent gezer, kadınlara konferans verirdi; başlıca konularından biri kadınların hangi durumlarda dayak yemesinin caiz olduğuydu. Konferansların kadın dinleyicilerle dolup taşması laik kesimde şaşkınlık yaratırdı. Oysa anlaşılır bir durumdu: Şenler, Kuran’a göre yalnız üç durumda kadın dövmenin caiz olduğunu söyleyerek bir tür “ilericilik” yapıyordu –çünkü onu dinlemeye gelen kadınlar her durumda dayak yiyordu.

Davutoğlu Alman Dışişleri Bakanı ile ortak basın toplantısına çıkmış, bunun bir yerinde “...Türkiye’nin Avrupalılığını tartışmayı... AB’nin o çok referansta bulunulan ilkeli tutumuna yakıştıramıyoruz” demiş...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums