Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

Yunanistan

  • 27.09.2011 00:00

 

Son ekonomik krizin etkisi galiba her yerden çok Yunanistan’ı etkiledi. Orada bu kadar sert olmasının nedeniyse Yunanistan’ın ekonomik yapısının zayıflığıydı. Bu aslında bilinmeyen bir şey değildi. Yani ülkenin bu krize göz göre göre yuvarlandığı da söylenebilir.

İktisatçı olmadığım için bu ekonomik yapı zayıflığını iyi anlatmama imkân yok. Zaten kalkışmayacağım onu yapmaya. Daha genel birkaç şey söylemek istiyorum –eleştirel birkaç şey.

“Bilinen şey”, Yunanistan’ın AB’den gelen paraları da kötü kullanarak, bir bakıma “karşılıksız” denebilecek bir refah ve bolluk içinde yaşıyor olmasıydı. Hani neydi, bahçesi olmayan kurumun bahçıvan kadrosu mu vardı, öyle bir olgu aktarılıyordu. Bu kendi başına önemli bir şey olmasa da genel tarzı simgelediği için anlamlı. Kriz dünya ölçeğinde varolan yapıları sarsmaya başlayınca, en kötü çatırtı sesleri de Yunanistan’dan işitildi.

Yunan halkının bu duruma ve sonuçlarına tepki verişinde bana tuhaf ve itici gelen özellikler var, çünkü yaptıkları gösterilerden vb. çıkarabildiğim anlam, her şeyin eskisi gibi sürmesini istedikleri yolunda. Oysa bu hem mümkün değil, hem de zaten istenecek bir şey değil.

Ama Yunanistan’da bu tavır oldukça yaygındır. Bu “ekmek elden su gölden” durumu sanki bir “müktesep hak” haline gelmiştir. Toplumsal hayatın çeşitli basamaklarında, düzeylerinde yer alan insanlar, bu hayatta oynadıkları rolün niteliğine göre, ama hep bu temel talebi öne çıkararak işlerini yaparlar. Sözün gelişi, benim Yunan dostlarım arasında doğal olarak birçok akademik kişi, üniversite hocası var. Hepsinden öğrencilerle ilgili şikâyet dinlerim: çalışmıyorlar, okumuyorlar, buna rağmen diploma almayı hak gibi görüyorlar, zayıf not alınca isyan çıkartıyorlar vb.

Böyle bir tavrın topluma kademe kademe yayılmasının baş nedeni, bence, Yunan politikasının, daha doğrusu Yunan parlamenter sisteminin bir hayli köklü bir popülist geleneğe oturmasıdır. Bu tavır sağda da, solda da, değişmiyor. Yeni Demokrasi böyle, PASOK da böyle. Kendi içsel yapılanmaları bu popülizme dayanıyor (başka yerlerde pek göremediğimiz “hanedanlaşma” eğilimi de dâhil olmak üzere): iktidara geldikleri zaman toplumla kurdukları, daha doğrusu sürdürdükleri ilişki buna göre şekilleniyor.

“Hanedanlaşma” dedim ama, Papandreu hanedanının şimdiki temsilcisi Yorgo, benim bildiğim, partisinde ve ülkede bununla mücadeleye kararlı biridir. Genel yapıda “hanedanlaşma” hep olmasına rağmen, Yorgo Papandreu babasından boşalan yere hemen yerleşememiş, sonunda oraya gelse de zorlanarak gelmişti. Çünkü onun tarzı partinin bu genel yapısına uymuyordu. Orada köşebaşlarını tutmuş PASOK’lular da bunun farkındaydı.

Kriz patlayınca Yeni Demorasi’nin yelyepelek kaçtığı da söylenebilir. Bu koşullarda iktidara gelmek, gelenin “çıkar”ı açısından istenecek bir şey değildi. Buna rağmen Yorgo Papandreu bu cesareti gösterdi ve sorumluluk aldı. Ama hemen karşısına dikilen “muhalefet”in (aralarında çok sayıda PASOK taraftarı olduğunu tahmin ediyorum) herhangi bir sorumlulukla davrandığı izlenimini edinemiyorum. Belki şu durduğum yerden bakınca olanları çok iyi görüp seçemiyorumdur ama tam tersine, bu protestolara bir sorumsuzluğun egemen olduğu izlenimi ediniyorum. Oysa şu anda Yorgo Papandreu, yalnız güncel krizin atlatılması için değil, aynı zamanda Yunanistan’ın bu yapısal zaafından sıyrılması için en fazla umut veren kişidir. Doğrusu, bu zor işin onunla birlikte çözülmesini umuyorum.

Yunanistan’ın bu durumu karşısında Avrupalı tavırlarını bir başka yazıda ele alayım.

 

Diğer Murat Belge Makaleleri:

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums