Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

'Balkon'

  • 7.09.2014 00:00

 Dünkü yazımda “deyimler” üstüne de bir şeyler söylemiştim. “Çankaya’ya çıktı” deyince, gözümüzün önüne, dolmuşa binip Çankaya’ya giden bir adam gelmiyor, Cumhurbaşkanı olan bir adam geliyor, demiştim.

Somut, etkileyici ya da tekrarlanan bir olay, zekice bir ifade, bazen bir pratik deyimlerin biçimlenmesine yol açar. Deyim, içindeki kelimelerden bağımsız bir anlam kazanır. Örneğin Tayyip Erdoğan her seçim başarısından sonra (yani sık sık) balkona çıkıp “birlik ve beraberlik” üstüne konuştuğu, bütün yurttaşlarını kucakladığını anlattığı için, bu da bir deyim haline geldi: “balkon konuşması yapmak” diye bir deyimimiz var.

Biraz fantezi yapayım. Böyle deyimler hep çıkar, aradan uzunca zaman geçince, deyim kalır ama nereden çıktığı unutulur. Diyelim 22. yüzyıla geldiğimizde “balkon konuşması yapmak” deyimi hâlâ kullanılıyor olacaktır, ama nereden geldiği unutulacaktır (umarım unutulacaktır; yoksa, 22. yüzyılda da Türkiye Tayyip Erdoğan konuşuyorsa vaziyet vahim demektir).

Ama --benim fantezime göre-- o zamana kadar “balkon konuşması” deyimi bir anlam kayması geçirecektir: “inandırıcı olmayan konuşma”, “konuşanın inanmadan söylediği sözler”, “ciddiye alınmayacak belagat” gibi anlamlar edinecektir. İnsanlar birbirine, “Birader, balkon konuşması yapma,” diyeceklerdir.

Çünkü Tayyip Erdoğan’ın balkonda söylediği kendi kulağına da gitmiyor. Bu bir mizaç sorunu mudur, “politika” sorunu mudur, hem öyle, hem böyle midir, her neyse, ama Başbakan rolünde ya da Cumhurbaşkanı rolünde Tayyip Erdoğan’ın temel stratejisi değişmez biçimde bir gerilim stratejisi biçimini alıyor.

Son balkonunda elini uzattığını söyledi. Herkesi gelip uzatılan o eli tutmaya çağırdı. Balkondan inip “Ben o törene gitmem,” dedi. Bunun kavgası devam ediyor: Yargıtay Başkanı’na soruyor “Sen neyin başkanısın?” diye.

O zaman bu “el uzatma”nın anlamı ne?

“Gel, bana biat et”... Bu mu “el uzatmak”?

Cumhurbaşkanı olarak her Allah’ın günü CHP’yi, MHP’yi, daha kim varsa, hakaretamiz sözlerle kötüle, sonra da “Bakın, el uzattım, almadılar” de.

Gerçi el sıkmamak, “savaş olmadan görüşmem” demek gibi, bana çocukça gelen, anlayamadığım davranışlar da eksik değil. Meclis’te kitap atmak, bir muhalefet biçimi olamaz. Olmadığı gibi, Tayyip Erdoğan’ı taklit etmek olarak da yorumlanabilir. Sorumsuz davranışlar gösteren bir Başbakan veya Cumhurbaşkanı’na muhalefet, aynı üslûpta davranışlar sergilemek değildir.

Ancak Tayyip Erdoğan’ın çeşitli yetenekleri arasında böyle bir yeteneği de var: siyasî rakiplerini kendi seçtiği sahaya çekebiliyor.

Tayyip Erdoğan, özellikle 17 Aralık’tan bu yana, “kuralsızlık” kuralını yerleştirdi. Paralar, kutular, konuşmalar, bir yığın ciddi kanıt ortada. Sen, bunların işaret ettiği yöne giden her şeyi kapatıyorsun, işaret edenin yakasına yapışıyorsun. Önce Başbakan, ardından da Cumhurbaşkanı olarak bunu yapıyorsun. “Üste çıkmak” diye de bir deyim vardır; onun ima ettiği her şeyi yapıyorsun. Sonra da muhalefetin “saygılı” davranmasını talep ediyorsun. Bu da olacak bir şey değil.

Peki, ne olacak? Olacak şey değil ama oluyor. Her gün bir yenisi ekleniyor. Sorarlarmış, “Sen neyin başkanısın?” diye. Yani adam orada “Cumhurbaşkanı o adamı sevmiyor. O halde o gelmesin, konuşmasın,” diyecek, demeli. O zaman “Neyin başkanısın?” diye kimse sormayacak, başkanlığını hak etmiş olacaksın. Ama ezkaza Tayyip Erdoğan’ın onaylamadığı bir şey yap, bir söz söyle...

Ey Yargıtay başkanı, koskoca Cumhurbaşkanı sana ta balkondan elini uzatmış! Sıksana o eli!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums