Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

‘Eski Türkiye/ Yeni Türkiye’

  • 7.01.2014 00:00

 Türkiye’nin AKP iktidarı ile geçirdiği yılları, geniş çerçeveye oturtarak değerlendirme çabamda, bir toplumun kendi geçmişiyle yüzleşmeyi ve bu zorlu mücadelenin çeşitli “ihtilaç”larını görüyordum. 12 Eylül Türkiye’ye 1980’de verilmiş, “1930’a dönülecek!” komutuydu. Komut büyük ölçüde yerine getirildi. “Sivile dönüş”le birlikte iktidar olmayı başaran Turgut Özal 12 Eylül’ün getirdiği “üstyapı”ya çok fazla ilişmedi; ama TC’nin geleneksel “devletçi” yapılanmasında önemli gedikler açmaktan da geri durmadı. Bunlar sayesinde Türkiye dünyanın geri kalanıyla bağlarını büsbütün kaybetmedi. Ama siyaset, 12 Eylül’ün sınırlarını çizip dikenli tellerini de döşediği dar alan içinde yapıldı. Varolan siyasî partiler de kural dışına çıkmamaya özen gösterdiler.

Ama “1930’a dönülecek” komutu absürd bir şeydir, bir çocuğa “Artık büyüme!” diye emir vermek gibi bir şeydir. Bir toplumda değişimin dinamiklerini bir süre engelleyebilir, yönünü değiştirebilir, yapısını bozabilirsiniz; ama toptan yok edemezsiniz. Varolan ana-akım, konformist ve itaatkâr siyasî partiler komuta sadakatlerini sürdürünce, o dinamiklerle buluşma işi de kendini bu düzene en fazla yabancı hisseden kesime kalacaktı. Bu rolü oynamak dünyada genel olarak sola düşer; normali de budur. Ama Türkiye’nin tarihî gelişme çizgisi sonucu, burada sol, komutu verenin yakınında durmayı seçmiştir.

Dolayısıyla “Yeni Türkiye”yi oldurma mücadelesi verecek aktörler, kendini genel olarak “İslâmcı” diye tanımlayan kesimde buluştu, orada yoğunlaştı. Bu yıllarda o cephe çok daha “amorf”tu; yani görüşler arasında çok kalın çizgiler yoktu; söylemler birbirini dışlatamıyordu. Daha önce Özal’ın “dört eğilimi biraraya getirdik” öğünmesine yakın bir durum vardı (Türkiye’de siyaset böyle yapılabiliyor).

Böylece, çalkantılarla dolu bir 11 yıl yaşadık. Bu süre içinde AKP içindeki bütün eğilimler, “tartışılmaz önder” Tayyip Erdoğan’ın beğendiği ve onayladığı biçimler olarak yerine oturdu. Tayyip Erdoğan’ın beğenmediği ve onaylamadığı düşünce, tavır ve eğilimlerle birlikte kaçınılmaz olarak belirli kadrolar da geri plana düştü veya büsbütün tasfiyeye uğradı. Bunun anlamı, “Muhafazakâr Demokrat” diye yola çıkan partide “muhafazakâr” anlayışın gitgide ağırlık kazanması, “demokrat” sıfatının da gitgide, niteleyecek “isim” bulamaz hale gelmesi oldu. İktidar koltuğundan fırlayan çiviler ayıklandıkça, orada oturmak daha rahat bir eylem oldu.

Şimdi gene fırtınalı bir dönemdeyiz öncekilerden epey farklı görünen bir fırtına. Başbakan, birkaç gün önce, “HSYK düzenlemesi” konusunda yaptıklarının “hatalı” olduğunu söyledi. Şimdi, bu “hata”yı düzeltmek üzere, konuyu yeniden ele alacaklarmış. HSYK düzenlemesi, Anayasa değişikliklerinin bir parçasıydı. Oradan dönüş anlamına gelen bu sözler, önemli bir sinyal.

Daha da büyük sinyal “danışman”dan geldi. Şimdi hükümete komplo kuran güçler (“güç” mü, ne, esrarengiz bir şey), meğerse daha önce şanlı Ordu’ya da kumpas kurmuşlar!

Ve şimdi gündemin başında “yeniden yargılama” vb. yer alıyor. Bu karar, AKP’nin, tabii öncelikle Tayyip Erdoğan’ın, sözünü ettiğim o “Yeni Türkiye” yolunun sonuna geldiğini gösteriyor.

Peki bu, aynı zamanda, Başbakan’ın birtakım oranlarda, güç dengelerinde irili ufaklı revizyonlar yapılmış bir “Eski Türkiye”de karar kıldığının göstergesi mi?

Hayır. Bence bu da değil.


(Devamı var)

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums