- 31.08.2013 00:00
Elime bir liste geçti. Tarık Günersel, PEN’in şimdiki başkanı, bana gönderen. Ona da liste Mısır’dan gelmiş. Ona gönderenin adı İkbal Baraka. Mısırlı bir yazar olduğu belirtiliyor. Adres vermiş: “iqbalbaraka@yahoo.com”. Liste, karışıklıklar başlayalı beri Mısır’da saldırıya uğramış Hıristiyan kurum, kilise ve evlerinin listesi. 58 olay sayılıyor. Endişe verici bir durum.
Kısa notta, Mursi’nin darbeyle düşürülmesine değinildikten sonra El Nahda ve Adeviye Meydanları’nda protesto için toplanan insanlara ateş açıldığı, 600 kişinin öldüğü, binlerce kişinin yaralandığı da belirtilmiş, “yakıp yıkan şiddet” ibaresine de yer verilmiş. Ama asıl konu Hıristiyanlar’ın başına gelenler.
Mısır’ın her yerinde kiliselerin ve Hıristiyanlar’a ait olduğu bilinen başka yerlerin saldırıya uğradığı anlaşılıyor. Elindeki listeyi hazırlayanlar, bu kiliselerin sözcüleri, temsilcileriymiş. Herkes payını almış gibi görünüyor. Liste Katolikler’le başlamış. Kahire’de saldırıya uğrayan bir kilise var. Çoğu Minye’de ( “Minyeli Abdullah” faaliyette, anlaşılan!), Süveyş’te, Asyut’ta.
Protestan kiliseleri de saldırı alanının dışında kalamamışlar. Ama sanırım en yüksek yüzde Koptik kiliselerde. Zaten Mısır’da öteden beri en çok saldırıya uğrayan Hıristiyanlar Kopt’lardır. Kopt’ların eski Mısır medeniyetinin bugünlere kalmış torunlarının torunları olduğu düşünülür. 1950’lerden beri nüfusları sürekli düşmüştür (göçtükleri için). Gene de, yüzde 15-17 sularında bulunan Hıristiyan nüfusun çoğunluğunu onlar oluşturur.
Hali vakti yerinde bir kesim olmaları, topun ağzına konmalarını da kolaylaştırabiliyor. Bizim 6 Eylül kepazeliği orada her an gündemde.
“Ne yapmışlar?” diye bakıyorum. En çok yağmalama ve ateşe verme olayı görünüyor. Minye ve Asyut gene başı çekiyor. Kahire’de tek tük, İskenderiye adı hiç geçmiyor.
Ayrıca dükkânlar, oteller, ev ve ofisler de saldırıya uğramış. Kahire’de, Feyyum’da ve Asyut’ta “Bible Society’ler yakılmış.
Listeyi hazırlayanlar Müslüman Kardeşler’in bunlardan sorumlu olduğunu açıkça yazmışlar. “Bu liste başka basın ajansları tarafından da doğrulandı” diye bir not var.
Mısır’da Müslüman Kardeşler’den tanıdıklarım vardır. Bazıları için, “Böyle bir şeyi asla yapmazlar. Nefretle kınarlar,” diyebilirim. Bazı başkaları için “yaparlar” diyemem ama birileri yaptığında fazla rahatsız olmayacaklarını düşünürüm. “Onları da anlamalısınız” edebiyatı yaparlar hani var ya...
Ama sokaktaki adama bunları kolayca yaptırırsınız. “İslâm” adına hem de.
Bu olaylar kısmen bizde de duyuldu, medyada Hıristiyan kurumlarına saldırı haberleri çıktı. Tabii hep olduğu gibi aynı anda Başbakan Erdoğan sahnede göründü ve Mısır’da olanlar konusunda bizi aydınlatmayı görev bildi. Nasıl aydınlattı? Bütün bu sabotajları Mursi’yi Başkanlık’tan indirilenlerin tezgâhlandığını söyleyerek.
Başbakan’ın açıklamasının doğru olmasını dilerim. Bunun bir provokasyon olması, Müslüman kitlelerin kilise yağmalaması şıkkına göre, çok daha kolay tercih edilecek bir şey.
Ama, doğrusu çok akla yakın gelmiyor.
Bunca farklı yerde, halk desteği olmadan mı yaptılar bu işleri? 58 kurum gerekiyor muydu, Batı kamuoyunu seferber etmek için?
Halk katılmışsa, başlatan provokatör mü, değil mi, o kadar önemli değil. Önemli olan, biri “Haydi” dediğinde ortaya atılmaya hazır kitleler bulunması. Böylece varılacak felâketlerin sonu yok.
“Kilise yakıldı” der demez başka bir hikâyeyle karşımıza çıkan Başbakan olayın buralarını da düşündü mü? Onun istihbarat kaynağı ne? Mısır’daki bunca Hıristiyan kurum, yanılıp, “Müslüman Kardeşler yaptı” derken, Tayyip Erdoğan’ın yanılmadığının ve yanılmayacağının garantisi nedir?
Yorum Yap