Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

Orada olmak

  • 16.07.2013 00:00

 Türkiye’nin yakın tarihinde, üç önemli kitlesel eylem olduğunu düşünüyorum: bunlar, ciddi bir kitlesel destek ve katılım sağlamış olmaları çerçevesinde “başarılı” olarak nitelenebilir eylemler. Birincisi “Aydınlık için Bir Dakika Karanlık”. İkincisi Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından gelen büyük yürüyüş. Üçüncüsü ise Gezi Protestosu.

Bunlar hakkında “başarılı” diye, “pragmatizm” kokan bir sıfat kullanıyorum, çünkü ister istemez, bir eylem, sağladığı katılımla tamamlanır. Katılım yüksekse, demek ki bu eylem kitleleri şu veya bu nedenle, ama yakından ilgilendiren bir soruna yöneltmiştir. Bu bakımdan “doğru” ve “başarılı”dır.

Türkiye toplumunun kayıtsız, sessiz, duyarsız vb. olduğunu söylemek bir ağız alışkanlığı haline geldi. Geldiyse, bunun da nedenleri olmalı. Bu da, “orantısız güç” felsefesine bağlı bir durum. Kendisine itiraz edildiğini gördüğü anda olağanüstü bir şekilde saldırıya geçen bir devletin kitleleri yıldırmış olmasında fazla şaşılacak bir şey yok. Ama sözünü ettiğim bu üç olay, durumun değişmekte olduğunu da gösteriyor. Ama “tepkisiz toplum” kalıbı, çoğumuzun zihninde iyice yer etmiş. Bunun da kendine göre bazı sonuçları oluyor.

“Aydınlık için Bir Dakika Karanlık” eylemi, iyi düşünülmüş, katılmak isteyeni de zorlamayan, etkili bir eylemdi. Böyle olduğu için onu uzatmak isteyenler oldu. Daha sonra, çeşitli olaylarda, onu tekrarlamak isteyenler de oldu. Birkaç kere tekrarlandı. Ama bunların hiçbiri, ilk eylemin yanına yaklaşamadı.

Yaklaşamazdı. Bu bir kuraldır. Bir kere olur. Herakleitos’un nehri gibi, aynı eylemin içine de, iki kere giremezsiniz.

Çünkü burada bir birikim sözkonusudur. Hrant Dink öldürüldüğü zaman, bunu yapanın Ogün Samast falan değil, yıllardan beri bu devletin ve toplumun da bir bölümünün kromozomlarına, DNA’sına sinmiş bir zihniyet olduğunun herkes farkındaydı.

Ve tabii o zihniyetin son kurbanı, çok kişinin tanıdığı, insan olarak sevdiği, çabasına saygı duyduğu bir insandı. Olayı öğrenen herkeste “orada olmak” ihtiyacı doğdu.

Önemli olan bu zaten: “orada olmak”! Bu ihtiyaç kimsenin talimatıyla ortaya çıkmaz. “Yer” bildirmek dışında, davet de gerektirmez. İnsan, şuna buna bağlı değil, kendisine karşı bir görevi yerine getirmek üzere, kalkar ve “orada” olur.

Tayyip Erdoğan hayatımızı kendi ölçülerine ve normlarına uydurma çabasında ipin ucunu kaçırınca, gene aynı duygu oluştu. Hem bu sefer, “orada olma”nın azımsanmaz riskleri vardı. Buna rağmen insanlar dalga dalga, gittikçe artan niceliklerle Taksim’e aktılar ve orada oldular.

Tabii “insan psikolojisi” diye bir şey var. Bir tepkinin boşalması, bir duygusal yoğunluğun gevşemesi vb. Gezi Protestosu bu açılardan kendi miadını doldurdu. Öbür taraftan, İstanbul hayatını durduran etkileriyle “sokaktaki adam”da uyandırdığı tepkiler de, sınırına dayandı.

“Bir Dakika Karanlık” eylemi gibi, bunu da artık zorlamamak gerek. Yoksa şimdiye kadar yarattığı olumlu sonuçlar, etkiler, olumsuza dönüşmeye başlar ve eylem kendi başarısını kendi eliyle bozar.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums