Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

Gecikmiş ’68 mi

  • 15.06.2013 00:00

 “Taksim”, bildiğiniz üzere, “bölmek”ten gelir. Taksim’deki “maskem”, suyun çeşitli yönlere gitmek üzere bölündüğü yerdir. Son iki haftadır Taksim, bence, Cumhuriyet tarihinin bölündüğü yer oldu: “Taksim’den Önce/ Taksim’den Sonra”.

Bizim Taraf’ta Hadi Uluengin başlattı: “Taksim’deki hareketle ’68 arasında ortak özellikler var mı” tartışması. Bence de var.

Ama önce şu “Türkiye baharı” konusuna bir değineyim. Burada birçok kişi bunun yersiz bir benzetme olduğuna değindi. Ben de aynı görüşteyim. Buradaki medyanın özgünlük yoksunluğundan, klişe papağanlığından şikâyetçiyizdir. Ama dünya medyasında da aynı sorunlar yaşanıyor. “Medya” değil, zaten her alanda, bir sığlaşma eğilimi var. Biri “Arap Baharı” dedi, laf hemen tuttu. Şimdi, “Müslüman bir ülkede toplumsal hareket olursa buna ‘bahar’ denir” diye özetlenebilecek bir “meslek bilgisi” oluştu.

Burada şimdi olmakta olanı Mısır’la, Libya’yla, Tunus’la vb. karşılaştırmaktan çok, 1968’le karşılaştırmak, bana daha anlamlı geliyor. Bunun bir “kurumlanma” yanı olabilir: “Burada demokrasi var, bilmem kaç yıllık Kaddafi ile, Mübarek ile kıyaslanamayız” türünden. Ama, “1968” diyoruz. Takvim de 2013’ü gösteriyor. Demek ki, o kadar “kurumlanacak” bir durum da yok.

“1968’de de burası hareketlenmişti” diyebilirsiniz. Hareketlenmişti, 27 Mayıs’ı tekrar etmek, askerî yönetimi geri getirmek için. Evet, bu, sonuç olarak sosyalizmin yolunu açacak çare olarak görülmüş, çünkü öyle gösterilmişti. O bakımdan, hareketin içinde olan gençler, Türkiye’de hiç olmamış bir şeyi amaçlıyorlardı. Ama “sosyalizm” deyince de, gidip Stalin’i “keşfetmeleri” fazla zaman almamıştı.

Batı’da 68 gençliği bütün bunları daha iyi biliyordu. Stalin’in kurduğu düzende “kurtuluş” aramayacak dünya ve tarih bilgisine sahipti. Denenmiş ve olmamış formüllerin peşinde değildi. Utopikti ve utopik olduğu için mahcup değildi.

Taksim’deki gençlik de, 2013’te, böyle. Tabii, bir kısmını, ama bu olaya damgasını vurmuş, karakterini kazandırmış kısmını kastediyorum. Molotov kokteyli atan, mide bulandırıcı küfürler etmeyi siyaset yapmak sanan kesimi kastetmiyorum. Tabii bu “kastettiğim” kesim için “masum” sıfatını da kullanmıyorum.

Bu “kesim” üstüne daha çok yazacağız. Örneğin ben yarın başlayacağım. Ama bugün “iktidar”dan söze başlayarak 68 benzetmeleri konusunu işlemek istiyorum.

68, Paris’te, de Gaulle’e karşı bir hareket değildi; “eski” ve “bıkkınlık vermiş” değerlere, üslûplara karşıydı. Ama o sırada de Gaulle iktidardaydı ve “eski” ve “bıkkınlık vermiş” her şeyin temsilcisiydi.

Saygıdeğer bir geçmişi vardı. Son olarak da, Fransa’yı Salan ve başka generallerin tasarladığı faşist askerî darbeden kurtarmıştı. O generallerin bilinen yöntemlerle sürdürdüğü Cezayir savaşını da bitirmiş, Fransa’nın “medenî” bir toplum olarak prestijini devam ettirebilmesi için, Fransız kolonyalizminin bu önemli parçasından vazgeçme kararını verebilmişti.

Evet, saygıdeğerdi.

Bugün Hadi’nin yazdığı gibi, Fransa’da 68 gençlik hareketinin tepkisi gelmekte gecikmedi. Fransa devrimler ülkesidir ama müthiş güçlü bir sağı vardır. De Gaulle hemen seçime gitti, bu sağ sayesinde önemli bir “sandık zaferi” kazandı. Ama bu son zaferiydi.

Azlettiği Pompidou, ondan sonra Cumhurbaşkanı seçilecekti. De Gaulle, girdiği referandumu kaybetti. Böylece, 1968 Haziran’ındaki seçim zaferinin üstünden bir yıl geçmeden, 8 Nisan 1969’da, istifa etti. İstifa edecek geniş görüşe ve kişiliğe sahip bir adamdı de Gaulle. Bence, uğradığı gönül kırıklığını hak etmemiş bir devlet adamıydı.

Ama, tarih böyle. Onun da bir bildiği var.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums