Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

Fazıl Say davası

  • 20.04.2013 00:00

 Benim yazı yazma günüm gelinceye kadar Fazıl Say’a verilen on aylık ceza da çeşitli cephelerden ele alınarak tartışıldı. Bu tartışmalarda bir “dünyaca ünlü...” damarı sık sık kendini hissettirdi. Şu günlerde Londra’daki kitap fuarında Türkiye’nin “odak ülke” olması da rol oynadı. Olay doğal olarak orada da duyulduğu, ciddiye alındığı ve konuşmaya çağrılan Türkiyeli yazarlara da sorulduğu için, “turistlere ayıp oluyor” çağrışımı yapan bu “gene dünyaya rezil olduk” söylemi de öne çıktı.

İşin bu “dünyaca ünlü...” kısmı bana çok geçerli gelmiyor. Bunu fazla vurgularsak, bir alanda belirli bir başarıya ulaşmış olan kimselerin suç işlemeye hak kazandıklarını söyleme noktasına varırız. Bu da savunulacak bir konum değil elbette.

Önemli olan, Fazıl Say’ın “suç” işleyip işlemediği. Bana göre, hayır, ortada işlenmiş bir suç yok. Sorun da bu: Fazıl Say’ın bir “tweet”te yazdığı şeyleri “suç” kategorisine sokmak.

Fazıl Say’ın, Türkiye’deki birçok şeyle birlikte, AKP iktidarından hoşlanmadığı besbelli. Sözkonusu “tweet”te ateist olmaktan ne kadar kıvanç duyduğunu dile getiriyor. Bir ateist olarak İslâm’ı da çok sevmediğini tahmin edebiliriz. Onun bu özellikleri birçok kişiyi sinirlendiriyor olabilir. Ama bu da, yazdığı şeylerin hukuken suç olduğu, olacağı anlamına gelmez. Fazıl Say belirli kesimleri sinirlendirecek şeyler söylemekten de hoşlanıyor olabilir. Zaten “tweet” bunun böyle olduğunu gösteriyor. Ama bütün bunlar, yapılan işin bir “suç” olduğu, “hukuk-dışı” olduğu, bir “mahkeme” kararı gerektiren bir şey olduğu anlamına gelmiyor.

Böyle kategorilere en kolay uydurulacak kısım, sanırım, Ömer Hayyam’ın rubaisi olduğu söylenen kısım (öyle mi, bilmiyorum). Çünkü orada İslâmî “cennet“ kavramına ciddi ve ağır bir eleştiri var. Bunlar, yani “içki” ve “kadın” insanlara cennette sunulacak kadar güzel şeylerse niçin bu dünyada haram olsun? Evet, “sınama”dır, şudur budur, yüzyıllardır bu gibi sorulara yığınla cevap verilmiştir. Ama bu sorular gene sorulabilir, çünkü bu gibi cevaplar da, sorular da, “ispatlanacak” şeyler değildir.

Ama Fazıl Say’ın elinden çıkma olduğu belli olan bölümlerde böyle “teolojik” denebilecek şeyler de yok. Fazıl Say illet olduğu adamlara ağır sözler söylemiş; ama, “adamlara” söylemiş. Şu anda, “mütedeyyin” olduğunu saklamayıp ilân eden bir hükümet var; dolayısıyla, bu işlerle ilgisi olmamış bir dolu kişinin şimdi “Ben de vallahi billahi dindarım” diye ortaya atılmasının çok normal olduğunu bilmiyor muyuz? Yarın katı laik bir iktidar kurulsun, bunların hiç değilse bir kısmının “ezelden laik” kesileceğini de bilmiyor muyuz? Böyle insanlar olduğunu söylemek niçin “dine hakaret” olsun, niçin dindar insanları rencide etsin?

Bu mantıkla Dr. Johnson’ın ünlü sözü, “Vatanperverlik bir alçağın son sığınağıdır”, “vatan”a hakaret sayılabilirdi.

Ne demiş Fazıl Say? “Tanrı, uğruna yaşayacağın bir şey mi, öleceğin bir şey mi yoksa hayvanlaşıp öldüreceğin bir şey mi? Bunu da düşün.”

Bilmem, mahkeme kararında bu kısım da suçlu bulunmuş mu, ama ben burada ne dine hakaret görüyorum, ne de dindara. Ama bunu “düşünmek” ihtiyacında pek çok kişi bulunduğunu biliyorum; Santoro’lardan Zirve’lerden Hrant’lara, bunun ne demek olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz.

Benzer bir durumda, normal olarak, şiddetle, nefrete teşvik etmeyen düşüncelerin suç olmaktan çıkarılması gerektiğini savunurdum. Yani, Fazıl Say’ın doğrudan dinin kendisini hedef alan sözler yazdığını görsem, bunu söylerdim, “bunu değiştirin, insanları düşünceleri ve inançları için yargılamayın” derdim. Ama bu olayda böyle bir durumun da geçerli olmadığı kanısındayım. Fazıl Say dine ya da dindarlara değil, dinin belirli bir yorumunu yapanlara hakaret ediyor. O zaman kim alınıyor, niçin alınıyor?

Bu olayın Fazıl Say’la başlayıp onunla biten bir şey olduğunu sanmıyorum. Türkiye’nin büyük kutuplaşmasının çatışma alanı şimdi yargıya kaydı. Topluma yargı yoluyla biçim vermeye çalışan iki eğilim, şimdi, yargı mekanizması içinde edindiği mevzinin gücüne dayanarak, mücadele veriyor.

Böyle bir yargıya “Yargı” denebilir mi?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums