Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

‘Antagonist çelişki’

  • 12.02.2013 00:00

 “Antagonizma” kavramı üstüne yazacağımı söylemiştim. Bugün bunu tamamlayıp şu sıralar bizim gündemimizde olan sorunlara geleyim.

Altmışlardan 1980’in eylül ayına kadar Türkiye’nin entelektüel hayatında Marksizm’in önemli bir yeri vardı. “Baş çelişki”, “temel çelişki”, “diyalektik”, “antagonizma” gibi kavramlar bütün söylemlerde bolca geçerdi. Bunlardan “antagonizma”, “düşmanlık” diye çevrilebilir belki. Marksistler’in kendi aralarındaki tartışmalarında daha sık başvurulan bir kavramdı; sosyalist mücadelenin yöntemiyleilişkiliydi: “Devrim mi? Reform mu?” tartışması..

Kısaca, şöyle bir mantık: burjuva ile proletarya iki karşıt sınıftır ve çıkarları birbirinin karşıtıdır. Dolayısıyla bu ikisi arasındaki çelişki “antagonist” çelişkidir. Öyleyse bunu gidermek, ertelemek, yumuşatmak mümkün değildir. Yani, devrim zorunludur.

“Devrim”den anlaşılansa, temelinde silâhlı bir mücadeleyle egemen sınıfları devirmek ve siyasî iktidarı işçi sınıfı adına onların elinden almaktı.

Şimdi, sözkonusu iki sınıfın arasında çelişki şüphesiz vardır, ama toplumsal formasyon yalnız bu iki sınıftan oluşmadığına göre, o ilişki ya da çelişki formasyon içindeki toplam ilişki ve çelişkilerle birlikte belirlenecektir. Yani bu “analiz”in matrisi öncelikle “toplumsal formasyonun” bütünü olmalıdır; ama o da uluslararası konjonktür tarafından belirlenecektir son kertede.

İkinci önemli konu, “çelişki” dediğimiz şeyin bir “öz”ü olmadığını, olamayacağını kavramaktır. Yani, tanımı gereği “antagonist” (buna, Türkçeleştirerek, “uzlaşmaz” da denirdi) olan ya da gene “özü gereği” uzlaşabilir olan bir çelişki yoktur. Yapının bütünü içinde sınıfların da varoluşlarının, karşılıklı ilişkilerinin, çıkarlarının nitelikleri şöyle ya da böyle değişim gösterir.

Bütün ağırlığıyla bir köylü toplumu olan Çin’de, Mao, “X’in beş kuralı”, “Y’nin dört ilkesi” gibi şematik formüllerle konuşurdu, ama örneğin “Çelişki Üstüne” yazısında düşüncesinin hiç de öyle dogmatik ve kalıplı olmadığını görebiliriz. O da, o yazıda, “antagonizm”in değişkenliğini vurgular.

Bu yazıda benim asıl varmak istediğim nokta, yaşadığımız çağda, çeşitli toplumsal formasyonlarda gözlemlediğimiz “çelişki yumakları”nın “antagonistik” nitelik edinmekten gitgide uzaklaşıyor olmaları.

Gramsci de, epey farklı, kendine özgü bir terminoloji içinde, aslında çok benzer şeyler söylemişti. “Antagonist çelişki var, o hâlde ‘devrim’ yapılmalı” mantığını Gramsci “manevra savaşı” metaforu ile açıklar. Bu, otokratik toplumlarda bir zorunluk hâlini alabilir. Ama sivil toplumun geliştiği daha demokratik toplumlarda, örneğin İtalya’da mücadelenin biçimi “siper savaşı” metaforuna uygun biçimi alacaktır. Gramsci bunları yazalı, dünyada, genel olarak, “Rusya’lar” azaldı, “İtalya’lar” çoğaldı. Şimdi uluslararası konjonktür de uzlaşmazlıkları uzlaşma yönüne doğru zorluyor. Sınıf mücadelesinde zaten ne zamandır büyük bir genel gevşeme görülüyordu. Etnik çatışma ise ön plana çıkmıştı. Avrupa’da süregiden üç belli başlı etnik çatışma, Fransa’da Korsika, Britanya’da Kuzey İrlanda ve İspanya’da Bask ve Katalunya mücadelelerinde, “uzlaşmazlık” mantığının ürünü olan silâhlı mücadele anlayışı yerini “görüşme/uzlaşma” yöntemlerine bırakıyor.

Bu ilelebet böyle gitmeyebilir. Dediğim gibi, bu gelişmeler her zaman “koşulsal”dır; koşullar yeniden uzlaşmazlık üretecek bir yönde evrilebilir. Siyaset demek, böyle değişimlere hazırlıklı olmak demektir. Ama şu tarihî evrede, tarihin çarkları antagonizm yönünde çalışmıyor ve yakın gelecekte o yönde çalışacak gibi de görünmüyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums