Murat BELGE
Murat BELGE Gazete: T24 & BİRİKİM

İstanbul izlenimleri

  • 27.10.2012 00:00

 Bir süreden beri, ne olduysa, rastlantılar üst üste bindi, ben habire birilerine İstanbul gezdiriyorum. İsveçli bir grupla bitirdik, şimdi bir üniversite grubuna (NYU) gezdiriyorum. Daha da devam edecek. Neyse, benim bundan bir şikâyetim yok. Bu kenti seviyorum ve gezdirmekten de bıkmıyorum. Böyle durumlar vesile oluyor, kentle aram açılmıyor; bu kadar hızla değişen bir kentte, ipin ucunu bıraktınız mı, her şey tanınmayacak bir kılığa girebilir.

Son yıllarda İstanbul’da değişim kötüye doğrudan çok iyiye doğru oluyor. Eskiden bir şeylerin habire yok olmasına alışıktık. “O da mı gitmiş? Bunu da mı yıkmışlar?” diye diye dolaşırdık. Şimdi bu, büyük ölçüde, tersine döndü. Örneğin, Bayram’ın birinci günü, NYU grubunu gezdireceğim; erken gitmişim, vakti geçirmek için Cağaloğlu, Nuruosmaniye taraflarını biraz adımladım (ne zamandır hiç yolum düşmez oldu buralara; bir zamanlar her günüm orada geçerken). Baktım, yıllardır yıkık durduğunu görmeye alıştığım Hadım Hasan Paşa Medresesi onarılmış. İlginç, farklı bir binadır, altı dükkân, üstü medrese, benzeri pek yoktur. Asimetrik bir yapıdır. Galiba çok yakında olmuş bu onarım ve nasıl bir işlev verileceği henüz belli değil.

Ama sorun yalnız bir iki binanın onarımı da değil. Kimi boyanmış, kimi makyaj tazelemiş, genel bir aydınlanma durumu var. Yıllarca önünden geçip de görmediğim bir ayrıntının birden görünür hale gelmesi.

“Klasik tur” eksik kalmasın diye Sultanahmet bölgesini gezdirdim bugün. İstanbul’a ilk gelişleri. Ama ortalık ne kadar kalabalık! Müzeler hep birde açılıyor, birden önce açılanı yok. Öyle olunca bütün yığın “açılma saati” olmayan Sultanahmet önüne birikmiş. Uzun mu uzun bir kuyruk, neyse ki hızlı ilerliyor. Hemen hemen herkes de yabancı; yani bu kalabalığın Bayram’la ilgisi olmamalı.

Açılma saati gelince Ayasofya’nın kuyruğu çok daha beterdi. Öyle olacak tabii, çünkü vakit alan bilet alma işlemi var.

Ayasofya’ya girdiğimiz kapıların üst kısmına tel germişler. Hani bir basketbolcu boyunun üstüne çıkacak bir yükseklikten tepeye kadar. Bunun güvercinlere karşı alınmış bir tedbir olduğunu tahmin ettim. Ama kimseye sorup doğrulattıramadım. Tel mel, biz girerken, güvercinin biri de fırt dedi girdi. Binanın içinde kuş olmaz, “tuvalet terbiyesi” olmadığı için kimin üstüne ne yapacağı belli olmaz. Bir de, kalabalıklaşırlarsa, başa çıkması çok zor. Pantokrator’un (yani Zeyrek) camlarını kırar dururlar; onun için, güvercinden geçilmez. Pislik içinde berbattır.

Yukarı kata çıkınca pencerelerin açık olduğunu gördüm de, onun için bu kadar uzatıyorum bu güvercin konusunu. Giriş kapılarındaki teller tahmin ettiğim gibi “kuş-savar” işlevi görüyorsa, perhiz ve lahana turşusu misali, yukarıdaki camlar niye açık? Daha doğrusu, açık olacak tabii, çünkü bu binaların temiz hava alması da önemli. Ama o zaman o pencereleri de tellemeli.

 Ayasofya’nın yanındaki Bizans Sarayı kalıntıları için yapılan kazı da görebildiğim kadar durmuş. Oradaki Fossati kardeşlerin üniversite olsun diye yaptığı, ama yapılana kadar, bitince Meclis olmasına karar verilen, sonra Adliye olan ve sonunda yanan binanın yıkıntısı da olmalı.

Bu Sultanahmet bölgesi için ciddi bir planla ortaya çıkmak mümkün. Zaten çalışanlar da var.

Yarın biraz bunun üstünde durayım.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums