- 27.12.2015 00:00
Bu seferki fetva doğru. Başkanlık sistemini yalın kılıç savunanların bu fetvayı dikkatle okuması lâzım. Her şeyi “işime yarar-yaramaz” diye tasnif eden partili kafasının bu fetvadan “başkanlık sistemine onay” çıkartmasını tebessümle karşılamayı deneyin ve daha ileriye gidin.
Hayrettin Karaman, başkanlık sisteminin de içinde yer aldığı çok daha temel bir mesele hakkında fetva veriyor. Verdiği fetva “kuvvetler ayrılığı” prensibine dair. “İslâmî sistem”in “referans” olarak değil, ama “mekanizma” olarak başkanlık sistemine benzediğini, fakat “kuvvetler ayrılığı”nın her hal ve şartta vazgeçilmez olduğunu söylüyor.
Türkiye'de her şeyi alt-üst eden tartışma, başkanlık sistemi üzerine değil, tamamen kuvvetler ayrılığı prensibi etrafında döndüğü için bu fetva önemli. Erdoğan kendi başkanlık sistemini savunurken, her seferinde tek tek örneklerini vererek sürekli yargı kararlarından şikayet ediyordu. Karaman ise “Başkan yargıya müdahale edemez... yasamayı ve denetimi yapacak heyet de başkandan bağımsızdır” diyerek, bu şikayetlerin yersizliğini ve üstelik yasamanın da bağımsız olması gerektiğini hükme bağlamış oluyor.
Sistem arayışı, her şekliyle bir kuvvetler ayrılığı meselesidir. Sistem dediğimiz yürütme-yasama ve yargı erkleri arasındaki ilişkinin düzenlenmesidir. Amaç iktidarın kötüye kullanılmasını engellemektir. Bunun için erkler arasında denge ve fren mekanizması (check and balance) kurulur. Başkanlık-yarı başkanlık ve parlamenter sistem arasındaki temel fark, kuvvetler arasında bu denge ve fren mekanizmalarının farklı şekillerde kurulmasıdır. Sanıldığının aksine icrayı en fazla yetkili ve güçlü kılan parlamenter sistemdir; çünkü parlamenter sistemde yürütme ve yasama tek bir seçimi kazanan aynı gücün elindedir. Başbakan hem icrayı hem yasamayı kontrol eder. Başkanlık sisteminde ise başkan sadece icrayı temsil eder, yasama üzerinde hiçbir etkisi ve kullanabileceği denetim aracı yoktur. Erdoğan'ın istediği şeyin sadece icrayı elinde tutan başkanlık sistemi olmadığını, cumhurbaşkanlığı makamında başbakanın yetkilerine, yani ilave icra gücüne ve yasama üzerindeki kontrolüne göz diktiğini, ayrıca yargıyı da yedeğine almaya azmettiğini, kısaca tek başına “devlet benim” demeye niyetlendiğini belirtmek gereksiz olmalı.
Hayrettin Karaman işte Erdoğan'ın bu niyetine çok kesin ifadelerle cevaz vermemiş oluyor. Başkanlık sistemini ise “referans” olarak değil “mekanizma” olarak onaylarken bu tartışmanın esasa müteallik bir mesele olmadığını söylemiş oluyor. Demokrasinin modern kavram ve kurumları ile zihni dolu olanlar, Hayrettin Hoca'nın bu fetvasını, Montesquieu'nun “klasik plüralizm”inin ışığında değerlendirmesin. Devlet iktidarı her zaman yasa-yargı ve icra güçlerinden oluşur, XIV. Louis gibi biri kalkıp “devlet benim” deyince, yani hepsini kendisinde toplamaya kalkınca bunları birbirini dengeleyecek ve frenleyecek şekilde ayrı ayrı formüle etmek ona düşmüştür.
Bütün İslâm tarihi boyunca bu ayırım, hem esas olarak hem de fiilen mevcut olmuştur. Bu erkler, ifta-kaza ve tenfiz'e tekabül eder. Müftü fetva verir, kadı bu fetva ile hüküm tesis eder, vali de bu hükmü infaz eder. Birbirine denk erklere göre, burada bir hiyerarşi vardır ve hepsinin üstünde ifta yetkisi bulunur. Evrensel olarak bu yetkiler devletin teşrî-kaza ve icra yetkileri ile örtüşmektedir. Klasik örnekler hep anlatılır. Padişah kadının kararını değiştiremez, kendisi de fetva almadan iş göremez. Hile-i Şer'iyye bittaharri bulunabilir ve örnekleri çoktur. II. Murad'ın Karaman seferine, “Müslüman'ın Müslüman'la cengi caiz değildir” diye itiraz eden ve fetva vermeyen ulemaya karşı ta Fas'tan fetva getirttiği söylenir. Meşhur “kardeş katli” hükmünü “ekser ulema” tecviz etmiştir, demek ki muhalefet edenler de vardır. Her hal ve şartta, bu üç kuvvetin birbiri karşısında bağımsız olması esastır. Halife veya İmam icranın başıdır, ne teşrî ne de kazaî hiçbir salahiyeti yoktur. Biat merasimiyle devlet başkanı yerine koyduğunuz zaman bile yasama ve yargıya müdahalede bulunamaz.
Velhasıl Hayrettin Hoca bu sefer Şer'-i Şerife ve zamanın icabına muvafık bir fetva vermiştir, mucibince amel edilmelidir.
Yorum Yap