Erdoğan'ın medyası neden özgür değil?

  • 22.11.2015 00:00

 YSK ve RTÜK'ün A Haber ve 24 Haber'e, seçimlerde AK Parti yanlısı yayınlardan dolayı kestiği ceza bir haddini bilmezlik örneğiydi.

Nitekim Cumhurbaşkanı çıkıp ayarı verdi. Verirken de çok doğru şeyler söyledi. “Özel şirket, istediğini çıkartır, istediğini çıkarmaz. Bu cezalar basın özgürlüğüne aykırı, düpedüz sansür.” Haklı mı? Tamamen haklı ve fazlası da var: Aynı yayını gazete yapınca kesmediğiniz cezayı, cam ekrana hangi mantıkla kesiyorsunuz? Cumhurbaşkanı'nın basın özgürlüğü konusundaki bu hassasiyeti hiç olmazsa devletin zirvesinde temel hak ve özgürlüklerle ilgili bilgi ve görgü eksikliği olmadığını gösterdiği için çok önemli. Demek yaşadığımız ağır basın özgürlüğü sorunları ufuk noksanlığının, cehaletin değil siyasî icapların ve şartların, yani bir siyasî hesabın eseri.

Serbest piyasa mantığı ile bakınca hür basının yakın durduğu partiye istediği kadar destek vermesi en doğal hakkı olmalı. Ama sorun basın özgürlüğü değil, temsilî demokrasinin vazgeçilmezi olan özgür, adil ve eşit şartlarda seçimin yapılması. Tamam, isteyen istediği partiyi desteklesin; ama iktidar kendisini destekleyen basın kuruluşlarına imtiyazlar tanımasın, kamu kaynaklarından destek sağlamasın. YSK'nın ceza kestiği kanallar aynı zamanda kamu şirketleri ile yöneticisi devlet tarafından atanan özel şirketler vasıtasıyla iktidarın reklâm kıyağı geçtiği, yani kamu kaynaklarıyla finanse edilen kanallar. Gazeteler ise hem reklâm hem de kurumsal aboneliklerle ihya ediliyor. Yine de bu basın kuruluşları sürekli zarar ediyor, kısaca serbest piyasa kurallarına göre bile işletilmiyor. Karşı tarafta ise dehşet veren bir manzara var: Kamudan reklam alamayan, kendi yağıyla kavrulan, buna rağmen el konulan, devlet şirketinin uydusundan düşürülen, ağır baskılara maruz kalan muhalif medya kuruluşları. Sonuçları ise basın özgürlüğü sınırlarını aşıyor, demokrasinin asgari şartlarına dair hayatî bir soruna dönüşüyor. Devlet kaynakları ile beslenen, iktidar himayesinde, üstelik rakipleri susturulmuş bir medya gücü ve nihayetinde aldıkları cezayı verenlere ayar çeken bir cumhurbaşkanı. Devreye muhalefet partilerinin hukuku giriyor. Bu şartlarda yapılan seçimin adil ve eşit şartlarda yapıldığını kim iddia edebilir?

Medya sorunu fikir ve ifade hürriyetini aşan en temel demokrasi sorununa dönüşmüş durumda. Üstelik iktidarla medya arasındaki ilişki, kamu sektörü üzerinden ekonomiyi ahtapot gibi saran kirli bir şebeke ile paralel yürüyor. “İktidar medyası” tabiri yanlış, doğrudan “Erdoğan medyası”nın, basın üzerinde saldırgan bir hegemonyası var. Bu hegemonya, ince bir kontrol mimarisine dayanıyor; Erdoğan tekel oluşmasına izin vermiyor, kendi kurduğu korporasyonlar vasıtasıyla çok ortaklı bir medya patronluğu örgütlüyor. Devlet iktidarının kullanımı, özellikle kamu rantının dağıtımı medyanın merkezde yer aldığı bu korporasyon aracılığıyla sağlanıyor. Kamu kaynaklarıyla finanse edilen bütün işletmeler gibi bu medya organları da hantal, pahalı ve işlevsiz. Eski zamanların KİT'leri gibi bir kara deliğe dönüşmüş durumdalar. Öbür taraftan 17/25 Aralık'ın “savaş şartları”nda hizmet veren bu medya, “darbeci asker”den, “millî orduya kumpas kuruldu” moduna geçmek gibi zorlukları aşarken; “paralel yapı”, “faiz lobisi” , “üst akıl”, “bölgesel güçler”, “TÜSİAD” gibi tehdit serisi üretirken omurgasını da içeriğini de boşalttı. Öyle ki bugün iktidarın güç parametrelerini bozan, denetimsiz ve stratejisiz; daha çok iç rekabete ve kadrolaşmaya odaklı yayınlar yapıyorlar. Bu kadar gereksiz ve işlevsiz bir medya gücünü Erdoğan neden sırtında taşısın? Muhalif medya üzerindeki aşırı tehdit ve baskıları, el koymaları, geniş çaplı bir alan temizliği olarak, Erdoğan medyasındaki büyük tenkisatın ve daralmanın habercisi gibi görmeyi deneyin.

Erdoğan'ın ağzından “özel sektör” temeline oturan “basın özgürlüğü” savunusu duymak, devlete hakim olan aklın, normal-hukukî olana dair bilgisinde bir eksiklik olmadığını gösteriyor. Hukuku iplemeyen kuvvet politikası öfke ve düşmanlığın değil, demek ki bir stratejik aklın bir eseri. Baksanıza Erdoğan medyası bile özgür değil; galiba bundan sonra “patron”un pek ihtiyacı da yok.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums