İslâmcılığın iki farklı yüzü

  • 3.02.2015 00:00

 Erdoğan trenden yanlış istasyonda indi; belki de 17/25 ile inmek zorunda kaldı. Çöken İslâmcı bir proje değil otokratik bir yönetimdi. Saraylarda ancak saltanat kurulur, İslâm devleti değil. Bu yüzden artık kapanan Erdoğan döneminin arkasından İslâmcıların “fırsatı kaçırdık” diye üzülmelerine gerek yok. Tersine İslâmcılık üzerinden, içinde keyfî tek kişi yönetiminin yer aldığı çok ağır devlet yükünü atmış oldu.

Ütopyalardan bir “İslâm siyasî düzeni” çıkartmak için çok çaba harcamış olsa da İslâmcılık -ısrarla tekrarladığım üzere- muhalif bir ideoloji. Düzenin dışladığı, ezdiği, iktidara yaklaştırmadığı yükselişte olan bir elit grup, dindarlığın sıcak iletişim ağını keskin bir ideoloji aracılığıyla politik kadrolara bağladığı zaman ortaya İslâmcı hareket çıkıyor. İktidara gelir gelmez yaptığı ilk iş, kendisine destek verenler de dahil geride kalan İslâmcı grupları ve dinî cemaatleri ellerini-ayaklarını bağlayıp bir çuvalın içine doldurmak oluyor.  İktidar dediğimiz aç kediyi o çuvalın içine attığı zaman, gücü eline geçirmiş İslâmcıların kendisini destekleyenlere engizisyon işkencesi başlıyor. Geriye ne dindarlık, ne alternatif siyasî düzen ne de usûl-erkân kalıyor. Karşınıza aç gözlü ve görgüsüz bir iktidar bloku çıkıyor.

AK Parti İslâmcı bir parti değildi ve hiçbir zaman da olmadı. Mesele şu: İktidar hiç bir zaman AK Parti'den ibaret değildi. Erdoğan düalist bir iktidar mimarisi oluşturdu. İslâmcıların kapalı devre işleyen özel politik jargona dökülmüş ezoterizmi, AK Parti'nin kurumsal yapısı dışında illegal-informel bir iktidar yapısının anahatlarını oluşturdu. Bu yapı, mevcut anayasal düzene göre suç oluşturan, ancak pratik olarak çok yararlı alanlarda dinî meşruiyet üretti. Devlet iktidarı içine yerleşen bu düalist yapının şifrelerini çözmek için iki somut örneği tekrarlayalım. Birincisi eğitim sistemini köklü bir şekilde değiştiren (4+4+4 ve imam hatipler) reformu, resmî kurumların hiç birinde değil doğrudan bu yapının içinde üretildi, ikincisi devleti ahtapot gibi saran rant ve yolsuzluk düzeni bu merkezin ürettiği meşruiyetle (fetvalarla) vücut buldu. “Rüşvet değil hayır işleri için bağış” fetvası. “Zaruretler haramları mubah kılar”, “ehven-i şerreyn ihtiyar olunur”, “iktidara karşı çıkan bağidir, malı da kanı da helaldir” gibi iktidarın her türlü icraatını meşrulaştıran fıkhî hükümlerle İslâmcılık, otokrasiyi kanatlandırıp uçuran bir keramet kaynağına dönüştü.

Demek ki her dönemde bir tür “derin devlet” oluyormuş, İslâmcı derin devlet de dinî referanslarla pamuklara sarıp sarmaladığı alanda mermi veya bomba yerine daha güçlü bir silahı, yani parayı iktidarın emrine veriyormuş. “Vatan tehlikede ise hukuk bir teferruattır” sözü ile “dine dindara hizmet eden bir iktidarın -yolsuzluk dahil- yasalara aykırı her fiili caizdir” fetvası arasında ne fark var?

“Peki devlet kendi bünyesinde iş gören bu düalist yapıya nasıl oldu da izin verdi?” diye sorabilirsiniz. Cevap İslâmcılığın bütün tezleriyle birlikte tükenişinde aranmalı. Devlet,  bütün itirazlarını karşılayarak toplumsal taleplerinin önünü açarak İslâmcılığı ehlileştirdi, sonra kanını vampir gibi emdi ve posasını çıkartıp, kenara attı. 2002'ye göre geride İslâmcılık kalmadı, ama meşruiyet sorununu büyük ölçüde çözmüş ve palazlanmış bir devlet ortaya çıktı. “Bu devlet adam olmaz” sözünü artık daha az duyuyoruz, neden?

Doğrudan Erdoğan'ın  bu düalist yapı içinde oluşturduğu medya organlarında yükselen itiş-kakış vardığımız yeri göstermek için yeterli. Deve dişi gibi İslâmcıların ve başlangıçta çekirdek kadro içinde yer alanların bu medya organlarında hiçbir ağırlığı kalmamış. Kalanlar ise sarayın bahçesinde ideolojik bagajlarını bütünüyle boşaltanlar. Yağıp-gürleyenler ise hakaret-küfür-tehdit lafları dışında cümle kuramayan tosuncuklardan ibaret. Sahi saraya hangi İslâmcı koyun postunu serip üzerine bağdaş kurabilirdi?

Erdoğan İslamcılığı sadece toplumda değil, yakın çevresinde de bitirdi. İslâmcılık olmadan bu duüalist yapı, dolayısıyla iktidar düzeneği işlemeyeceğine göre bir dönem artık sona erdi. Hata kendisinin: O trenden erken inmeyecekti.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums