Dersi kıran kim?

  • 26.02.2015 00:00

 Ulus Devletler Çağı’nda, kim olursa olsun vatan toprağı veren biri için söylenecek en iyimser söz şu olabilir: “Toprağı bol olsun!” “Bir karış toprak”, hatta “çakıl taşı” edebiyatını dünyada aklı başında hiç kimse küçümsemez.

Türkiye’deki tartışmayı fazla abartılı bulanlar, benzer bir konuda dünyanın hiçbir memleketinde farklı bir tepki ile karşılaşmazlar. Sebebi açık: Toprak veren, her şeyini kaybetmeye açık demektir. Karizma çizilmiş, caydırıcılık kaybolmuştur. Küçük toprak parçaları üzerinde bir ülkenin bütün toprakları üzerindeki egemenliği ve dünyaya karşı bağımsızlığı test edilir. Zaaf gösterenin, hele bizimki gibi tehlikeli bir coğrafyada toprağı vatan yapanların, yaşama şansı hiç kalmaz. Peki mesele vatan toprağı meselesi mi? Hem evet hem hayır?

Bu ölçüde ortak payda niteliği taşıyan bir kriz,  devletin ve politika aktörlerinin mecburiyetleri ve sıkıntıları hakkında berrak bir fikir verir. Sorunun cevabı, demek ki adamına göre değişir.

Süleyman Şah’ın ve iki süvarisinin “nakl-i kubur” kararı, belli ki askerlere ait. Askerî stratejilerin, siyasetin her parçasını içermesi gerektiğini hatırlarsak, bu karar askerlerin aldığı siyasî, belki de biraz da diplomatik bir karar. Böyle bir kararın doğruluğu-yanlışlığı değil hesabı önemlidir. Asker, IŞİD ile geniş bir cephede karşı karşıya kaldığını görüyor. Askerî açıdan en önemli zaaflardan biri cephe gerisinde kalan 38 kişilik askerî birliği ve o birliğin korumakla görevli olduğu anıt-mezar. Dikkat edin, “vatan toprağı” değil. Selefîlerin mezar düşmanlığı ve Musul konsolosluk rehine olayında olduğu gibi öngörülemeyen saldırganlıkları yakın bir tehdit oluşturuyor. Kısaca askerî açıdan ordumuz bir şantajla karşı karşıya. Oraya bir saldırı olduğunu, 38 askerinizin şehit ve mezarın tahrip edildiğini öğrenince ne yapacaksınız? Bu şantaj aynı zamanda Suriye ve bölgede oluşacak askerî koalisyonlara karşı izlenecek politikada elimizi zayıflatıyor. Bir askerin gireceği savaşla ilgili içgüdüsel tavrı, savaş alanını ve zamanını belirleme üstünlüğünü, yani inisiyatifini elinde tutmaktır. Demek ki askerî açıdan gerekli ve doğru hesaba dayanan bir karar verilmiştir: Stratejik üstünlüğü sürdürme adına taktik bir geri çekilme. Ayrıca detayların çok ince planlandığı ve yine askerî açıdan kusursuz bir operasyon gerçekleştirildiği anlaşılıyor.

Peki siyasî açıdan? Kendi amaç ve araç bütünlüğü içinde böyle bir operasyona ihtiyaç doğması tam bir siyasî fiyaskodur. Asker çok daha hayatî olan stratejik üstünlüğünü, inisiyatifini ve savaşma yeteneğini korumuştur ancak Hükümet açıkça bir vatan toprağını terk etmek zorunda kalmıştır. Bunun bir siyasî bedeli olmalıdır. Üstüne üstlük bu kaybın bir zafer gibi takdim edilmesi, milletin vatansever refleksleriyle alay etmek demektir. Ortada bir zafer falan yok, bir fiyasko var. Hükümet belki bu askerî zarurete boyun eğdiği için mazur görülebilir ancak siyasî sorumluluğu ortadan kalkmaz. Çünkü askerin içine düştüğü zaruret hali, Hükümet’in Suriye politikasının doğrudan sonucu.

Askerin bu zaruret konusunda Hükümet’i ikna ettiği ve uyum içinde operasyon kararı alındığı ancak siyasî sonuçlarından ürken Cumhurbaşkanı tarafından geciktirildiği anlaşılıyor. Delil, tankların gündüz harekâtına göre, ancak gündüz görülebilecek yazılarla donatılması. Gündüz için planlanan operasyon geceye kalmış, neyse ki kazasız belasız atlatılmış.

Krizler saklanan niyetlerin, saman altından yürütülen hesapların ortalığa dökülüp saçılmasına yol açar. Kimse “zafer” ajitasyonunu yemedi. Hükümet partisi bu operasyon yüzünden ciddi bir oy kaybetti. Çok daha ölçülü ve sakin atlatılacak bir krizi Cumhurbaşkanı, her zaman olduğu gibi gördüğü fırsatlar için büyüttü. Bahçeli’nin Genelkurmay Başkanı’na laf giydirmesi ironi yüklüydü. Ancak Erdoğan’ın “tırnağının parçası” muhabbeti, inisiyatif kaybettiği bu krizde üste çıkma gayretinden ibaret.

Öyle anlaşılıyor ki dersi kıran, bu işten en son haberdar olan kişi; şimdi sözlüde başka yerden çıkan sorulara cevap yetiştirerek durumu toparlamaya çalışıyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums