HDP’nin kararı ve korku siyasetinin acizliği

  • 12.02.2015 00:00

 HDP’nin seçimlere parti olarak girme kararı, siyasal gündemin merkezine iyice yerleşti. Seçimlerle ilgili tartışmaların koordinatlarını değiştiren bu karar, çeşitli çevrelerde huzursuzluk yarattı. Bu çevrelerin başında AKP geliyor. AKP’nin bu karardan neden tedirgin olduğunu geçen haftaki yazımda açıklamaya çalıştım. 


HDP’nin kararından huzuru kaçan diğer çevre ise, farklı kesimleri kapsayan geniş bir yelpaze oluşturuyor. Bu çevrenin argümanı özetle şudur: HDP’nin yüzde on barajını geçmesi imkansız veya çok zordur. HDP baraja takılırsa, AKP anayasayı değiştirecek çoğunluğa erişir ve başkanlık sistemini getirir. 

HDP’nin seçimlere parti olarak girme kararının altında, Kürt siyasi hareketiyle AKP arasında bir pazarlığın ve uzlaşmanın yattığını iddia edenler de var bu çevrenin içinde. Bu iddianın ciddiye alınır bir tarafı olmadığını görmek için, sadece AKP’nin bu karardan ne kadar tedirgin olduğuna bakmak yeterlidir. 

HDP’ye seçimlere parti olarak değil de bağımsız adaylarla girmeyi öneren çevrenin belirleyici özelliği, siyaseti tek eksene oturtmasıdır. Bu eksen de, AKP’yi durdurmak ve mümkünse geriletmektir. Cumhurbaşkanlığı seçimi, bu yaklaşımın varabileceği uç noktalardan birinin hazin bir örneğiydi. 

Bu yaklaşımın siyaset anlayışı, birbirini sürekli yeniden üreten iki damardan besleniyor: Negatiflik ve korku. Daha açık söylersek, negatif siyaset ve korku siyaseti, bu çevrenin dayandığı ana sütunları oluşturuyor. 

Negatif siyaseti, kısaca ve basitçe, alternatif üretmeyen, oyun kurmaktan ziyade rakibinin oyununu bozmaya odaklanan, bütün enerjisini bu hedefe tahsis eden siyaset tarzını anlatır. Muhalefeti katı defans olarak kavrayan bu tarz-ı siyaseti, en başta ve en fazla CHP yürütüyor. Kendini solda tanımlayan çeşitli parti ve örgütler de, bu tarzın hegemonya alanında hareket ediyorlar. Bu tarz üzerine inşa edilen stratejiler, son sekiz yıldaki tüm seçimlerde değişen biçim ve yoğunluklarda denendi ve apaçık başarısız oldu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri, bu konudaki başarısızlığın bir hezimetle perçinlenmesi anlamına geliyor. 

HDP’nin ortaya çıkışı, negatif siyaset sahasını terk etme, demokratik dönüşümün, özgürlükçü ve çoğulcu gelişimin kurucu öznesi olma felsefesine ve hedefine dayanıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri, bu ruhun ilk ciddi imtihanıydı ve HDP bundan başarıyla çıktı. Bu başarı, kurucu özne ruhuna ve pozitif siyaset anlayışına olan inancın güçlenmesini sağladı. 7 Haziran seçimlerine parti olarak girme kararı, bu yürüyüşün doğal adımıdır, olması gereken hamlesidir. HDP’nin bağımsız adaylarla girmeyi tercih etmesi, kurucu özne olma iddiasına, dolaysıyla kuruluş felsefesine bizatihi kendisinin yeterince inanmadığı anlamına gelecekti. 

Negatif siyasetin tamamlayıcı, neredeyse vazgeçilmez bileşeni, korku siyasetidir. Korku siyaseti, insanların kendilerini yaklaşmakta olan bir felaketin potansiyel kurbanı olarak gördükleri bir psikososyal zeminde yeşerir ve yürür. Felaketi savuşturmak, bu siyaset tarzının tek hedefidir. Bunun en önemli sonucu ise, siyasetin içini boşaltmaktır. Öte yandan, korkunun yayılması ve derinleşmesi, onun hakimiyetine girenlerin özgüvenlerini, dolayısıyla özne olma kapasitelerini ciddi biçimde tahrip eder. Bu durumun trajik yansıması ise, korkunun kaynağını oluşturan tehlikeyle baş etme yeteneğinin sürekli azalması ve nihayet tükenmesidir. 

AKP’nin önümüzdeki seçimlerde temel hedefinin başkanlık sistemini hayata geçirmeyi sağlayacak çoğunluğa ulaşmak olduğu ortada. Bunun otoriterleşmenin derinleşmesi gibi bir tehlike içerdiği görüşüne ben de katılıyorum. Ancak bu tehlikeyi önleyecek yaklaşım, korkuya dayalı negatif siyaset değil, demokratik özgürlükçü dönüşüm hedefini toplumsallaştıracak umuda dayalı pozitif siyasettir. HDP’nin seçimlere parti olarak girmesi, sonuç ne olursa olsun, böyle bir etki yaratma konusunda çok güçlü bir seçenek sunuyor. Korkudan kurtulmanın yolu, bu seçeneği bastırmaktan değil, sahiplenmekten geçiyor.

 (BasHaber Gazetesi) 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • hayri irdal
    hayri irdal
    2.11.2012 17:02

    "Bizler" diye bahsettiğin kim, isim ver. Kim Hadi Uluenginle aynı grupta anılmak isteyebilir acaba merak ettim. Hem kendini hangi grupta zannediyorsan o grup kendince dalga geçtiğin bayram kutlayan insanlar kadar kalabalık toplayabilir mi? O da olmasın dörtte biri kadar olsun hadi..

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums