Kürtler yol ayrımında mı?

  • 24.06.2016 00:00

 Kürtlerin siyasi temsili, malum, 1950’den 1991’e kadar, ‘rejim partileri’ olarak adlandırılan CHP (SHP) ve DP (AP-ANAP) üzerinden gerçekleşti. Bu kırk yıl boyunca Hürriyet Partisi, Yeni Türkiye Partisi, Türkiye İşçi Partisi ve Milli Selamet Partisi, Kürtlerden kayda değer teveccüh gördü görmesine lakin ana tablo değişmedi: Kürtler, aşağı yukarı kırk sene boyunca esas olarak içinde Kürtlerin de olduğu ‘rejim partilerince’ temsil olundu.

Bu ana tablo, yine malum, 1991’de kökten bir biçimde değişti. 1991’de HEP’in parlamentoya girişinin ardından, neredeyse 25 senedir, Kürtlerin epey bir kısmı, son zamanlarda yarıdan fazlası, bir Kürt partisince temsil olunuyor. Üstelik de PKK’yle aynı havzadan beslenen bir Kürt partisince…

2015 seçimlerinde zirve yapan bu durum, Kürtlerin büyük bir kısmının PKK’yle aynı havzadan beslenen bir Kürt partisince temsil olunması durumu, uzunca zamandır bir niyet-soruyu da canlı tutuyor: Kürtler, Kürt partisinden yüz çevirir mi ya da ne olursa Kürtler, Kürt partisinden yüz çevirir? Kürtler PKK’ye ve onunla aynı siyasi frekanstaki Kürt partisine sırtını döner mi, ya da ne olursa döner? 

Malum, bu sorunun yeniden güncelleştiği bir zamandayız. Sorunun güncelleşmesi anlaşılır çünkü Kürt meselesi siyasetini çevreleyen koşullarda çok kısa süre içerisinde çok büyük değişiklikler yaşandı. Büyük ümit yaratan çatışmasızlık ve çözüm süreci yerle bir oldu ve ardından büyük kayıp ve yıkımlara yol açan şehir savaşları yaşandı, PKK frekansındaki partilerden HDP, 7 Haziran’daki kudretini yitirirken PYD, Suriye’de rejimle beraber ikinci kalıcı güç olacağını gösterdi ve Güney Kürdistan bağımsızlığın eşiğine geldi.

Şimdi, bütün bu değişikliklerin Kürtlerin siyasi temsilinde büyük kaymalara yol açıp açmayacağı, Kürtlerin PKK/HDP’den yüz çevirmesiyle sonuçlanıp sonuçlanmayacağı merak ediliyor, daha doğrusu biraz merak, çokça ümit ediliyor. Kürt meselesini çevreleyen koşullardaki büyük altüst oluşa bakıldığında ümit edenlerin niye ümit ettiklerini anlamak zor değil. Çok değil bir sene önce yürüyen çözüm süreci ve 80 vekille Meclis’e giren HDP bugün yok, fakat yakılıp yıkılmış şehirler, yitirilmiş yüzlerce insan, ‘kudretini göstermiş’ bir devlet var. Üstelik bütün bu manzaranın sorumlularından biri de PKK/HDP. Bu durumda, Kürtlerin PKK’den ve frekansındaki HDP’den sırt çevirmesini beklemek, ümit etmek anlaşılmaz değil.

Peki, PKK/HDP’den sırt çevirmesi muhtemel Kürtlerin gidecekleri yerler var mı? Olduğu gibi, eskisine nazaran daha cezbedici oldukları bile söylenebilir. Malum gidilecek adreslerden ilki Ak Parti. Hem HDP’ye oy verenlerin bir kısmı daha önce Ak Parti’ye oy verdiğinden, hem de devlet PKK/HDP hattına ve bu hatta gönül veren Kürtlere dünyayı dar edeceğini gösterdiğinden, HDP’ye meyledenlerin bir kısmı Ak Partiye yönelse sürpriz olmaz. Kaldı ki, Ak Parti gidilecek tek yer de değil. Uzun zamandır siyaset yapan HAK-PAR var, sayıları her geçen gün artan ‘’Kürdistani” partiler var. Hem PKK/HDP hattının sebebiyet vermiş göründüğü büyük yıkım, hem de Güney Kürdistan’ın bağımsızlık ilanının arifesine gelmiş olmasından duyulan heyecan PKK/HDP memnuniyetsizi Kürtler için bu partileri adres yapabilecek mahiyette. Uzun lafın kısası, Kürtlerin bir kısmının PKK/HDP hattından kopması için uygun vasat da var görünüyor, gitmeleri için adres de. Üstelik bu adresleri eskisine nazaran cazip kılan yeni koşullar da mevcut.

Peki olur mu, olacak mı? PKK/HDP hattına çekilmiş Kürtlerin kayda değer bir kısmı bu yeni adreslere meyledecek mi? Başka bir deyişle, Kürtler yol ayrımında mı?

Bana pek öyle gelmiyor. Özetle söyleyecek olursam, şundan: Kürtlerin bir kısmını PKK/HDP’den yüz çevirmeye sevk edebilecek şartlar ya da sebepler var doğru, ama hem Kürtleri HDP’de kalmaya sevk eden esaslı sebepler var, hem de gidilebilecek müstakbel adresleri itici ya da sağlam kılmayan sebepler ve galiba bu ikinci grup sebepler, ilk grup sebeplerden halen daha kuvvetli. İzah etmeye çalışayım.

Sözünü ettiğim bütün bu altüst oluşa rağmen Kürtlerin büyükçe bir kısmını HDP’de kalmaya sevk eden ilk sebep şu: Kürtlerin epeyce bir kısmı, bilhassa da HDP dairesinde hareket edenleri, bir zamandır hem Türkiye’de hem de Irak ve Suriye’de Kürtlerin bir ölüm-kalım zamanından geçtiğini düşünüyor. Bu hissiyat Kürtleri HDP’ye mıhlamaya yardımcı oluyor çünkü bu ölüm kalım zamanında Kürtlere Kürtlüklerini muhafaza ettikleri bir gelecek güvenini sadece HDP verebiliyor. Aynı minvaldeki ikinci bir faktör, Kürtlerin hakkının, hukukunun tanınmayışını PKK’nin silahlı faaliyetinin süregitmesine irtibatlandıran iddiaya duyulan güvensizlik. Kürtlerin önemlice bir kısmı, PKK bugün buhar olup uçsa bile Kürtlerin kültürel ve siyasi haklarının tanınmayacağını düşünüyor. Dolayısıyla da Kürtlerin büyük kısmı için ‘suçu’ PKK/HDP’nin boynuna yıkmak zor. Üçüncü bir faktör de elbette PKK/HDP hattıyla Kürt kitlelerin büyük kısmı arasında oluşan kuvvetli ilişki. Doksanlardan bugüne yaşanan kayıplar ve ‘ödenen bedeller’ HDP’ye oy verenlerin epey bir kısmıyla bu parti arasındaki ilişkiyi organik bir ilişkiye çevirmiş durumda. Son olarak, PKK/HDP hattının bir de başarı hikayesi var: Rojava. Rojava imgesi de Kürtlerin PKK/HDP’ye bağlılığını tazeleyen bir faktör olarak çalışıyor.

Kürtleri HDP civarında tutan kuvvetli sebepler olduğu kadar diğer adreslerden uzak tutan sebepler de var. Ak Parti’den uzak tutan sebepler ortada. Ak Parti Kürtlerin büyük kısmının nazarında artık öncekiler gibi bir rejim, bir devlet partisi. Sadece HDP’li olanlar değil, Kürtlerin büyük kısmı son zamanda yaşanan yıkımın kaçınılmaz olmadığına inandığından Ak Parti’ye dönük bir Kürt teveccühü beklemenin fazla bir iyimserlik içerdiğini düşünüyorum. HDP’den kopması muhtemel Kürtleri Ak Parti’den uzak tutacak ikinci büyük sebep de Ak Parti’nin çözüm süreci zarfında takip ettiği, süreci sündüren ve mevzu Kürtlerin hakkına, hukukuna geldiğinde takındığı kayıtsız haller. Rojava’ya gösterilen husumeti de üçüncü sebep olarak kaydetmek gerekir.

HDP harici Kürt partileri de HDP memnuniyetsizleri için bir adres olabilecek gibi görünmüyor, en azından mevcut ahvalde. Gerek silahlı mücadeleye olan mesafeleri gerekse de Güney Kürdistan’da kazanılan başarılar bu partileri potansiyel yeni adresler kılmakla birlikte hem Türkiye’de Kürtlerin hakkının, hukukunun verilmeyişinin esas sebebinin silahlı faaliyetin süregitmesi olduğu fikrine duyulan inançsızlık, hem de söz konusu partilerin en azından bugüne kadarki mevcudiyetlerinin esas referansını PKK/HDP aleyhtarlığının oluşturması, bu adresleri cazip olmaktan uzaklaştırıyor. Bu partilerdeki demografik problem de az önemli değil. Gençlerin ve kadınların olmadığı partiler bunlar.

Özetle, Kürt meselesi siyasetinde son dönemde yaşanan altüst oluşun HDP’ye oy vermiş Kürtlerin bir kısmında büyük soru işaretleri, büyük memnuniyetsizlikler yaratmış olduğu muhakkak. Lakin, hem HDP’nin Kürtler için ifade ettiği mahsus anlamın halen kuvvetli oluşu hem de potansiyel adreslerin zayıflığı HDP’den bir büyük kopuşun olması ihtimalini zayıf kılıyor.

Öte yandan, HDP’yle PKK arasındaki havza ortaklığından, silah külah işlerinden, özyönetim ilanlarından rahatsız seküler orta sınıf Kürtlerin ve Ak Parti’nin Kürt meselesini asayiş ve kalkınma meselesine indirgeyen tipik bir rejim partisine dönüşmüş olmasından rahatsız dindar Kürtlerin bir arayış içerisinde olduğuna dair işaretler de yok değil. Bu işaretler, Kürt meselesinin temsiline samimiyetle soyunan yeni bir partinin Kürtlerden destek bulabileceği bir zamana doğru gittiğimizi gösteriyor. Ne var ki, Kürt şehirlerinde bu türden bir partiyi inşa edecek ideolojik ve örgütsel birikim oluşmuş görünmüyor.

KARAR & GÖRÜŞLER

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums