Seferberlik...

  • 18.12.2016 00:00

 Gezi olaylarından önce sıkı dostken, sonrasında farklı kamplarda bulmuştuk birbirimizi, aramıza buz gibi bir soğukluk girmişti. FETÖ'cü değildi, PKK sempatizanı değildi, Batı sevdalısı hiç değildi. Çokça farklı yanımız olmasına rağmen bir o kadar da ortak yönümüz vardı; ama hemfikir olduğumuz en önemli nokta ikimizin de bu ülkeyi çok sevdiğiydi; birbirimizden şüphe etmediğimizdi.


Birbirimizi de çok severdik, ama aynı düşmüştük işte. Bir zamanlar kardeşim gibiydi, sırdaşımdı; yalnız hissettiğimde gidip kapısını çaldığım, hasta olduğumda ilaç getirmesini istediğim, aldığı gömleği beğenmeyip hiç sahip olmadığım erkek kardeşim gibi “Bununla mı dolaşacaksın şimdi yanımda!” diye azarladığım ama başkası hakkında kötü bir laf edecek oluverse ağzının ortasına şaplağı indirecek gibi olduğumdu. Ayrı düştükten sonra asla kötü söz söylemedik, birbirimizi hedef almadık. Ama hiç konuşmadık. Ben aramadım. O da aramadı. Ben gitmedim. O da gelmedi.

Konuşmadıkça uzaklaştık. Uzak kaldıkça yalnızlaştık. Yalnızlaştıkça savunmasızlaştık. Hasta olduğumda kimi arayacağımı, dertleşmek istediğimde yokluğunu nasıl dolduracağımı bilemedim aylarca. Üşümek gibiydi yalnız kalmak. Evinin duvarlarının yıkılması gibiydi dostunu kaybetmek. 16 Temmuz günü ekranda adını görünce yüreğim titredi, telefonu açıp kulağıma götürürken aynı anda boğazıma bir yumru indi, gözyaşlarım boşandı. Dakikalarca ağladık karşılıklı tek bir söz edemeden... Neden sonra kırık dökük iki cümle kurabildik... O “Hakkını helal et, bilemedim,” dedi. Ben, “Helal olsun, olur bazen öyle,” dedim. “Sen de helal et. Ben de anlatamadım.”

Sonra arada sırada mesajlaşır olduk.

Dün bir kez daha telefonum çaldı. Her zaman buluştuğumuz yerde görüşebilir miyiz diye sordu. Bıraktım elimdeki her şeyi, erteledim doktor randevumu; koştum gittim. Onu karşımda görünce yine o garip yumru boğazıma çöküverdi, tutmaya çalıştığım gözyaşlarım çeşme olup akıverdi. Sarıldık, sessiz sessiz ağladık dakikalarca.

“Ayrı dünyaların insanları” olduğumuzu tembihlemişlerdi bazıları bize, kutuplaştığımız, uzaklaştığımız söylenmişti. Evvelinde o çılgın bir Galatasaraylıydı, ben hasta bir Fenerbahçeli; deli gibi sataşırdık birbirimize. O sandıkta MHP'ye oy verirdi, ben AK Parti'ye; sonu gelmez hararetli tartışmalar yaşardık saatlerce... Gençlikten çıkıp olgunluğa erişir ve kendi kişiliğimizi bulurken yaşam tarzlarımız değişmişti, o 'seküler' dedikleri mahallenin sınırları içinde kalmıştı, bense 'muhafazakar' dediklerinin... Ama yine de böylesi test edilmemişti dostluğumuz.

Ne kadar farklı olsak da, ne kadar ayrı mahallelerde otursak da, aynı ülkenin çocuklarıydık. 15 Temmuz'daki darbe girişimi benim de irademe karşı yapılmıştı, onun da... Geçen hafta Beşiktaş'taki çifte terör saldırısı bana da yapılmıştı, ona da... Beşiktaş'ta da, dün Kayseri'deki terör saldırısında da, evvelindeki onlarca saldırıda da, ikimizin, hepimizin kardeşleri hedef alınmıştı.

Oturduk, bir kahve içtik. Gözümüzün önünden martılar geçerken perdeler de kalkıyordu bir bir... Birbirimize, kardeşlerimize, ülkemize dua ettik. Gezi'den bu yana neleri elimizden aldıklarını, neleri kaybetmemize neden olduklarını konuştuk. Farklılıklarımıza rağmen yıllar evvel kurduğumuz köprünün bu ülkenin sıvası, mayasıydı; önce bunu hedef almışlardı, köprülerimizi yıkmayı, bağlarımızı parçalamaya çalışmışlardı. Az kalsın bunu da başarıyorlardı; önce birbirimizi kaybetmiş, ama sonunda yine bulmuştuk.

Terörün hesap edemediği aslında anlayamadığı ve hissedemediği şeyler. Onlarda olmayıp bizde olanlar en güçlü yanımız; sezgimiz, bağlarımız ve vatan sevdamız. Yalan dolanlarıyla aklımızı bulandırsalar da, türlü tezgahlarıyla bizi birbirimizden uzaklaştırsalar da, her saldırdıklarında son darbeyi vurduklarını sanıp bizi koparacaklarını sansalar da, aksi oluyor ve birbirimize sarılıyoruz. Ayılıyor ve kendimize geliyor ve daha da fazla kenetleniyoruz.

İşte bu yüzden ne kadar çabalarsalar da bizi birbirimize düşüremeyecekler. PKK'sı, PYD'si, YPG'si, TAK'ı, Tuku, tüm elemanlarını üstümüze salsa da; FETÖsü, Daeş'i, DHKPC'si, hepsi bir araya gelse de, Doğu'dan ve Batı'dan tüm destekçileri varlarını yoklarını onlara desteğe harcasa da milletimizi bölemeyecekler. İç savaş çıkaramayacak, yeni bir darbeye girişseler de başaramayacaklar. Devleti millete, askeri hükümete, Türkü Kürde, Kürdü Türke düşman edemeyecekler. Bayrağımızı indirip vatanımızı parçalayamayacaklar. Ne yaparsalar yapsınlar, biz buradayız, burada kalacağız.

Ezanlarımızı susturmayı, camilerimizi kapatmayı, sokaklarımızı, caddelerimizi boşaltmayı, bu ülkeye diz çöktürmeyi başaramayacaklar. Tüm terör tehditleriyle, toplarıyla, tüfekleriyle, tanklarıyla, patlayıcılarıyla gelseler de bu halkı teslim alamayacaklar. Ekonomik saldırılarıyla, derecelendirme kuruluşlarıyla, dolarlarıyla, Eurolarıyla, medyadaki tetikçileriyle de gelseler bizi pes ettiremeyecekler. Bizi davamızdan, sevdamızdan, vatanımızdan vazgeçirmeyecekler.

Biz kararlıyız. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilan ettiği milli seferberlik halinde teröre karşı safları sıklaştıracağız. Farklılıklarımızla birbirimizi sevip en çok birbirimize tutunacağız; aramıza sokmaya çalıştıkları ayrılıkçılara birlikte dur diyeceğiz. Bu ülkede savaş yokmuş gibi yaşamaya devam edip, her an savaş çıkabilirmiş gibi hazırlıklı ve teyakkuzda olacağız. Bir yandan günlük yaşamımızı bizden çalmalarına izin vermeyerek hayatı devam ettirip öte yandan direncimizi sağlamlaştıracak, gücümüzü artıracağız. Çünkü başka Türkiye yok, bizim gidecek başka yerimiz yok; burayı gözümüz gibi, canımız pahasına savunacağız.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums