Abdullah Öcalan ve barış

  • 27.03.2013 00:00

 Çok değişik tartışmalara, polemiklere konu olan ve hakkında çok farklı tanımlamalar yapılan A. Öcalan aniden tüm toplumsal, siyasal ilginin odağı haline geldi. Türkiye’de bugün siyasi açıdan iki numaralı aktör sayılır.

Birinci aktör elbette Başbakan Erdoğan’dır. Başbakan’ın inisiyatifi olmasaydı sokağa düşmüş barış kavramı bu denli bir umut yaratmazdı. Hatta Öcalan tek yanlı bir biçimde “Devlet yetkilileriyle görüşme yapmaya bile gerek duymadan savaşı bitiriyorum, PKK’yı tasfiye ediyorum” şeklindeki bir açıklama yapsaydı yine bu denli ciddiye alınmazdı. Barış sürecinin baş örgütleyicisi AKP Hükümeti olduğu için konuşula konuşula cılkı çıkarılmış “barış” kavramı toplumda bu denli bir heyecan yaratıyor.

Heyecanlanmamak mümkün değil; son barış görüşmelerinden sonra ne “PKK mensubu teröristler etkisiz hale getirildi” ne de “askerler şehit düştü”. Bu insanlık dışı, mide bulandırıcı, ırkçı dili bir tarafa bırakın, silahlı çatışmalar nedeniyle 19-20 yaşlarındaki çocuklar ölmüyor. Önemli olan da bu. Bundan daha önemli ve reel bir gelişme olamaz. Çocukların silahlı bir çatışmada ölmeleri durduruldu. Bir an kendinizi çatışma bölgesinde askerlik yapan askerlerin ve “dağdakiler”in anne babaları yerine koyunuz. Bu durumun sürmesi için elinizden gelen her şeyi yaparsınız.

Sahi 30-40 yıldır çocuklar neden öldürülüyordu? Sadece çocuklar öldürülmüyordu, AKP Hükümeti’nden önce zindan vardı, silahsız sivillerin üzerine topluca ateş açmak vardı, işkence vardı, tecavüz vardı, Jitem vardı, korucu terörü vardı, köyler yakılıyordu, köyler yıkılıyordu, köyler boşaltılıyordu...

Türkiye’de binlerce uzmanı olan bu konuları tartışmakta çok geç kaldık. Bu saatten sonra magazin dünyasından transfer edilmiş uzmanlara, hatta onların sarışın alt kategorisinden şahıslara bile rakip olamazsınız. Onun için bu mevzuları tartışmayacağız.

Dil, kültür, etnik kimlik  vb. yüzünden birbirlerini öldüren insanları kimse dünyanın en vicdanlı ve en akıllı insanları saymıyor. İdi Amin ekolünden insanların yapabilecekleri şeyler bunlar. İnsanların dilinden, kültüründen, etnik veya ulusal kimliğinden korkmak çok ilkel bir kimliği, çok barbar bir şahsiyeti, çok manasız bir hayat sürmeyi benimsemek anlamına gelir. Bunu yapan insan öncelikle kendisini aşağılar, kısacık ömrünü heba eder. Alnına yapıştırılmış ve üzerinde “Benim ahlaki ve entelektüel dünyamda bir kalite yoktur, duygu dünyam sefildir, bende duygu, sevgi, aşk, sanat, müzik, felsefe, merak, bilim aramayın. Bendeki rasyonalizm konuşma, bir dil kullanma becerisiyle sınırlıdır”  yazılı olan bir bantla gezmeye benzer.

Belli bir yüzdeyle sürekli biçimde, feci bir biçimde (exponential) artan dünya nüfusunun ve sanayi toplumları tüketiminin yerkürenin taşıma kapasitesini çoktan aştığı, artık geriye dönüşün imkansız olduğu, 20-30 yıl zarfında büyük felaketlerin kaçınılmaz olduğu bir aşamada dil, kültür ve etnik kimlik yüzünden birbirlerini öldürüp duran insanlar İdi Amin’den de daha ilkel, daha çirkin, daha akılsızdırlar. İnsanoğlunun dil kullanma yeteneği onun rasyonalizminin kanıtıdır. Kongo gorilleri entelektüel olarak dil kullanan insanoğlundan bir bakımdan geri sayılırlar. Ancak Kongo gorillerinin hemcinsine ve cinsinden olmayanlara gösterdikleri hoşgörü itibariyle günümüzün pek çok “medeni” ulusundan veya halklarından daha ileride oldukları ampirik olarak kanıtlanmıştır.

Asıl konuya dönüyoruz: Abdullah Öcalan kimdir ve onunla barış olur mu? MHP ve ordu çizgisinde olanlara göre bir cani, bir bebek katilidir. PKK/BDP taraftarı Kürtlere göre ise kahraman bir halk önderidir.

Bu iki uç arasında bir dizi tanımlama yapılmaktadır ve bunların her birini bir kelimeyle özetlesek bile özetlemeye yerimiz yetmez. Onun için üçüncü kategorideki tanımlardan biri olarak, bir dönem PKK içinde yer almış ancak Öcalan’ın liderliğine itiraz ettikleri için hareketten kopan kesimin tanımlamasını aktararak konuyu şimdilik geçiyoruz. Bu insanlara göre Öcalan bir MİT ajanıdır. PKK bir devlet projesidir. Öcalan bilhassa Suriye’de iken insanlık dışı binlerce suç işledi.

Bu suçların neler olduğu konusunda daha somut ve ayrıntılı bir bilgi sahibi olmak isteyen okurlara Nasname, Rizgari online ve Kürdistan Aktüel gibi web sayfalarına bakmayı öneririz.

Ortam normalize edilmeden Öcalan’ın siyasi kişiliğinin normal görülmesi kolay kolay hazmedilecek bir şey gibi gözükmüyor. Türk kesimi Öcalan’ı sadece asker ölümleri nedeniyle suçluyor. Oysa Öcalan asıl zulmü Kürtlere ve Dersimlilere yaptı. Sırrı Süreyya Önder o meşhur Adana aksanıyla Urfalı Apo’nun mesajını Diyarbakır’da okuduğunda Tulin Batur, Oya Baydar gibi sosyetik hanımlar bile gözyaşlarına boğulmuş. Hikmeti ilahi işte!

Sonra Aysel Tuğluk kalkıp herkesten özür diledi. “Çocukları 20-30 senedir boş yere öldürdük” dedi. Kaşınak “İmralı’ya gidiyoruz düğüne gider gibi ama güvencesiziz. Kanun istiyoruz” dedi. Hemen hemen bütün gazetelerde eski Aydınlıkçıların büyük katkısıyla Apo 21. yüzyılın en uzak görüşlü, en akıllı, en büyük lideri ilan edildi. Neden? Çünkü devletin yaklaşık otuz yıldır bitiremediği bir savaşı devletten Kürtler için hiçbir şey istemeden bitireceği için.

Savaşın bitmesini yukarıda belirttiğimiz gibi biz de istiyoruz. Hiç “ama” demeden. Şartsız yani. Hak, hukuk, eşitlik, birlikte yaşama, ayrılma savaş yapılmadan konuşulsun.

Siyasi kişiliğini ve geçmişini bir tarafa bırakalım, masadaki bir aktör olarak Öcalan bir “barış ortağı” olabilir mi? Hayır olamaz, çünkü Öcalan ciddi sağlık problemleri olan bir şahıstır. Televizyonlarda yayınlanan mülakatları bu teşhisin ampirik verilerini sunuyor. Öcalan çoğu kez manasız konuşmalar yapıyor. Konuşurken hareketleri insanı şaşkınlığa uğratıyor. Cümleleri gramatik olmadığı gibi, birbirini izlemiyorlar. Konuşurken karşısındaki insanla diyalog kurmuyor, sadece kuruyormuş gibi yapıyor. Karşısındaki insanları saçma sapan konuşmalarını normal bir diyalog olarak kabul etmeye, dolayısıyla kendini bu anlaşılmaz anormal diyaloga “imbed” etmeye zorluyor. Onun için Öcalan’la konuşmaktan gelenler onun saçma sapan konuşmalarını mükemmel konuşmalarmış ve mükemmel bu konuşmaları mükemmel bir biçimde anlamışlar gibi tuhaflıklar sergiliyorlar.

Öcalan kelimeleri sözlük anlamıyla kullanmıyor. Çoğu kez kelimelere kendine göre bir anlam veriyor. Dilbilimcilerin kavramlarını kullanacak olursak kelimeleri lexical anlamıyla kullanmayarak stipulative konuşmalar yapıyor.

Özetle, Apo’nun konuşmalarının ciddiye alınmamasını öneriyoruz. Apo sadece bir barış aracı olacaktır ve AKP Hükümeti bunu akıllı bir “process management” aracılığıyla başaracaktır. Önemli olan çatışmaların son bulması ve PKK’nın silahı bırakmasıdır. PKK silah bıraktıktan ve çatışma, terör ortamı son bulduktan sonra Apo’nun konuşmalarının bilimsel incelenişi pratik bakımdan tümüyle gereksiz hale gelir. Bu aşamada önemli olan Apo’nun konuşmalarının fonksiyonel olduğunu, içeriğinden bağımsız olarak hükümetin amacına hizmet ettiği gerçeğini görmektir. Apo’nun çıkardığı anlamsız sesleri (gibberish) ciddiye alarak manifesto yayınlayanları bir İngiliz komedisindeki karakterlere, Papa Lazarou’nun zoraki eşlerine benzetiyoruz. AKP Hükümetinin Apo ile anlaşarak şeriatı  getirmesi veya İkinci bir Çaldıran Savaşı’nı başlatması çok zayıf bir olasılıktır.

Papa Lazarou zorla eş edindiği kadınlardan biriyle birlikte bir hanımefendinin kapısını çalar. Hanımefendi kapıyı hafifçe aralayarak “Buyurun, ne sormak istemiştiniz?” diye sorar.

Papa lazarou: “Merhaba Dave.”

Ev sahibi Hanımefendi: “Kusura bakmayın, burada Dave adında biri yok.”

Papa lazarou (O arada zorla içeri girmiştir): “Karım senin el falına bakmak istiyor.”

Ev sahibi Hanımefendi: “Falıma bakılmasını istemiyorum. Lütfen evimi terk edin!”

Papa lazarou’nun eşi ev sahibi kadını dinlemeden zorla el falına bakar ve kocasına onun dilinde bir şeyler söyler.

Papa lazarou: “Karım senin Dave olmadığını söylüyor.”

Ev sahibi Hanımefendi: “Eee, deminden beri aynı şeyi söylüyorum ya!”

Papa lazarou: “Her neyse Dave. Karım el falına bakmaya devam edecek ancak sen de ona gümüş hediyeler vermelisin. Ben şimdi tuvalete gidiyorum fakat birkaç dakika içinde geri geleceğim, artık ona göre!”

Papa lazarou odadan ayrılır ayrılmaz karısı başındaki örtüyü açarak ev sahibi kadına yalvarır ve kendisine yardım etmesini ister.

Ev sahibi kadın büyük bir şaşkınlık içinde “Nasıl olur? Demin adamla konuştun. Ben seni gerçekten onun eşi  sanıyordum” diyor. Talihsiz kadın konuştuğu şeyin bir dil olmadığını, sadece anlamı olmayan bir takım sesler çıkardığını, adamın karısı olmadığını ve esir alındığını, esaret altında böyle davrandığını” söyler. Ve ekler: “Lütfen siz de tıpkı benim gibi davranınız. Onu hiç öfkelendirmeyiniz ve her istediğini yapınız, yoksa size çok kötü şeyler yapar!”

Papa Lazarou tuvaletten dönerek ev sahibi kadını tekrar “Dave” olarak çağırır ve ev sahibi kadın çağrıya çaresizlik içinde bu sefer “evet” diye cevap verir. Sonra da adamın karısının yardımıyla anlamı olmayan bir takım sesler çıkararak, yani Papa lazarou’yla Papa lazarou’nun dilinde konuşmaya çalışarak bir şeyler söyler.

Papa Lazarou sevinç içinde “Elbette bize katılmanı isteriz. Sen benim karımsın artık,” diyor.

Üzülerek görüyoruz ki barış sürecine katkı sağlamak adına çok sayıda insan Papa Lazarou’nun “eşleri” durumuna düşüyor.

AKP Hükümeti Papa Lazarou, pardon Abdullah Öcalan ile anlaşarak PKK-devlet çatışmasına son verebilir. Umudumuz hükümetin bununla yetinmeyerek Cumartesi Anneleri ile de anlaşmasıdır. Cumartesi Anneleri’yle anlaşmadan insan hakları, hukuk devleti, demokrasi, hümanizm, medeniyet gibi hedeflere ulaşmak kategorik olarak olanaksızdır. Türkiye’nin en ileri, en insani, en temiz platformu Cumartesi Anneleri Platformu’dur. Devletin Cumartesi Anneleri’yle anlaştığı ilk gün gerçek özgürlük havasını teneffüs edeceğiz. Cumartesi Anneleri’ni görmezlikten gelen bir devlet ve toplum hümanizm ve medeniyet cephesinde asla yer alamaz.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums