"Bedava maske" ile ilgili sorunlar ve sorularım

  • 21.04.2020 00:00

 Cep telefonuma bir kod geldi ve o kod ile vatandaşlık numaramı söyleyerek, Bebek’teki bir eczaneden maskelerimi aldım.

Maskeler, ağzı büzülerek düğümlenmiş uçuk yeşil bir torbanın içinde bana teslim edildi. Belli ki eczanedeki görevliler, kendilerine ulaşan kolinin içinden çıkan maskeleri beşer beşer paketlemişler.

Kuşkusuz ki eczane çalışanları hijyen kurallarından haberdardırlar, bundan endişe etmedim.

Bedava olarak aldığım beş maskenin birinin lastiklerinden sağ tarafta olanı maskeyi takarken koptu, kaldı mı dört maske!

Sonra fark ettim ki bu maskelerin lastikleri, daha önce parayla satın aldığım maskelerin lastiklerinden daha kısa. Ya ben koca kafalı, patlıcan burunluyum ve maske bana küçük geldiği için koptu ya da lastikleri kısa tutarak bir tasarruf mu hedeflendi, onu bilmiyorum.

Elde kalan dört maskeyi dikkatle kullanmam gerektiği için bu kez lastiğini fazla çekiştirmeden taktım. Kulağımı biraz sıkıştırdı ve acıttı ama o kadar kusur kadı kızında da olur diye düşündüm.

Ancak fark ettim ki burun kısmında olması gereken tel parçası hiç bir maskede yok.

Oysa parayla aldığım maskelerde bu tel parçası vardı ve o tel sayesinde maskenin yüzüme, burnuma tam olarak oturması mümkün olabiliyordu.

Bu maske, tel olmadığı için, Nasrettin Hoca’nın türbesi gibi: Yüzüme oturmuyor, bu nedenle de dışardan gelecek hava akımlarına karşı korumasız.

Öte yandan çakmak testini de yaptım, maskenin içinden üflediğimde çakmak söndü.

Bu bilimsel bir test midir, doğrusunu isterseniz bilmiyorum. Ama bu konuyla ilgili o kadar çok sosyal medya paylaşımı oldu ki bu testi yapmadan duramadım.

Onun için Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu, bu konuda iki cümlelik bir açıklama yapsa iyi olur:

1 – Yüze oturmayı sağlayan tel gerekli mi, gereksiz mi?

2 – Maskeden üflendiğinde çakmak sönerse, maske koruyucu mudur, değil midir?

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’na asıl şu soruyu sormak isterim:

Bu maskeler ile ilgili ihale şartnamesini kim yazdı? Bilim Kurulu yazmadıysa, şartnameyi görüp, onayladı mı?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya ayrıca sormak isterim: Maskelerin, koruyucu vasıflarını garanti altına alacak özellikte üretilmesini sağlayacak şartnameye uygun olup, olmadığını kim denetledi?

Maskelerin bir bölümünün askeri dikimevlerinde üretildiğini biliyoruz. Haftada 3 milyon adet üretildiğini okudum gazetelerde.

Demek ki geri kalan maskeler piyasadan temin ediliyor.

İhale için zaman yok, işler hızla yürütülmeli, bunu kabul ediyorum.

Ama şunu öğrenmeliyiz: Her bir maske kaça mâl ediliyor?

Hükümet, büyük bir alicenaplık yapıyormuş gibi maskeleri bedava dağıtmakla övünüyor.

Kusura bakmayın ama bunların parasını zaten vergilerimizle ödemiş bulunuyoruz.

Bizim olanı, bize veriyorsunuz, onun için bunları kaça aldığınızı, kazık yiyip, yemediğimizi, bal tutanların olup olmadığını da öğrenmeliyiz.

Şeffaflıktan kimseye zarar gelmez, şeffaflık yoksa dedikodu vardır, yolsuzluk vardır. Böyle adi bir suçlamanın üzerinize yapışmasını siz de istemezsiniz, biz de istemeyiz.

Ve son bir not: Adına telefon kayıtlı olmayan çok sayıda insan var. Onlar nasıl alacaklar? Bunu sorduğum eczane görevlisi, kendilerine bu yönde bir talimat gelmediğini söyledi. Bakanlık’ta bu konuyu düşünen birileri oldu mu acaba?

* * *

Damat Bakan’ın Avrupalıyı çıldırtan başarısı

Avrupa Komisyonu’nun ekonomiden sorumlu üyesi Paolo Gentiloni, salgından kaynaklanan ekonomik kriz ile başa çıkmak için yaklaşık 1.5 trilyon Euro gerekeceğini söyledi.

Gentiloni, salgın nedeniyle artan sağlık harcamalarını finanse etmek ve salgından zarar gören küçük ve orta ölçekli şirketlere yardım etmek için şu anda 500 milyar Euro’luk bir bütçenin yapıldığını belirtti ve "bir trilyon Euro’ya daha ihtiyacımız var" dedi.

Gentiloni, bu rakamın yetmemesi halinde, çoklu yıl bütçeleri yapılarak, gerekli kaynağın yaratılabileceğini de ekledi.

IMF Başkanı da dünyanın "Büyük Buhran" yıllarından çok daha ağır bir ekonomik küçülme ile karşı karşıya olduğu kanısında.

Hükümetlerin açıkladığı 8 trilyon dolarlık yardım paketlerinin yetmeyeceğini söyleyen IMF Başkanı, 170’den fazla ülkede kişi başı gelirde önemli gerilemeler beklendiğini de anlattı.

Biri AB’nin "ekonomi bakanı", diğeri IMF Başkanı ve çizdikleri tablo bu.

Bunların bu karamsar ifadelerini okuyunca, Türkiye’yi kıskanmalarına neden olan şeyin sadece üçüncü havalimanı olmadığına karar verdim.

Onlar, böyle bir krizden daha da güçlenerek nasıl çıkacaklarını bilmiyorlar, kıskançlıklarının asıl nedeni bence bu.

Çünkü Damat Bakan gibi bir ekonomi sihirbazına sahip değiller.

Damat Bakan kaç kere söyledi: "Bu krizden Türkiye, büyüyerek çıkacak."

Hem de öyle milyarlarca Euro harcayarak da değil.

Bizde herkes kendi cebinden kendi çözümünü bulacak, yok öyle Hazine’nin yağmalanması.

Herkes kredisini alacak, işler açılınca geri ödeyecek.

Gazetelerden takip edebildiğim kadarıyla iş alemi, krizin yönetiliş şeklinden çok mutlu.

Mesela Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper şöyle konuşuyor:

"Biz Avrupa’ya göre krizden daha hızlı çıkacağız. Virüsün Türkiye için önemli fırsat pencereleri açacağına inanıyorum. Yeni dünya düzeninde pozitif ayrışan bir ülke olacağız."

Böyle konuşan daha birçok iş insanı ve profesyonel var. Cenk Bey’inkini aktarmış olmamın özel bir nedeni yok.

Tabii insana moral veriyor bu tür görüşler, amaç buysa bir itirazım yok.

Homo ekonomikus, biraz da duygularıyla hareket eden bir canlı türü.

Ama iş dönüp dolaşıp, paraya geliyor! Paran yoksa, sırf moralin yüksek diye CarrefourSA’dan yarım kilo patates alamıyorsun.

Bütün dünya küçülürken, Türkiye nasıl bunun dışında kalabilecek, hiçbiri de bunu anlatmıyor ama.

Amaç moral vermenin de ötesinde hükümetin salladığı sopadan kaçmak ise bu doğru bir tutum değil beyler.

Sizler gerçeği söylemezseniz, iktidardakiler dünyanın nereye gitmekte olduğunun farkında olamazlar.

Çünkü yanlarında, işlerin iyi gitmediğini söyleyecek çapta yardımcıları, danışmanları vs. yok.

Zaten Ramazan da geliyor, oruç kafayla bu işlere çözüm bulacaklarını zaten hiç düşünmeyin derim.

Ve hatırlatmış olayım ki gecikerek ya da eksik olarak alınan önlemler, krizin ekonomik maliyetinin ileride daha da yükselmesine neden olur.

"Bu krizin maliyetini de nasıl olsa işçiye, köylüye, dar gelirliye yükleriz" diye düşünüyorsanız, orası başka tabii.

* * *

Tam isabet!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın enflasyonla mücadele planındaki önemli silahlarından biri olan "market projesinin" başına getirilen genel müdür tartışılıyor.

Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından kurulacak bu marketlerin başına tayin edilen şahıs, zaten gıda işinde, başarılı bir iş adamıymış.

Kurucusu olduğu bir şirket de Tarım Bakanlığı tarafından tam 15 kez "hileli ürün satışı" nedeniyle ifşa edilmiş.

Bu haberi Milli Gazete’den aktardım ve doğrusunu isterseniz iktidarın doğru işe doğru adam seçmek konusundaki bu uzak görüşlülüğünün hakkını bir kez daha verdim.

Adam resmen "yasaklarla savaşa savaşa" bu tecrübeyi elde etmiş.

Her neyse, canınızı şimdi bu tür konularla sıkmayayım.

Konumuzla hiç ilgisi yok, Şener Şen’i özlediğimi fark ettim, buyurun birlikte izleyelim, tebessüm edelim:

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums