Komşu kızı Düriye'den yöneticilerimize bir öğüt

  • 2.01.2018 00:00

 Gazetedeki haber şöyle başlıyordu: “Taşıt Kanunu’nda yapılan değişikliğe göre, bazı makamlar dışında, yabancı menşeli binek veya station-wagon cinsi taşıt edinilemeyecek.”

Haberin bu girişini okuyunca “İşte” dedim, “tasarruf dediğin böyle olur.”
Sonra haberin devamını okudum ve kendi kendime söylendim: “Bu yaşa geldin hâlâ gösterişten vazgeçebileceklerini zannediyorsun.”
Cumhurbaşkanı, bir kararnameyle, haberde “bazı makamlar dışında” diye sözü edilen makamların hangileri olduğunu belirlemiş.
Nefesiniz yeter ve canınız sıkılmazsa sonuna kadar okuyun lütfen.
Şu makamlardakiler eskisi gibi yabancı menşeli lüks otomobillere binmeye devam edebilecekler:
Kamu Başdenetçisi, üniversite rektörleri, Diyanet İşleri Başkanı, Genelkurmay 2. Başkanı ve başkanlıkları, Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri kurmay başkanlıkları, ordu, kolordu, tümen, donanma, Hava Kuvvet ve yurtiçi bölge komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanı, general veya amiral rütbesi ile fiilen işgal edilen diğer bütün makamlar ile bakanlık müsteşarları, düzenleyici ve denetleyici kurum başkanları, Emniyet Genel Müdürlüğü, Ankara, İstanbul, İzmir emniyet müdürlükleri ile güvenlik önlemli (zırhlı) araçlar, koruma altına alınanlarla ilgili yönetmelik hükümlerine göre tahsis olunanlar ile Cumhurbaşkanlığı’na bağlı başkanlıklar.
“Geriye kim kaldı” diye soracak olursanız “sormayın” derim, zaten bugüne kadar da bu tür lüks araçları kullanan makamlar bunlardı.
Siz hiç manda kasa Mercedes’e, tapu kadastro müdürünün bindiğini gördünüz mü?
Şimdi tabii aklıma sorular üşüşmeye başlıyor:
Bu makamdakiler Mercedes yerine memleketimizde üretilen Doblo’ya binseler ciddiyetlerine halel mi gelecek?
Mesela Diyanet İşleri Başkanı, Mercedes yerine yerli üretim Renault ile gezse artık verdiği fetvaları ciddiye alan çıkmayacak mı? “Gereksiz yere saçıp savuranlar şeytanın dostları” olmuyor muydu?
İstanbul Emniyet Müdürü, Mercedes-Audi-BMW yerine yerli yapım bir Hyundai ile işine gitse, memleketi hırsızlar, katiller mi basacak?
Üniversite rektörünü ciddiye almamız için bindiği otomobile mi bakacağız, akademik kariyerindeki başarılarına mı?
Hayır hanımlar, beyler! Bindiğiniz otomobiller sizi adam etmeye yetmeyeceği gibi rezil de etmez.
Barış Manço’dan bir şarkı armağan ediyorum sizlere, “Komşu Kızı Düriye” şarkısı:

Altın çöpe düşse değerin kaybeder mi
Tenekeyi parlatsan hiç çeyrek altın eder mi?”

***

Tasarruf yılında zengin bütçesi

Cumhurbaşkanlığı bütçesi, “tasarruf yılı” ilan edilen 2019 yılı için yüzde 231 oranında artırılıyor.
Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, bunun gerekçesini Meclis’te sordu ama bir yanıt alabileceğini zannetmiyorum.
Bu bütçe 2018 yılında 845 milyon liraydı, 2019 yılında 2,8 milyar lira olacak.
Cumhurbaşkanlığı’nın personel harcamaları yüzde 179, mal ve hizmet alımları harcamaları ise yüzde 631 oranında artıyor.
Saray’da ne eksik kaldı da onları tamamlamak için alışverişe çıkmaya karar verdiler, bilemiyoruz.
Cumhurbaşkanımız, günde 282 bin lira da “temsil ödeneği” alacak.
Gelen gidene çay-kahve-yemek ısmarlamak için çok yüksek bir bedel!
Bunun dışında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın temsil ve tanıtım gideri de günlük 720 bin lira olarak belirlenmiş.
İletişim Başkanlığı bu ödeneği nasıl kullanacak? Yandaş gazetecilere dağıtılacak avantalar bu bütçeden mi harcanacak, elbette bunu da bilmiyoruz.
Cumhurbaşkanı’nın ‘aile bireylerinin’ tedavi, ilaç ve (Allah göstermesin) cenaze giderlerini karşılamak için 3 milyon liralık bir ödenek ayrılmış.
18 yaşını geçmiş, işi gücü olan insanların bu tür giderleri niye devlet bütçesinden karşılanacak, bunu da anlayamadım.
O zaman neden biz SGK’lıların ‘aile bireylerinin tümünün’ sağlık vs. giderleri karşılanmıyor?
Cumhurbaşkanlığı’na bu yıl 17 binek otomobili alınacak. Ayrıca 1 minibüs, 1 panel van, 2 otobüs, 6 ‘diğer taşıt’ alınması için de ödenek verilmiş. Şu anda Cumhurbaşkanı’na tahsis edilmiş durumda olan makam aracı sayısı ise 21.
Bütün bunları niye buraya aktardım diye soracak olursanız, önemli bir nedeni yok. Bütçe Kanunu ile ilgili uzun haberlerin içinden bunları bulana kadar uykunuz gelebilir, burada kısa yoldan aktarayım istedim.
Hem “Türkiye’yi uçuracak” Cumhurbaşkanı’nın bir dediği ikiletilmemeli.
Ki sonra Türkiye uçuşa geçmediğinde “Ben de şunu istemiştim, siz almadınız, ondan uçamıyoruz” diye bir gerekçeyle karşımıza çıkmasın.

***

Şaka değil, aynen oldu!

Son günlerin en eğlenceli haberini Gazete Duvar’da okudum. Serkan Alan’ın haberine göre Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Başkanlığı, ‘kaçak su’ kullanıyormuş.
Sayıştay’ın 2017 yılı denetim raporunda, başkanlığın hizmet binalarının ve tesislerinin su ile atık su aboneliği bulunmadığı bilgisine yer verilmiş!
Acaba neden?
Abone olmaya gittiler de gişedeki memur “oturduğunuz adresten son bir fatura getirin” dedi de onu mu bulamadılar?
Yoksa, “nasıl olsa kaçak suyu yakalamak bizim işimiz, kendimizi yakalamayız olur biter” diye mi hesap yaptılar?
Nasıl oluyor da oluyor, içinden çıkamadım!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums