- 30.09.2020 00:00
25 Eylül 2020 Tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcısının 2014 yılında meydana gelen Kobani olayları nedeniyle; o tarihlerde HDP’nin MYK yöneticileri olan 82 kişi hakkında gözaltı operasyonu yaparken,şuan TBMM’lisinde milletvekili olan 7 HDP’li hakkında da Fezleke düzenleme kararı alması ülke gündemine bomba gibi düştü.
Fikri takipçiliğin ve medya özgürlüğünün olmadığı bir yerde her şey çabuk unutuluyor.
Bizde HDP’ye yapılan bu hukuksuz operasyonun o tarihlerde ne yaşanmış kısa bir araştırmaya girip; Kobani olayları hangi tarihte olmuş, kim ne demiş sonra nasıl anlaşmalar yapılmış ve altı yıl sonra yapılan bu operasyonun, hukuki mi yoksa siyasi mi olduğunun bir kronolojisini gözönüne serelim dedik.
Kobani olayları ne zaman oldu?
2014 yılının Ekim ayının 6-8 tarihler arasında çıktı ve 37 kişi hayatını kaybetti.
Kobani olaylarının üzerinden beş ay geçtikten sonra peki ne oldu?
HDP ile Akp hükümeti arasında 22 Şubat 2015 Tarihinde ” Dolmabahçe Mutabakatı” yapıldı.Yukarıda ki fotoğraf Dolmabahçe’de çekilen mutabakatın altında imzası olanlar.
Bu fotoğrafta görünen üç HDP’li sağdan sola İdris Baluken şuan cezaevinde tutuklu,Pervin Buldan milletvekili HDP Eş Genle Başkanı ve hakkında savcı tarafından fezleke düzenlenmesi isteniyor, Sırrı Süreyya Önder operasyonda gözaltına alınanlardan.. Bunlar PKK lideri Abdullah Öcalan ile devletin vardığı anlaşmaya Abdullah Öcalan adına masaya oturup imza atanlar.
Fotgrafta soldan sağa olanlar kimler Kamu Güvenlik Müsteşarı,Mahir Ünal dönemin Turizm Bakanı,Efkan Ala dönemin İçişleri Bakanı,Yalçın Akdoğan dönemim Başbakan Yardımcısı,bunlar Akp’e hükümeti adına Abdullah Öcalan ile varılan ‘Dolmabahçe Mutabakatını’ imzalayanlar.
Bu mutabakat öncesi çok çarpıcı bir tartışma yaşanır basına da yansımıştı; masanın iki tarafına da Akp’liler oturur buna Sırrı Süreyya Önder itiraz eder ve masanın bir yanında Hükümet adına Efkan Ala’nın oturmasını, bir tarafında da kendisinin Abdullah Öcalan adına oturması gerekir der ve masada oturma düzeni Önder’in dediği şekilde düzenlenir.
Bu Dolmabahçe mutabakatını imzalayan HDP’liler tutuklu,gözaltında veya milletvekillikleri düşürülmek istenirken,Akp’lilere hiç bir soruşturmanın olmaması da düşündürücü değil mi? HDP’lilere yapılan Operasyonun Kobani olayları ile hiç bir alakasının olmadığını gösteriyor.
Bir ülkede hukuk devredışı kalmış, medya iktidar adına algı operasyonu yapıyor, yargı da iktidar tarafından muhaliflerine sopa olarak kullanılıyorsa; o ülkede gerçekleri öğrenmeniz imkansızdır.
HDP,Kobani olaylarının aydınlanması için TBMM’ne 8 defa araştırma önergesi vermiş ve bu önerilerin hepsi, Akp’liler tarafından reddedilmiş.
Kobani olaylarını HDP çıkarttı ise Dolmabahçe mutabakatını niye yaptınız?
Dolmabahçe mutabakatında, Akp’e hükümetine Abdullah Öcalan tarafından ev ödevi olarak verilen yol haritasında; Kürtçe ana dilde eğitimden, seçim barajının sıfırlanması, yeni demokratik bir Anayasanın yapılmasından tutun da neler yok ki,besleme basının göstermediği Dolmabahçe mutabakatını okuyalım:
*Çözüm sürecinin biran önce yürümesi için müzakerelere geçilmesi,İmrallı’da Öcalan için sekreteryanın kurulması ve müzakere sırasında denetleme görevi yapacak izleme heyetinin belirlenmesi gibi,adımlar ilk madde de yer alıyor.
*Demokratik siyasetin önündeki engellerin kaldırılması.Siyasi partiler yasasının yürüklükten kaldırılması, partilere yapılan Hazine yardımının eşit bir şekilde tüm partilere dağıtılması. Yüzde 10 seçim barajının tamamen kaldırılması.
*Terör yasalarında değişiklik; terörle mücadele Yasasının kaldırılması. Ceza mahkemeleri Yasası’nda değişiklikler ve yasal mevzuatla ilgili düzenlemelerin ele alınması.
*Özgürlükçü, eşitlikçi ve demokratik bir anayasa Kürt statüsünün Anayasaya girmesi. Anadilde eğitim hakkı, kültürel hakların anayasa da yer alması. Fikir ve düşünce özgürlüğüyle ilgili Anayasal güvence getirilmeli.
*Toplumsal dinamiklerin taleplerinin karşılanması. Kadın,gençlik ve çevre sorunlarıyla ilgili başlıkların ele alınması ve bu konularda düzenleme yapılması. Kadın meclislerinin kurulması.
*Cezaevlerinin boşaltılması. Cezaevlerinde terör suçları kapsamında hükümlü bulunan kişilerin süreç kapsamında alınacak yolla birlikte tahliye edilmesi. Bu kişilerin topluma kazandırılması için alınacak tedbirler.
*Yerel yönetimlere yetki verilmesi ve güçlendirilmesi ve güçlendirilmesi. Avrupa yerel yönetimler Özerklik Şartı’nın kabul edilmesi. Türkiye Genelinde bölge meclislerinin kurulması, yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması.
*Silahsızlanma ve normalleşme; müzakere kapsamında ele alınacak tüm başlıkların ardından örgütün Türkiye’de ki, silahlı faaliyetlerine son vermesi ve silahsızlanma aşamasına geçilmesi.
*Dağdan inişlerle ilgili tedbirlerin;silahsızlanmayla birlikte,dağdan inilerle ilgili ekonomik,sosyal tedbirlerin alınmasıyla ilgili düzenlemeler yapılması.Bu anlaşmayı okuyunca insan bir anda olamaz diyor ama maalesef gerçek .
Bu anlaşmanın daha imzası kurumadan ve aradan yirmi dört saat geçmeden Erdoğan bu anlaşmayı tanımıyorum ve haberim yok dedi ve masayı devirdi.
HDP meşru zeminlerde siyaset yapan 6 milyon insanın oyunu almış ve parlamentonun üçüncü büyük grubu olan bir partisi artık.Erdoğan HDP’yi PKK’nın meclisteki uzantısı olarak hedef göstermesinin nedeni;Erdoğan’a yerel seçimlerde en büyük darbeyi HDP vurdu hem de Abdullah Öcalan’ın mektubunu yok sayarak. İstanbul ve Ankara’da Büyükşehir Belediye başkanlık seçiminde Erdoğan’ın 25 yıllık saltanatına son veren partidir HDP.
HDP Güney ve Doğu Anadolu’ya sıkışmış marjinal bir parti değil artık, ülke genelinde 6 milyon oy alan İstanbul’da üçüncü olan bir parti!.Kobani olayları bahane edilerek HDP’lilere yapılan gözaltı operasyonu ve vekillere düzenlenen fezleke bir siyasi intikam ve linç operasyonudur ve bunun hukuki hiç bir dayanağı yoktur. CHP İstanbul İl başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun 2012 yılında sosyal medya hesabından paylaştığı bir kaç tvitir yorumu için 2019 yılında soruşturma açılıp, İstinaf Mahkemesi tarafından 9 yıl 8 ay cezasının onanması ne ise; HDP’lilere yapılan operasyonda aynı zihniyetin başka bir versiyonudur..
Dikkat ederseniz Cumhur ittifakı toplumsal sorunları çözemedikçe saldırganlaşıyor; sadece HDP’yi terör örgütünün uzantısı olarak suçlamıyor Baroları ve TTB’liği olmak üzere muhalif olan her kesimi teröristlikle yaftalıyor.
Cumhur İktidarı iktidarını kaybedeceği paranoyasına girmiş ruh halinde; işsizlik, enflasyon, döviz ve altın Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırıyor ve dörtnala koşuyor nerede duracağı da bilinmezken, iktidar ise çaresizlik içinde debeleniyor.
Yorum Yap