ANKARA BİAT ETMENİN BAŞKENTİ OLAMAZ

  • 27.06.2020 00:00

 Ülkede son yıllarda öyle olaylar oluyor ki insan bunlar şaka olmasın diyesi geliyor.

Askeri darbelerde yaşamadık bu yaşadıklarımızı.

Bir vatandaş olarak inanmıyorsunuz ama maalesef anlattıklarımız  toplumun gözünün önünde oluyor.

Ülkeyi yönetenler Kırmızı bültenle aranan PKK eski yöneticisi Osman Öcalan’ı TRT Kürdiye çıkartıp söyleşi yaptırırken.

Türkiye’nin dört bir yanından 56 ilin Baro Başkanları  ‘Çoklu Baro sistemine karşı ,Yargı bağımsızlığı ve savunma hakkı’  için illerinden Ankara’ya yürüyüşe geçiyor  Baro Başkanlarını, Saray talimatı ile polis 26 saat yağmur altında tutarak Ankara’ya  sokmuyor.

Polis Baro başkanlarını bir taraftan tartaklarken bir taraftan da Baro Başkanlarına uyarı da bulunuyor ‘yaptıklarınız suçtur’ hakkınızda işlem yapılacaktır diye.

Tam Aziz Nesin’lik bir olay.

Ağlar mısın güler misin?

TC. Anayasasının 34.Maddesi:Herkes önceden izin almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir, diyor.

Ama takan kim?

Hatırlanırsa Pandemi Sürecinde muktedir ve ortağı Türk Tabipler Birliğini(TTB)sağlık  bilim kuruluna dahil etmemişti. Hala da TTB’liği sağlık bilim kurulu toplantısına alınmıyor.

Türk-iş ve Hak-iş  işçi sorunları üzerine yapılacak  toplantılara çağırılırken DİSK çağırılmıyor.

Dikkat ederseniz TTB , TMMOB, Eczacılar Odası, DİSK  devlet nezdinde vebalı bir hasta muamelesi görürken, şimdi buna Barolar da dahil edildi.

 Cumhur İttifakı kendilerine biat etmeyen hiç bir meslek kuruluşunu ve sivil toplum örgütüne anayasal haklarını kullandırtmıyor.

Muhalif olanların  kapalı ve açık hiç bir toplantısına izin verilmiyor gerekçe hazır güvenlik sorunu var.

Üç kişinin  bir araya gelip basın açıklamasına bile tahammülleri yok, ödleri kopuyor.

Güvenlik güçleri  iktidara karşı muhalif toplantı ve gösteri için bir araya gelen insanları gördüklerinde   düşman kuvvetler görmüş gibi saldırıyorlar. Bunu en çok Cumartesi Annelerinin gösterilerinde tanık olduk.

Güvenlik güçleri gösteri yapanlara ya bir veya iki anons ediyor  hemen dağılın dağılmazsanız gözaltına alınacaksınız deyip harekete geçip, önlerine gelen yakaladıkları kadın- erkek fark etmeden  yatırıp ters kelepçe vurup gözaltına alıyorlar.

Artık gözaltılar hükümlülüğe  dönüşmüş durumda. Gözaltına alınan kişi tutuklandığında beş altı aydan önce mahkemeye çıkamıyor.

HDP’nin Edirne ve Hakkari’den Ankara’ya başlattığı ‘darbeye karşı demokrasi yürüyüşüne’ güzergahlarında olan illere Valiler  giriş-çıkış yasakları getirmeleri de anlaşılır gibi değil.

Ya bana biat edeceksiniz ya da sizi bertaraf ederim diyor.

Muktedir Gezi olaylarından  sonra hak- hukuk tanımaz baskıcı politikasını   artırarak sürdürüyor.

OHAL ile başlayıp Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra; kuvvetler ayrılığının kuvvetler birliğine dönüşmesiyle ülkeyi KHK ve genelgelerle yönetirken, yargıyı da muhalif olanlara  bir sopa olarak kullanıyor.

Bunu da ilk defa yaşadık.

Sarayın sahibi İçişleri Bakanlığı sokağa çıkma yasağı için 81 ilin Valisine  gönderdiği   genelgesini; Partili Cumhurbaşkanı sosyal medya hesabından  paylaşımı ile  İçişleri Bakanlığının genelgesini iptal etti ve sokağa çıkabilirsiniz dedi.

Ülkede Anayasa askıya alınmış durumda ve keyfi bir uygulama var.

Muktedir ve çevresi muhalefetin tepkisini din, toplumun değerleri ve çoğunluk üzerinden etkisiz hale getirirken; kendilerinin yaşadıkları sorunları  ise  kanunlara sığınıp anayasayı işaret ediyorlar.

Yalnız burada bize tuhaf  gelen Baro Başkanlarının Ankara’ya 26 saat sokulmamasının, daha sonra Baro Başkanlarının yürüyüşüne izin verilmesi gündem belirlemeye yönelik gibi geldi. Ama tutmadı ve  ters tepti.

Komplo teorileri üzerinden  ekonomiyi gündeme getirmemek için her türlü yolu seçip, halkın gündemiyle örtüşmeyen suni gündemler oluşturuyorlar.

Birgün  muhalefeti darbecilikle suçlayıp  muhalif gazeteciler tutuklanıyor, muhalif  televizyon kanallarına  yayın yasağı ve yüklü para cezaları keserek gündem belirliyorlar.

 Ekonomik tablo  o kadar çok vahim bir durumda ki ekonomik göstergelerin okları zemini işaret ediyor.  

Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli devreye sokulalı iki yıl oldu hiç bir sorun çözülmediği  gibi daha da sorunlar ağırlaştı.

Damat Bakan 2019 yılında 2.5 milyon kişiye iş vaat etmişti ama 2019 yılında işsize iş  bulmak şöyle dursun,600 bin işçi işini kaybetti.

Bakan Berat Albayarak iki yıl içinde tam 15 ekonomik paket açıklamış ama bir arpa boyu yol alınmış değil. Bakan  Enflasyon ve işsizlik rakamlarını açıklarken  gelecek ay bu aydan daha iyi olacak diye, replik yapmaya devam ediyor.

Ekonominin dip yaptığını Kızılay ve Diyanet İşler Başkanlığından(DİB)  milyonlarca vatandaşın cep telefonlarına gelen 10 TL gönderin, mesajından anlaşılmıyor mu?

15 Temmuz darbesinden sonra şehit ve gaziler için toplanan 400 milyon liranın, işsizlik fonu için toplanan 132 milyarın nereye harcandığının  akıbeti bilinmiyor.

Bu paraları  iktidarın amaç dışı kullandığını  gösteriyor.

Muktedir Toplumsal sorunlardan  ekonomik durum ağırlaştıkça güvenlik politikalarını öne çıkartmakla kalmıyor, insanları ayrıştırıp  toplumu kutuplaştırarak  bir  korku iklimi oluşturuyor .

Saraya biat ederseniz mesleğiniz, diplomanız, liyakat sahibi olmanız  önemli değil, işe de girersiniz ihaleyi de kaparsınız.78 Üniversite rektörünün bir tane  bilimsel makalesi yok.

Kırmızı bültenle aranan terörist devlet televizyonu TRT’de  ağırlanırken.

Demokrasi ve hukuk mücadelesi veren Baro Başkanları  anarşist  muamelesi görüyor.

Demokrasi güçlerine düşen  meşru mücadeleye devam etmekten  başka  çıkış yolu yok.

Ankara biat edenlerin, liyakat sahibi olmayanların ve diplomasızların  yönettiği  başkent  olmayacak.

Bir uyarı Notu:  “Saray’ın sahibi ve ortağı işçilerin kıdem tazminatına gözünü dikmiş gözüküyor. İşçi konfederasyon Başkanları ve sendikacılar “kıdem tazminatı bizim kırmızı çizgimiz” diyor ama hazırlıklı olsunlar. Sendikalar direndikleri anda Muktedir ‘konfederasyon başkanlarının ve sendikacıların aldıkları  huzur hakkı, maaşları, ikramiyeleri, işçilerin ödedikleri aidatları  ve makam arabaları ” üzerinden işçilerle sendikacıları karşı karşıya getirebilir. Sendikalar üretimden gelen güçlerini ve örgütsel potansiyellerini ortaya koyduklarında; sendikalara mali  denetim operasyonu yaptıracak  ve ortaya çıkan yüklü meblağları, Otelleri ve sosyal tesisleri sendikacıların buraları eşleri ve dostları için  keyfi olarak kullandıklarını işçilerin bunlardan yaralanmadığını diyerek, onlarca yandaş televizyon kanallarında program yaptırıp  gazetelerinde manşete çekerek  sendikacıları işçilere  hedef gösterecekler. İktidara ivedi olarak para lazım  işçilerin bu tazminatına  el koymak için her türlü yolu deneyecekler. Bir işçi emeklisi olarak naçizane uyarayım dedim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums