GÖRDÜĞÜ İNSANI SEVMEYEN GÖRMEDİĞİ ALLAH’I SEVEMEZ

  • 16.05.2020 00:00

 (İncil’den)

İnsanı bu kadar önemseyen ve insana bu kadar değer veren  bu cümleyi  duyunca yazıya da yukardaki  başlığı atmak kaçınılmaz oldu.

İncil’de geçen bu  duygulu, insanı kutsayan en değerli varlığın insan olduğunu anlatan bu veciz  sözü;  söz de İslam ve Müslümanlıktan bahsedip öldürecekleri komşularının çetelesini tutan kadına, kalaşnikoflu fotoğrafını  sosyal medya hesabından muhalefeti tehdit eden paylaşımlar yapana,bir manga silahım ve mühimmatım var diyen eski Akp Gençlik kolları başkanına, muhalif kesimlere kavonoz dolusu mermi gösteren Akp’e üyesine,özetle dini siyasete alet  edenlere..

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmaoğlu için kanını akıtır ve sana içiririm diyene, çete reisinin  miting yaparak Akp’ye muhalif olanları  hedef alarak sizlere ‘kan banyosu yaptırırım’ diye tehdit edenlere;bunu din,iman ve Allah adına yaptıklarını iddia eden dinci,mezhepçi ve ırkçılara,bu veciz söz kapak olsun.

Bu söz; yolsuzluğa, hırsızlığa hadis uyarlayan din tüccarlarına, Allah’ın yarattığını insan yerine koymayanlara gitsin.

Bu dinci,ırkçı ve mezhepçiler bir de şunu demezler mi ‘yaradılanı severiz yardandan dolayı’ diye.

Eşcinselleri Allah yaratmadı mı?

Eşcinselleri   insan yerine koymayıp sapkın diyerek, toplumun ahlakını bozan ve ahlaksızlar olarak hedef göstermek, kutsal kitapta mı geçiyor?

Son on yıldır Diyanet yetkilileri ve din adamları,imamların, dini söylemlerinde insanla başlayıp insanla bitirdikleri bir vaaz, yazı ve sohbetlerine rastladınız mı? Yok. Olamaz da  çünkü o kadar siyasallaştılar ki, kendileri gibi inanmayan, kendileri gibi düşünmeyen  insanları yok sayan, onların yok edilmesi için ‘hadis ve dua’ türetir oldular.

Ölüm orucuna yatarak hayatını sonlandıran Müzisyen İbrahim Gökçek’in cenaze törenini İstanbul’da Cem evinde yapılmasına engelleyerek, polisin bu kutsal mekanın camlarını kırması, sanatçının  Kayseri’de defnedilmesine karşı  çıkan; kendilerine Ülkücüler diyenler cenazesini mezardan  çıkartır yakarız demelerine rağmen, yargının ve yetkililerin sessiz kalması!.. Nedir bu Allah aşkına Alevilerle alıp-veremediğiniz?

Bu tepkilerin bu topraklarda kök salan boy atan  ilkel  bir geleneği var.. Eylül 2017 yılında HDP eski milletvekillerinden Aysel Tuğluk’un Annesinin Ankara Gölbaşı mezarlığına defnedilmesine karşı çıkan ırkçı, mezhepçi, dinci ve faşist  bir grubun ‘burası terörist ve Ermeni mezarlığı değil’ diyerek olaylar çıkartması ve mezarlığa kadın defnedilemeyip, cenazenin Tunceli’ye gönderilmesini hatırlayın. Son günlerde medyadan öğreniyoruz Güneydoğu illerinde  mezarlıkların dozerlerle yıkılması tesadüf olması, mümkün mü?

Bu Coğrafya da  insanlar ırkından, mezhebinden, inancından ve  düşüncesinden  dolayı toplu kitlesel katliamlara hedef haline getirildi.. 1955 yılında Gayri Müslümlere yönelik yapılan 6/7 Eylül olayları,1 Mayıs 1977 de 34 işçinin öldürülmesi, Maraş Katliamında Alevilerin evleri işaretlenerek yapılan silahlı  saldırılarda çoluk çocuk-yaşlı demeden  110 kişi öldürüldü, Sivas’ta yüzlerce kişililerin tekbir getirerek oteli ateşe verip, diri diri 37 kişinin  neredeyse naklen  yayında yakılarak öldürülmesi,2015 Ekiminde Ankara Gar katliamında 109 insanın bombalı saldırıda ölmesi onlarca insanın yaralanması ve sakat kalması,2015 Temmuz’unda Urfa Suruç’ta bombalı saldırı da 33 kişinin hayatını kaybetmesi, say sayabildiğin kadar böylesi vahim insanı dehşete düşüren, toplu katliamlara tanık olduk..

İnsanın kanını donduran insanı insanlığından utandıran katliamlar; devlet içinde yuvalanmış çeteler tarafından alt yapısı oluşturularak, belli kesimler hedef gösterilerek yapıldı; ve  şimdi de son günlerde böylesi  kitlesel olayların ve katliamların   yapılacağının işaretlerinin çok görülmesi dileriz yanılalım.

İç barış açısından endişeliyiz çünkü  ‘yaptıkları yapacaklarının teminatıdır ’diye bir deyim vardır.

Devletin içinden hukuku çıkartırsanız sokağa çeteler yön vermeye başlar, yaşadıklarımız bunu göstermiyor mu?

Son günlerde iktidar gerçek gündemden toplumu uzaklaştırıyor. Suni bir gündem yaratıyor. Çünkü toplumsal sorunlara çözüm üretemiyor. Saray talimatlı sanal bir darbe tartışmaları üstünden gündem değiştirmek istiyorlar. Sebep başta ekonomik göstergelerin alarm vermesi.

Madem darbe tehlikesi var ise Muhalefet partilerinin verdiği TBMM darbe araştırma önerilerini Cumhur ittifakı olarak, neden reddettiniz? İktidar sizsiniz, kuşku duyuyorsanız neden gerekli girişimlerde bulunmuyorsunuz?

Sonra 15 Temmuz darbesinin siyasi ayağını niye ortaya çıkartmadınız?

Darbe söylentileri üzerinden devam edelim..

CHP İstanbul İl başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun bir konuşmasında ki bir sözünün cımbızlanıp darbeci diye hedef gösterilmesi manidar gelmiyor mu size? Bir başkası değil de niçin Canan Kaftancıoğlu?

Kaftancıoğlu parti teşkilatını 31 Martta yapılan yerel seçime olağanüstü hazırlayan, Erdoğan’ın aşkım dediği İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi de kaybeder diye çok çok önemsediği İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlık  seçimlerini her türlü hülleye karşı Erdoğan’ın  adayını iki defa   sandığa gömen, HDP seçmeniyle, sivil toplum örgütleriyle, meslek kuruluşlarıyla iyi bir ittifak kurdu.  Akp’nin devlet gücüne ve imkanlarına rağmen 25 yıllık saltanatını yıktı. Cumhur ittifakın adayına ikinci seçimde 805 bin gibi tarihi fark atarak ;Erdoğan’a iktidarında tarihinde en ağır siyasi yenilgiyi yaşatan kadın siyasetçi olarak tarihe geçen birisi oldu Kaftancıoğlu.

Kaftancıoğlu’nun altı yıl önce paylaştığı twettir hesabının gündeme gelmesi ve dava açılmasının altında yatan tek neden, İstanbul seçimlerinin sonucuna etki eden birisi olması,yoksa İstanbul’da  Chp adayı kaybetseydi ne diye uğraşacaklardı.

Erdoğan İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığını kaybettiğine hala inanmıyor,kabullenemiyor  ve aklından da çıkmıyor. İstanbul seçimi Erdoğan’ın kimyasını bozdu..

Partisinin tüm  teşkilatı ve partiyi destekleyen dernekler,vakıflar ve cemaatler ve havuz medyası İstanbul belediyesinin  bütçesinden nemalanıyorlardı,bu hortumlar kesildi.

Ankara’da kurulmak istenen muhtemel  tezgah ve senaryo; İstanbul Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere, bazı CHP’li  belediye başkanlarını görevden alıp yerlerine kayyım atamalarının yapılmak istenmesinin sinyalleri var,Ekrem İmamoğlu’na açılan 27 dava bunun   işaretleri gibi.

Kamuoyunun bu belediyelere desteği ve tepkisinden korkuluyor.Çünkü kamuoyu araştırmalarında muhalefet belediyelerine halktan  çok büyük destek var ve oyları anketlerde sürekli artıyor.  

Dartbe tartışmaları üzerinden suni ve zoralama gündem inşasının nedeni  biraz da bu..Muhalefet Belediye başkanlarının Kovid-19 virüsünde merkezi hükümetten daha hazırlıklı ve başarılı olması, vatandaşa karşı maddi ve manevi destek  projeler üretmesi de çok önemli..Ankara bir maskeyi bile dağıtamadı.

Virüs ile ülke ekonomisinin bilinenden daha  kötü durumda olduğu ortaya çıktı..

Kızlay,Diyanet ve ‘Biz Bize Yeteriz’ diyerek üç koldan  başlattıkları kampanya, ekonomik tabloyu  ortaya koymuyor mu?

Allah’a inanıp ta Allah’ın yarattıklarını insan yerine koymayan dinbazlar:’Gördüğü insanı sevmeyen görmediği Allah’ı  sevemez.’

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums