- 2.05.2020 00:00
Yazının konusuna döneceğim sizden kısa bir müsade alıp, Küresel Koronavirüsün gölgesinde kalan ve gündeme girmeyen, hayati önem taşıyan sorunları hatırlatmadan geçmeyim.
İnternet sitelerine ve Ajanslara Türkiye artık demokrasi liginden düştüğü ve Otokrasi yönetimine geçtiği haberleri dolaşımdaydı.
Kovid-19 virüsü ile tanıştığımız 11 Mart- 30 Nisan arasında 3 Bin 258 insanımızın virüsten hayatını kaybettiğini açıklıyordu sağlık bakanı, ben yazıya başladığımda.
Türk-iş 2020 Nisan ayının 4 kişilik ailenin açlık ve yoksulluk raporunu yayınladı..
4 kişilik bir Ailenin Açlık sınırı 2 Bin 374 TL’ye çıkarken,
4 kişilik bir Ailenin Yoksulluk sınırı da 7 Bin 732 Lira 90 Kuruş olduğunu açıkladı.
Böylesi bir yoksulluk tablo karşısında Kovid-19 virüsü nedeniyle işini kaybeden, işten çıkartılan insanlara ödenen işsizlik parasının, asgari ücretin yarısının uygulanıyor olması da, manidar değil mi?
Ülkede 20 milyon insan açlık sınırında yaşarken,50 milyon insan da yoksullukla boğuşuyor olması..
Rakamların ortaya koyduğu tablo, Aile İşsizlik Sigortasının bu şartlarda ne kadar önemli olduğu, daha iyi anlaşılmıyor mu?
Aile İşsizlik sigortasının kısa tarihçesiyle konumuza girelim.
Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO) 1919 yılında Birinci Dünya savaşının sonucunda İsviçre’nin Cenevre şehrinde; evrensel ve kalıcı bir barışın ancak sosyal adalet temelinde inşa edilebileceği inancı hareketiyle kurulur.
ILO 1952 yılında 102 sayılı sosyal güvenliğin Asgari normları sözleşmesinde 9 sigorta kolundan, birinin de Aile Yardımları sigortası olarak karar alır. ILO’nun 102 sayılı sözleşmesini kabul eden üye ülkeler Aile yardımlar sigortasını uygulamaya başlarlar.
Türkiye 1932 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO) ya üye olur ama, Türkiye ILO’nun bu 102 sayılı kararını ancak 19 yıl sonra 1971 yılında, 1951 nolu kanunla yerine getirir.
1971 yılından beri 1951 sayılı kanun anayasaya giriyor ama bir türlü uygulanmıyor.
Yarım asra tekabül eden bu kanunu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gündeme getirmese, kimse Aile sigortasının demokratik bir hak olduğunu bilmeyecekti. Burada Kılıçdaroğlu’nu ve partisinin hakkını da teslim etmeliyiz.
Kılıçdaroğlu nerede yoksulluk ve işsizlik gündeme gelirse; çıktığı her televizyon kanalında ve katıldığı toplantılarda Aile Sigortasını gündemde getiriyor; Türkiye 9 daldan oluşan sigorta dalının, 8’ni uyguluyor ama bir tek Aile sigortasını uygulamıyor diyerek, canhıraş bu yasanın hayat geçmesi için mücadele veriyor.
İşsizlik fonu gibi bir Fon oluşturarak Aile sigortası devreye sokulabilir diyor..
Örnek olarak ta EYT’ li olup ta işten atılan 60 yaşında işten atılmış iş bulamayan ve emeklilik yaşı olan 65 yaşına takılan biri için, 5 yıl Aile sigortasını yatırıp 65 yaşında da vatandaşın emekli olmasını sağlayacağız, diye de bu yasayı işler hale gelmesi için, somut bir örnekle zenginleştiriyor, Kılıçdaroğlu.
Bu kanunun medyada haber yapılmaması ve hiç bir televizyon kanallarında tartışma programına taşınmaması ve Kılıçdaroğlu’nun dışında siyasilerin gündeme getirmemesi, kanunun sümen altı yapılması da tesadüf olamaz.
Aile işsizlik sigortası nasıl işleyecek?
Tıpkı uygulanmakta olan işsizlik sigortası fonu gibi, bir fon kurulacak ve burada toplanan paralarla işsiz kalan insanlara,iş bulana kadar asgari ücretten maaş ödenecek.
Peki bu Aile işsizlik sigortası niye uygulanmıyor?
Böylesi bir fon hayata geçirilirse insanlar siyasetçiye muhtaç olmayacak ve yoksullar üzerinden siyasetçi gıda kolileri ve kömür dağıtarak oy toplamalarının yolu kapanırken;seçmen de açlık ve soğuk korkusundan dolayı oyunu satmayacak, hür iradesiyle istediği partiye oyunu verecek.
Aile Sigortasının hayata geçmesi için çözüm yolu:
“Aile sigortasının anayasal bir hak olduğu her platformda öne çıkartılmalı; demokrasiden yana olan sivil toplum örgütlerinin ve tüm siyasi muhalefet partilerinin iktidarı sarsacak ortak bir kamuoyu oluşturmadan, bu kanun hayata geçiremezsiniz.”
Çinlilerin meşhur bir atasözleri vardır ”insanlara balık yemeyi değil balık tutmayı öğretin” derler.
Gerçek özgürlüğün sahibi olan yasadan yararlanacak kesimler, yoksul ve işsizler, örgütlenerek ortaya çıkmadan,mücadele etmeden, bedel ödemeden Aile Sigortasını iktidar uygulamaz.
Aile sigortasının hayata geçmesinin mücadelesine, üç işçi konfederasyonu öncülük etmeliler.
2019 yılı itibarıyla aylık geliri 673 Lira olan yoksul insan sayısı 8 milyon 647 bin 283 kişi.
Aile sigortası uygulanmış olsa, bu milyonlarla ifade edilen yoksul insanların umudu olacak.
Bizde iktidara gelen siyasiler yoksulluğu yenecekleri yerde (bu Akp’yle zirve yaptı)yoksul sayısının artmasından rahatsızlık duymadıkları gibi, bir de kalkıp yoksul kesimlere yaptıkları yardımların sayısını verip, övünerek anlatmıyorlar mı?
Kovid-19 virüsü ile işlerini ve iş yerlerini kaybeden sayıları 15 ile 20 milyonla ifade edilen insanlar, ölümden çok açlık korkusuyla yatıp,kalkıyorlar; böylesi zor ve belirsiz günde ivedi olarak ‘Aile Sigortasının’ hayata geçirilmesi,açlık korkusu ile ölüm korkusu arasına sıkışmış insanlara can simidi olacaktır.
Yorum Yap