- 30.03.2020 00:00
Huylu huyundan vazgeçer mi?
İktidar Koronavirüs salgınını siyasi fırsata çevirmek için hiç etik olmayan muhalefeti yok sayarak, bıraktığı yerden hız kesmeden devam ediyor.
Can çıkar da huy çıkmaz derler ya.
Dakika bir gol bir.
Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan ;Koroanvirüs üzerine yapılan ilk toplantıya; 1953 yılından beri topluma Tıp hizmeti veren Türk Tabipler Birliğini,1956 yılından bu yana halkın içinde olan Eczacılar Odasını ve 1967 yılından beri sınıf ve kitle sendikacılığının öncüsü olmuş, 12 Eylül askeri faşist darbesinde kapatılmış ve yöneticileri idamla yargılanmış DİSK’i bu toplantıya çağırmadı.
Düşünebiliyor musunuz Diyanet İşleri Başkanını(DİB) toplantıya çağrılıyor, toplumun sağlığının tek muhatabı olan Hekimlerin ve Eczacıların temsilcileri çağrılmıyor, inanılır gibi değil ama gerçek.
İnsanlar can güvenliği, işsizlik ve açlık korkusunu düşünürken..
Bir sabah uyandık ki Güneydoğu illerinde HDP’nin yüksek oyla kazandığı belediye başkanlıklarına bilinen yetki gaspı yapılırken; Batman ve 7 ilçe belediye başkanları görevden alınarak, yerlerine kayyım atanmış.
Muktedirin meşhur sözünü bir daha hatırlatalım, hani sandık demokrasinin namusuydu, bizde kime söylüyoruz.
Bir hafta içinde Irak’tan ve Suriye’den 4 askerin cenazesi geldi, nerede kaldı ülkenin bekası.
Koronavirüsü fırsata çeviren bir başka kurnazlık daha: 25 Mart 2020 Tarihinde İstanbul Kanal projesinin ihalesini yapmışlar, fotoğrafları medyada dolaşıyor ağızlarında maskeler ve ellerinde eldivenlerle, tam bir komedi.
İnsanların aklı ile alay edercesine, insanın aklı almıyor bu kadarına da pes denilir, keçi can derdinde kasap et derdinde misali.
Kanal İstanbul projesinin ihalesini yaparak, bu projeye karşı olan muhalefetin sinir uçlarıyla oynamak değilde ney, bu Allah aşkına.
Maliyeti 20 Milyar dolara mal olacağı tartışılan bu projeye paranız varsa; neden 4.5 milyon resmi işsize,80 bin işsiz kalan ücretli öğretmene,60 bin işsiz kalan Halk eğitimde ders veren uzman hocalara,500 bin AVM’de çalışanların işsiz kaldığı 8 milyonu gibi bir kitleye, evine ekmek götürecek neden para vermiyor ve açlığa mahkum ediyorsunuz? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor?
Kanada Başbakanı çıktı ve halkına çağrıda bulundu: siz ekonomiyi ve açlığı düşünmeyin biz onu çözeriz, bütçeden 58 Milyar dolar ayırdık siz sağlığınıza dikkat edin bizim aldığımız kararlara uyun sokağa çıkmayın dedi.
İngiltere Başbakanı da halka seslendi; bütçeden 362 milyar sterlin(412 milyar dolar) ayırdık, özel sektörde tüm çalışanların maaşlarının yüzde 80’nini devlet karşılayacak, diyerek toplumun kurallara uymasını istedi.
Fransa Cumhurbaşkanı hiç kimse işini, işyerini düşünmesin, bütçeden 373 milyar dolar ayırdıklarını, siz sağlığınız koruyun bizim açıklamalarımıza uyun dedi.
İspanya bütçeden 216 milyar dolar ayırdıklarını açıkladı.
ABD virüse karşı ekonomik kriz paketini 2 Trilyon olarak açıklarken, sosyal devlet olduklarını ortaya koydular.
Türkiye ise 15.3 Milyar dolar açıkladı aradaki farkı konuşmanın bir anlamı var mı?
Bizim muktedirin paketinden ne çıktı?
Muktedir 100 milyarlık kriz paketi açıkladı 98 milyarı iş insanlarına, büyük şirketlere ve turizmcilere ayrılırken, yoksula, dar gelirliye ve işsizlere düşen pay ise 2 milyardı. İşsizlere, işten çıkartılanlara, zorunlu olarak işyerleri kapattırılan küçük esnafa hiç bir ekonomik güvence vermedi.
Komikliğe bakar mısınız insanlara evden çıkmayın, seyahat etmeyin diyor uçak biletlerinde uygulanan KDV’yi yüzde 18’den bire indirdik, konaklama vergisini de altı ay süre ile sıfırladık açıklaması çıktı paketten, şaka gibi..
Dünyayı sarsan bu küresel salgın krizini bu zihniyetle çözemezsiniz, toplumun her kesimi ile diyalog kurup, ittifak yapmak zorundasınız; eğer bu anlayışla yola devam ederseniz iktidarda kalma hırsınızın bedelini toplum olarak çok ağır öderiz, biraz ciddiyet.
Çin’den başlayıp Avrupa’yı saran Koronavirüs salgınının ne kadar tehlikeli olduğunu, başta İtlaya ve İspanya’da toplu ölümlerden de mi haberiniz yok.
Osmanlı’da oyun bitmez derler ya bizim iktidara bu zuhur etmiş durumda.
Cumhur ittifakının af çıkartma stratejisi toplumsal bir mutabakat arayışından çok, çetelere, mafya babalarına, uyuşturucu baronlarına, Katillere, tacizci ve tecavüzcüleri kapsarken; düşünce suçlusu yazar, gazeteci ve siyasi mahkumları kapsam dışında tutulması kabul edilir bir durum değil. Şuan cezaevlerinde 300 bin tutuklu ve hükümlü var, bunun 11 bini kadın ve 700 çocuk annesi ile cezaevinde kalıyor. Virüs Cezaevlerini sararsa felaket olur.
Korona-19 salgınını saydam bir şekilde yönetemez ve bu anlayışınızı değiştirmezseniz; işsizleri,işten çıkartılanları, işyerleri kapatılan küçük esnafı doyuramaz, bu insanların açlık ve açıkta kalma korkuları giderilemezse felaket tellallığı gibi algılanmasın ama, toplum olarak bizleri bugünlerimizi aratacak, çok büyük tehlikeli ve zor günler bekliyor.
Milyonlarca insanı eve kapattınız peki bu insanları nasıl besleyeceksiniz A-B planınız,yol haritanız var mı?
Radikal kararlar almalısınız yarın geç olur ve son pişmanlık fayda etmez.
Dilimiz varmıyor söylemeye ama açlık ve kıtlık baş gösterirse bunun önünü kimse alamaz.
Cumhur ittifaka önerimiz, gelir dağılımı adaletsizliği ve denk bütçe üzerine acil radikal bir karar alması.!
İktidara düşen bilime kulak verip,sağ duyulu ve rasyonel bir devlet aklı ile hukuku referans alarak sosyal devlet politikalarını devreye sokarak,toplumu ayrıştırmadan, kamplaştırmadan yönetmesi ve ortak akılla hareket etmesi.
Camileri halka kapatıp kendin için kaçak Saray’ın Millet Camisinde Cuma namazı kıldırarak,her akşam namazına müteakip 85 bin caminin oparlölerinden dua okutarak ölümlerin önüne geçemezsiniz,din çare olsaydı İtalya’da,İspanya’da binlerce insanın ölümünü kilisenin Çan sesleri durdururdu.
Herşeye rağmen sokağa çıkmayalım evde kalalım.
Yorum Yap