EKONOMİK GÖSTERGELER ALARM VERİYOR AMA

  • 3.06.2019 00:00

 Ülke gündemi 23 Haziran İstanbul’da yapılacak olan Büyük Şehir belediye başkanlığına kilitlenmiş durumda  ama, ekonomideki kriz günden güne derinleşerek 2001 krizini aratır bir yolda hızla  ilerliyor ve tehlikeli bir  dip dalgayla karşı karşıyayız; bunu biz söylemiyoruz devlet kurumlarının verdiği rakamlar ortaya koyuyor.

Muktedirler kesin içlerinden şöyle diyorlardır; ekonomi iyi gitse de yüzlerce olaylar ve sorunlarla karşılaşsak ama;ne gezer her gün vatandaş bakkala, markete, pazara uğradıkça iktidara yönelik tepkileri artıyor çünkü, can boğazdan geliyor.

Ekonomik sıkıntıyı insanlara  unutturamazsınız, açlığı hatırlatmanız için birinin söylemesine gerek yok.

Ekonomideki göstergeler öyle bir durumda ki, ekonomiye yönelik muhalif kesimlerden gelen yazılı ve sözel  eleştirilerin hiç birine, Erdoğan ve Damadı bunlar asılsız veya asparagas haber diyemiyorlar ama,itibardan tasarruf olmaz diye saltanatlarına da  devam ediyorlar.

İşte yalanlanmayan toplumun her kesimin yakıp kavuran  rakamlar.

Türk-İŞ 2019 Mayıs ayının açlık ve yoksulluk raporunu açıkladı.

Açlık sınırı 2 bin 124 Tl’ye yükselirken.Mevcut asgari ücret 2 Bin 20 TL olarak açlık sınırının altında kalıyor, 8.5 milyon kişi asgari ücretle çalışıyor.

Yoksulluk sınırı ise 6 bin 918 Tl’ye çıkmış.

Bir yıl önce 2018 yılında açlık sınırı 1686 TL iken,yoksulluk sınırı da 5 bin 484 TL’idi.

2019 Yılının ilk dört ayında asgari ücret euro karşısında 40 euro değer kaybetmiş.

Devam edelim turpun büyüğü heybede..

Hele tartışılmayan ve denetlenmeyen örtülü ödenek ise insana küçük dilini yutturuyor.

Akp’den önce 4 Hükümetin örtülü ödenek harcaması toplam 200 milyon TL..

Akp’nin 17 yıllık iktidarında örtülü ödenekten harcanan para ise tam 15 Milyar lira.Örtülü ödenekten her gün 8 milyon Tl harcanıyor.

Bir de Toplumun kısaca  yoksullaşmasına ve gelir dağılımı adaletsizliğine göz atalım.

2002 yılında emeği ile geçinenler Milli hasılanın yüzde 35’ni alırken..

Şimdi bu oran 2018 yılı itibarı ile yüzde 17’ye düşmüş.

2002 yılında toplumun en varlıklı kesimi Milli gelirin yüzde 34’nün alırken,2018 yılı itibarı ile aynı kesim Milli gelirin yüzde 54’nü alıyor..

Böyle olunca 20 milyon insan açlık sınırında yaşıyor,50 milyon insan da yoksullukla boğuşuyor.

5 Milyon insanın sokaklarda çöpten beslendiği  ve gündeme gelmeyen,kanayan bir başka yaramız.

Bu rakamlar ortada dururken,siz yoksulluğu,yolsuzluğu,gelir dağılımındaki adaletsizliği  nasıl yeneceksiniz,kayıt dışı ekonomiyi nasıl önleyeceksiniz?

Bu konu da muktedirlerin ciddi dişe dokunur bir plan ve programı bile yok.

Son bir yılda TL dolar  karşısında yüzde 28 değer kaybetmiş, hazineden ve maliyeden sorumlu damat;her ay açıklanan işsizlik ve enflasyon rakamlarını kameraların karşısına geçip soru almadan; gelecek ay daha iyi olacak diye toplumun aklı ile alay edercesine açıklamalar yapıyor,yandaş medya da Damadın açıklamalarını  manşete çekerek sözlerini parlatıyor.

İşsizlik 8 milyona çıkmış,her 3 gençten birisi işsiz durumda..

Bir yıl içinde özel sektörden 1 milyon 370 bin işçi işten atılmış ,bunlar ne kayınpederin ne de damadın umurunda ama, 1 milyon 370 bin işsiz kalan işçi aynı zamanda vergi mükellefi..

Tarım ve hayvancılık ise bitmiş durumda.

2002 yılına kadar Türkiye dünyada kendi kendine yeten 7 ülkeden biri iken;şimdi dünyanın 135 ülkesinden tarım ürünleri, kırmızı et ve canlı hayvan ithal eder duruma gelmiş.

Tarımdaki bu tablo karşısında bizim tarım bakanımız ne diyor; biz tarımda Avrupa’ya örnek bir ülkeyiz diye açıklama yapmıyor mu?

Hiç tartışılmayan ve muhalefetinde gündeme getirmeye cesaret edemediği iki konuya değinmek istiyoruz.

Birisi örtülü ödenek  Cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçmeden önce Başbakanlık tarafından kullanılan bir ödenek idi; şimdi bu örtülü ödeneği Cumhurbaşkanı kullanmakta.

Parlamento bu ödeneği talep üzerine artırıyor ama,denetleyemiyor.

Sayıştay devlet adına parlamentonun da içinde olduğu bütün devlet kurumlarının   harcamalarını   denetliyor ama,örtülü ödeneği denetleyemiyor.

2013 yılının Mayıs ayında Sayıştay denetim elemanları Başbakanlıktan örtülü ödenek harcamalarına ilişkin belgeler ister,bu istek Erdoğan’ı kızdırır,Akp hükümetinin tepkisine neden olur.

Bu tepki üzerine dönemin  Sayıştay Başkanı Recai Akyel, denetim elemanlarına “kanunu yanlış yorumluyorsunuz,böyle bir inceleme yapamazsınız” diyerek talebin geri çekilmesini ister.Başkanın bu talebine denetim elemanları ise kanun bize bu yetkiyi veriyor diye ısrarcı olurlar,ancak daha sonra bu talep geri çekilir.

Bir Gazeteciden örtülü ödenek hikayesini dinlemiştim yeri gelmişken paylaşayım.Gazeteci:”ben dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile bir yurt dışı seyahatinde  örtülü ödeneği denetleyen bir kurum yok mu diye sordum,Mesut Yılmaz örtülü ödeneği denetleyen bir kurum yok. Başbakanlar görev teslim devrinde, devir alan sadece başbakan sorar bunu da bugüne kadar da hiç bir başbakan devir eden başbakandan sormamış ,öyle de devam ediyor” dedi.

Denetimin olmadığı yerde keyfiyet olur ve bu keyfiyette saltanata dönüyor.

İkincisi savunma harcamalarının gündeme getirilmemesi ve tartışılmaması.

Türkiyee dünyada askeri harcamalarda 15.Sırada yer alırken; yıllık savunma bütçemiz 19 milyar dolar.

Türkiye’nin toplam 2019 yılı  savunma bütçesi 102 milyar TL.

Savunma harcamalarını da tartışamıyoruz, tartışmaya açanın kesin vatan haini, dış güçlerin uşağı ile yaftalanarak hedef gösterilip, toplumun önüne atılmasından korkulduğundan kimse bu konuyu tartışmak şöyle dursun, ima bile edemiyor!

Savunma harcamasının her yıl artması, ülke ekonomisinin zora girmesinde belli bir oranda sıkıntısı olmuyor mu?

Silah ticaretinde dünyada dönen paradan da yeri gelmişken kısa söz edelim ki,barışın neden ve ne kadar önemli olduğunu rakamlar söylüyor.

Dünyada savunma harcamalarına 2 Trilyon dolar harcandığını,50 Milyar dolar ile tüm insanlığın açlık sorununun çözüldüğünü,Dünyada kişi başına silaha ayrılan paranın 239 dolar düştüğünü, biliyor musunuz?

Ekonomik göstergeler bu rüzgarın kasırgaya dönüşeceğinin işaretlerini veriyor ama,  kayın peder ve damat hiç umursamıyor yel kayadan toz alır havasındalar.

Not:Kul hakkı yemeyen, dinin ticaretini yapmayan insan odaklı inancını yaşayan, inançlı insanların Ramazan bayramını cani gönülden kutluyorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums