- 26.11.2018 00:00
Ülke gündemi Mart 2019 tarihinde yapılacak olan Mahalli seçimlerin yapılacağı atmosfere kilitlendiği bir süreçte, biz de toplumsal sorunumuz olan can alıcı iki sorun üzerine durmak istedik.
Birisi: iş cinayetleri.
İkincisi:İşsizlik ve yansımaları.
İş cinayetleri konusunda bu kaçıncı yazım gerçekten ben de unuttum.
Deriz ya söyleye söyleye dilimde tüy bitti misali.
İşçi Sağlığı İş Güvenliği (İSİG) verilerine göre;Türkiye’de her gün 5 işçi iş kazası altında ölürken, 7 işçi de sakat kalarak iş göremez duruma düşüyor.
208 yılının ilk 10 ayında iş cinayetinde ölen işçi sayısı 1640.
İş kazalarında Avrupa’da birinciyiz,dünyada ise üçüncü olduğumuzu hatırlatalım.
Türkiye’de yılda iş cinayetlerinde ölen işçi sayısı AB’liği üyesi ülkelerinde olan iş kazalarında ölen işçi sayısının, tam 7 katı olduğunu biliyor muyuz?
İş cinayetleri hız kesmeden sürerken önlem alması gereken ülkenin Cumhurbaşkanı Erdoğan; iş cinayetlerine bu işin fıtratında var diye umursamıyor bile..
Ölen ölür kalan sağlar bizimdir tavrında.
21 Kasım 2018 Tarihinde Zonguldak’ta ruhsatsız işletilen bir maden ocağında metan gazı patlaması sonucu, 3 işçi daha hayatını kaybetti.
Akp’nin 15 yıllık iktidarında iş kazalarında ölen işçi sayısı tam 21 bin,bu sayının içinde 2018 iş cinayeti rakamları yok.
Toplum olarak İş cinayetlerine o kadar alıştık ki, nasıl olsa ölecekti bu ölen işçilerin kaderi de iş kazasındanmış diye bakıyoruz.
Bu cinayet ekonomisinin kurbanları karşısında işçilerin ödedikleri aidatlarla evlerine ekmek götüren, görülmemiş saltanat yaşayan Hak-iş ve Türk-iş gibi İşçi konfederasyonlarının yöneticileri ve sendikacılar, süt dökmüş kedi gibi ortalıkta gözükmüyorlar bile.
Sendikalar İş cinayetleri konusunda bir basın açıklaması zahmetinde bile bulunmuyorlar
Gözükmeleri ve tepki göstermeleri bir tarafa Erdoğan’ı Genel kurullarında iş cinayetlerinde uyaracakları yerde ayakta alkışlıyorlar.
İş cinayetlerini durdurmak için İşçi Sınıfının dinamik gücü bu işçi konfederasyonları üretimden gelen gücü ve örgütsel potansiyelini ne zaman harekete geçirecekler; Türk-iş’e 25 yıl aidat ödemiş bir işçi emeklisi olarak merak ediyorum.
Medyanın iş cinayetlerini görmemesi ise başka bir körlüğü ve duyarsızlığı yaşatıyor bizlere.
Gelelim İşsizlik ve yansımalarına:
TÜİK’in verilere göre işsizlik yüzde 11.5 olarak görünüyor ve 3 milyon 600 bin iş arayanımız var.
Ama işçi sendikalarının ve başka özel araştırmalarda işsizlik yüzde 17 olarak çıkıyor.
Bu da 5 milyona işsizin olduğunu gösteriyor.
Yüzde 25 enflasyonu bu işsizlik ile bir araya gelince hayat çekilmez bir durum alıyor.
Genç nüfus arasında işsizlik ise yüzde 20’lerde.
Üniversite mezunu işsiz sayısı 1 milyon 111 bine çıkmış.
Üniversiteli işsizler iş aramak için yurtdışını seçerek ülkelerini terk ediyorlar,bu göçün gençler arasında bu sene yüzde 63’e çıkmış ve yaş grubu da dikkat çekici 24 ile 37 yaş arasında olması!
Erdoğan yeni evlenen çiftlerden 4 çocuk yapmalarını istiyor ama doğan her iki çocuktan birinin işsiz kaldığından bahsetmiyor?
Her yıl 1 milyon 200 bin çocuk dünyaya geliyor ancak bunun yarısı iş bulurken, istihdama dayalı bir nüfus planlaması olmadığı için 600 bini işsizler ordusuna katılıyor.
İşsizlik demek açlık demektir.
İnsanlar işsiz kalmamak için can güvenliklerini riske atıp ne iş olursa olsun yapmaya razı oluyorlar.
İş cinayetlerinin en çok olduğu alan kayıt dışı ekonominin döndüğü yerlerde oluyor.
Türkiye’de acımasız bir cinayet ekonomisi uygulanıyor.
Cinayet ekonomisinin acımasız iki sektörü var birisi inşaat, diğeri de maden ocakları.
Bir Türk inşaat şirketi uluslararası yaptığı inşaat işlerinde bir tane işçi bile ölmez iken,aynı şirket ülkede yaptığı işlerde iş cinayetleri devam ediyor.
Bunun nedeni ne diye sorulmaz mı?
Sorulmuyor.
Batı ülkelerinde niye yaptığı inşaatlarda işçiler ölmüyor?
Batı’da işçi sağlı ve iş güvenliği her şeyin önünde geliyor.
Batı ülkelerinde İnşatta iskele kurmak bir erbap işi ve devletin bu konuda uzman olan kişilerin onayı almadan,firma işe başlatılmazken burada ise bu işin esemesi okunmuyor.
Avrupa ve ABD’de 50 yıldır madenlerde kaza oluyor ama ölümlü kazaların önünü kesilmiş.
Kısaca iş cinayetleri ve işsizlikten bir özet yaptık.
İnsan odaklı bir siyasetin yaşama yansımadığı,demokrasi ve Hukuk mücadelesi vermediğimiz sürece; iş cinayetleri, işsizlik,hayat pahalılığı ve gelir dağılımı adaletsizliği günden güne artarak devam edecektir.
Yorum Yap