- 8.02.2017 00:00
Raflarda yerini yeni alan Doğan kitaptan çıkan ekonomist Osman Ulugay’ın Dünya Trumpa’a mı kalacak? ‘Tek Adam Çıkmazı’ adlı kitabını bitirir bitirmez bir yazı yazmak şart oldu.
Kitabın içinde karşılaştığım ezber bozan bilimsel bir çalışmayı da yazıya başlık attım.
Kitapta ağırlıklı olarak küreselleşme ile ortaya çıkan son 25 yılda inanılmaz gelişmelerden yola çıkarak yazar; dijital teknolojiden, ekonominin nasıl bir yere geldiğini ve küreselleşmenin yeryüzünü nasıl altüst ettiğini, çok yönlü ele alarak rakamlarla ciddi kaynaklardan yararlanarak ortaya koymuş. Kitabı ivedi olarak okurlarıma okumalarını hareretle önerdiğimi de belirteyim.
Yazının başlığı okuyanlara inadırıcı gelmeyebilir ama böyle bir çalışmanın tartışmasını ve tezlerini ortaya atanlar da sıradan insanlar değil ve bu sav yeni de değil, onu da belirtmeden geçemeyeceğim.
Yanılmıyorsam yıl 1982 askeri darbe döneminde yayın hayatına‘TAN’ adında bir gazete atıldı, bu gazetenin yayın politikası mağazin ağırlıklı tam bir boyalı basın ve aşk meşk haberleriyle, çıplak kadın resimleriyle dolu;kim kimle buluşmuş,ayrılmış,sosyetenin ve zengin kesiminin eğlence gecelerini veriyor, işin garip yanı da gazete tiraj rekoru kırıyor.Birde gazetenin aldatan kadınlar anlatıyor diye bir köşesi var o bölümde ayrı bir ilgi görüyor erkekler tarafından.
Bu kadar kısa biligilendirmeden sonra sadete gelelim.
TAN Gazetesi birgün sürmanşet bir haberle çıktı ‘ölümü durduracağız” ama doğanın dengesinibozarız diye korkuyoruzbaşlığı altında..
Bu haberi de gazete Sovyet bilim adamlarının açıklamalarına dayandırıyordu.
Haberin detayında Sovyet bilim adamlarının kısa bir açıklaması vardı:çalışmalarımız sürüyor ileri de insanlar yaşlılıktan ölmeyecek kaza ve cinayetle ölecekler diyordu.
Bizim medya ve siyasilerimiz ve tıp aleminde bu haber pek ilgi görmedi, belki bir iki kişi açıklama da bulunmuş olabilir ona da ben rastlamadım.
Osman Ulugay’ın kitabını okuyunca aklıma geldi;Sovyetler Birliği dağılsa da bilim adamlarının çalışması başka ülkelere dağılmış demek ki..
Tabi bizim gibi gelişmemiş orta doğu toplumlarında böylesi çalışmalar abestle iştigal olarak algılanır ve çalınırsın tövbe de tövbe de diye önünü keserler.Bu topraklarda bilim ve teknoloji üretilmez çünkü din adına hurafelik yapanların mahalle baskısı buna yol vermez.
Bizde ahireti konuşmadan dünya işlerine de zaman kalmaz.
Ülke Gündemiyle alakası olmayan bu yazı nereden çıktı diyebilirsiniz?
Ben de farkındayım ama okuyunca ve dünyanın geldiği yeri gördüğünüz de bana hak verecek ve şaşıracaksınız.
Yazar kitabında Küreselleşme ile dijtal teknoloji,yapay zeka ve Ekonomi üzerine araştırma çalışması yapmış ama eğitim ve bilgi ekonomisine hiç yer vermemiş bu eksiği de belirtelim.
Kitabın içinden ölüme meydan okuyanlar:
“Ray Kurzweil yeni teknoloji çağının çılgın kahramanlarından biri.Her şeyi sorgulamaya cüret eden insanın,bilimin sınırlarını zorlayarak kendini aşabileceğini kanıtlamaya çalışan Kurzweil ölümsüzlüğe erişmenin 2050 yılına kadar mümkün olacağına inanıyor..”
Yaratıcıcılık Allah’a değil Allahın yarattığı insana mahsus olduğunu söylüyor Ray Kurzweil.
Biyoteknoloji ve molekküler nanoteknoloji alanlarındaki devrimsel gelişmeler sonucunda insan hayatının süresiz uzatılabileceğini iddia eden Kurzweil,”ölümsüzlük” kavramına artık alışmamız gerektiğini düşünüyor.Kurzweil, hayatını uzatmak için hergün özel olarak hazırlanmış 100’ün üzerinde ilaç kullanan,insanın kendinden daha yetenekli makineler yaratma aşamasında olduğuna inanıyor.
Görme engellilerin kitap okumasını sağlayan optik tarayıcı gibi günlük hayata dokunan buluşlarıyla da adını duyuran Kurzweil’i, son 25 yılda ABD’de verilen bilim ve teknoloji ödüllerinin çoğunu toplayan “günümüzün Thomas Edison’u” diye nitelyenler de var, ”sonsuza dek yaşamayı kafasına koymuş olan narsist bir kaçık” olarak görenler de.
Yine kitabın bir bölümünde; Tıptaki,genetikteki,nanoteknolojideki yeni buluşlar sonucunda bugün ABD’de doğan bir bebeğin 140 yaşına kadar yaşama şansına sahip olabileceği ileri sürülüyor.
Tıptaki yeni gelişmeler sayesinde,tarihte ilk kez ölüm tercihe bağlı hale geleceği tartışılıyor.
Tarihte en büyük eşitleyici olan ölüm bu işlevini kaybedecek mi? Eğer bu gerçekleşirse ölümsüzlüğü satın almaya gücü yetmeyen yoksullar açısından, korkunç adaletsizlik bir durum ortaya çıkacak.
Yazar bunları anlamak için “İkinci Makine Çağı” adında ABD’li iki bilim adamının yazdığı piyasa da olan ama zor bulunan Türk Hava yolları yayınlarından çıkan (ben bulamadım) kitabı referans gösteriyor.
Terknoloji işsizlik mi yaratıyor?
İşte iddialar:
-20 Yıl içerisinde dünya da mesleklerin yüzde 47’si yok olacak.
-ABD’de çalışanlar 10 yıl içinde yarısı işini kaybedecek ve bu işleri robotlar ve makineler alacak.
Dünyanın hızla bir kırılma noktasına doğru sürüklendiği senaryoları da az değil..
Şu soruyu sormalıyız peki sınırsız teknolojiyle bütün işleri makineler ve robotlar yapacaksa, insanlar ne iş yapacak ve daha kötüsü,insanlığı ne gibi tehlikeler bekliyor?
Bilgi teknolojisiyle,Küreselleşme ile bireyin gücü artarken;ailenin,kabilenin,siyasi partilerin,sendikaların etkisi azalırken,bireylerin tercihleri belirleyici olmaya başladı.
-Sosyal medya insanlara yepyeni bir buluşma ve paylaşma alanı yarattı.
-Dünya nüfüsunda ortalama insan ömrü son 25 yılda 65’den 72 yıla yükseldiğini öğreniyoruz.
Bugünün dünyasında internetin ve sosyal medyanın bireyi güçlendirerek yeni bir devrimi başlattığını her alanda yaşıyoruz.
-Dünya nüfusunun yarısı 3.5 milyar insan internet kullanırken,mobil telefon kullanan insan sayısı dünya nüfusunun üstünde.Yani 7 milyardan fazla insan cep telefonu kullanıyor.
Dünyada 2 milyar insan sosyal medya üzerinden hesabı var, insanlarla irtibat kuruyor ve bu sayı hergün katlanarak artıyor.
-Akıllı telefona sahip olan herkes kendisini bir birey olarak farklı hissetmeye başladığını görüyoruz.
Ekonomideki büyük sıçrama ise akıl alır gibi değil..
-1990 yılında 28.6 trilyon dolar olan dünya ekonomisi,2015 yılında 113.6 trilyon dolara yükseldi.
-Üç yüzyıllık sanayi çağında 28.6 trilyon üreten insanoğlu;Bilgi çağına geçişle 25 yılda 85 trilyon zenginlik yarattı.
-Çin son beş yıl da dünyanın en zengin ülkesi olarak ABD’nin koltuğuna oturdu..
-Küreselleşme ile birey zenginleşip özgürleşirken, gelir dağılımındaki adaletsizlik makası hergün daha da açıldığını görüyoruz,bu da ayrı bir tezatlık oluşturuyor.
-800 milyon insan günde 1.90 dolar ile geçiniyor.
-En çarpıcı rakam ise dünyanın en zengin 8 kişisinin serveti dünyanın en yoksul sahip olduğu varlıklar dan daha fazla,8 kişinin serveti 426 milyar doları bulurken,en yoksul 3.5 milyar kişinin sahip olduğu varlıkların toplamı 409 milyar dolar.
Yazar küresellşemenin tarihinden yola çıkarark dünyanın kısacası geldiği yerin fotografını çekerken, bizleri de yeryüzünde sörf yaptırıyor.
Bu baş döndürücü rakamlar,gelişmeler ve ortaya çıkan tablo sizlere ilginç gelmedi mi?
Sabah kalkar kalkmaz hayata cep telefonu ile bağlanıyoruz..
Aslında gerçekle yüzleşirsek kimsenin yönetemediği bir çağa geçtiğimizi söyleyebiliriz.
Bize göre sanayi toplumunun sistemi olan demokrasi küreselleşme karşısında krize girmiş durumda!..
Çağsal dünyanın insanları bunları tartışıp araştırarak ve üreterek insanlığın hizmetine sunarken, bizler ne yapıyoruz?Demokrasi ve hukuktan uzaklaşıp,çoğulculuğu buharlaştırarak, şimdilik farkında değiliz ama çürümenin alt yapısını hazırlıyoruz..
Din,ırk ve mezhep üzerinden insanlara format atmaya çalışılan bir ülkede,bilim ve teknoloji türetilir mi?Bunlar olmayunca geriye kalan da..
Tesbihin püsküllüsü mü sevap, püskülsüzü mü?
Yorum Yap