- 19.04.2017 00:00
Yazının başlığını tamamlayan bir cümleyle yazıya giriş yapayım; çok iyi oynadık ama son penaltımız direkten döndü ve hakemin yanlış kararıyla elendik..
Kupayı kaldırmak başka bir bahara kaldı.
Referandum yarışının demokratik ve eşit geçmediğini baştan altını kalın bir çizgiyle çizelim.
Ben demiştim sözü hoş bir söz değil ama çok dile getirdim referandum sürecinde, gerek yazılarım da gerekse de sosyal medya hesabımdan aşağıdaki sözü çok sık kullandım..
‘Hayır’cılar eşit yarışmıyor ‘dedim.
Eğer eşit yarışılsaydı referandum sonucu sandıktan kesin hayır çıkardı.
Başta İstanbul,Ankara ve İzmir illerinde seçmeninin Hayır oylarının önde çıkması bunu göstermiyor mu?
Bir milyondan fazla seçmeni olan 7 Büyük Şehir olmak üzere 17 Büyük Şehirden ‘Hayır’ çıktı..
15 yıllık iktidarında AKP’e ilk defa İstanbul ve Ankara da seçimi kaybetti.
Hayır demenin bu referandumda ne kadar zor olduğunu ancak hayır diyenler anlar..
Hayırcılar devlete,yandaş medyaya ,algı operasyonu yapan araştırma şirketlerine ve hem de hükümete karşı mücadele verdiler.
Referandumun sonuçlarını hatırlatmakta yarar var; seçmen sayısı,katılım oranı,geçersiz oylar ve yurtdışı oyları ile, Evet ve Hayır’ın kısa bir özetini çıkartalım:
-Kayıtlı seçmen sayısı 55 milyon, katılım oranı ise yüzde 83.3 oldu.
-9 milyon 238 bin seçmen sandığa gitmedi, bu kayıtlı seçmenin yüzde 16.5’ne tekabül ediyor.
-Yurtdışı oylarının toplamı 666 bin 666,geçerli oy 635 bin 502,geçersiz oy 7 bin 162,yüzde 59.17 evet,yüzde 40.83 ise hayır çıktı.
-24 milyon 325 bin 985 seçmen Evetten yana oy kullandı.
-23 Milyon 189 bin 21 seçmen ise Hayır oyu verdi..
-Sonuç:yüzde 51.4 Evet çıkarken Yüzde 48.6 ise hayır çıktı.
-Aradaki fark 1 milyon 379 bin oy.
-1 Milyon oy geçersiz sayıldı.
-2.5 milyon oyun ise mühürsüz olduğu iddia ediliyor ama YSK geçerli saydı.
Bu tablo mağlubiyet ezikliğini içinde taşıyan galibiyeti ise şaibeli olan bir sonuçtur..
Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı(AGİT) referandumun eşit yarışılmadığını, demokratik teamüllere aykırı yürütüldüğünü rapor olarak açıklaması, sonucun şaibeli olduğunu teyit ediyor.Bilindiği gibi Türkiye AGİT’in kurucu üyesidir.AGİT’ide Türkiye davet etti.
Daha kötüsü bunun bir anayasa oylaması olması ise bir başka sıkıntıyı ortaya çıkartıyor,ileri de bunu daha iyi anlayacağız.
Hiçbir demokratik ülkede yüzde 1 oy farkıyla kazanılan yerde anayasa uzun ömürlü olamaz ve toplumu da kucaklayamaz.
Anayasalar, referandumlarda en az yüzde 70’lerin üzerinde destek görmeli ki, toplumun her kesimi tarafından ortak bir anayasa olarak kabul görsün.
Çıkan sonuç bunun tam tersi ve burun farkıyla kazanılmış bir durum var ortada.
Ne olacak şimdi?
Muhalefetin,yargı mensuplarının ve mesleği gazetecilik olanları daha zor günler bekliyor..
Anayasadan gelen temel hak ve özgürlükler istenildiği zaman askıya alınacak ve uygulanmayacak.
OHAL ile ülke uzun yıllar yönetilebilir.
OHAL kısa bir sürede kaldırılmayacak.17 Nisan’da yapılan MGK’lu toplantısından OHAL’in 20 Nisan 2017 tarihinden geçerli olmak üzere 3 ay daha uzatılması konusunda tavsiye kararı çıktı.Erdoğan OHAL üç ay değil on iki ay uzatılsa bize yetmez demişti hatırlanacağı gibi.
OHAL’e itiraz edildiğinde partili Cumhurbaşkanından şu yanıt gelecek:”milletim OHAL’den memnundur ve 16 Nisan’da OHAL’e de onay vermiştir,benim yetkilerimin içinde de OHAl’i uzatmak var diyerek yüksek perdeden karşılık verecek..
Valiler ve kaymakamlar güvenlik nedeniyle hiç bir muhalif harekete ve sıradan kapalı salon toplantılarına bile izin vermeyecek..
Bunu nereden biliyoruz?
Yaptıkları yapacaklarının teminatı da ondan.
Mevcut partili Cumhurbaşkanımız demedi mi;OHAL ile ıvır- zıvır olarak tanımladığı grev,direniş,yürüyüş,gösteri ve miting gibi şeyler ortadan kalktı diye anlatmadı mı?
Tabi burada referandum sonuçları üzerine yapılan algı operasyonları ve baskılar ise başka bir kepazelikti..
Özellikle de Hükümet yanlısı medya ve Araştırma şirketleri bunlardan Adil Gür gibi AKP’e hükümetine çalışan, yandaş medya da köşe yazarlığı yapan kişi, Evet yüzde 61’le çıkacak diye algı operasyonu yapması tesadüf olmasa gerek. Sandıktan çıkan tablo mesleği açısından bu kişi için tam bir rezalet.
Ben bu yazıyı yazarken Samsun’da bir inşatta meydana gelen kazada 3 işçinin iş kazasında öldüğü haberlerini, haber kanalları alt yazı olarak geçiyordu..Bizde referandumdan evet çıkarsa iş cinayetleri duracak mı diye yazıp-çizdik deyim yerindeyse dilimiz de tüv bitti..
AKP’nin 15 yıllık iktidarında tam 18 bin işçi, iş cinayetleri sonucu hayattan koparıldı.
Ama Türk-iş ve Hak-iş gibi işçi konfederasyonları bunu referandum sürecinde dile getirecekleri yerde, Türk-iş susma hakkını kullanırken, Hak-iş, işçilere Evet oyu vermeleri için çağrı yaptı.
Demokrasi güçlerine çağrımızdır:16 Nisan’da yarattığımız dinamik birlikteliği dağıtmadan daha da geniş bir çevreye yayarak örgütlenmesini, demokratik bir yolda ilerlerleyip ve güçlenerek hukuk ve demokrasiyi ortak paydamız kabul ederek yol yürümeliyiz.
17 Nisan 2017 tarihi itibarı ile Türkiye artık Tiranlık bir yönetime geçti.
Hayır çıkması için mücadele ettik ve başardık ta, mücadeleye devam demekten başka bir çıkış yolumuz da yok,hayat devam ediyor.
Sonucu penaltı atışlarına ve şansa bırakmadan maç kazanmayı öğrenmeliyiz.
Anahtar Sorumuzu Partili Cumhurbaşkanımıza soralım:15 Temmuz darbesinin siyasi ayağını ne zaman ortaya çıkartacaksınız?
Yorum Yap