- 27.12.2016 00:00
Suriye’de Esad’a beş yıl önce altı ay ömür biçenler şimdi Esad’ın iktidar ömrünü uzatan anlaşmayı imzaladılar..Öngörüye bakarmısınız bir adım önünü göremiyorlar!..
Esad’ın olduğu hiç bir yerde biz olmayız diyorlardı..
Katil Esad’ı iktidardan düşürmeden hiç bir anlaşmaya yanaşmayız diyenler nerede..
Türk Silahlı Kuvetleri(TSK) Esad’ı alaşağı etmek için Fırat Kalkan operasyonunu başlattık diyenler,IŞİD’le mücadele etmek için Suriye’ye girdik dediler,sonra Esad’la barış anlaşmasını imzaladılar.
Ortadoğu da hele Suriye’de bizden habersiz yaprak kıpırdamaz,kuş uçmaz,bize sorulmadan hiç bir şey yapılamaz diyenler bu açıklamalarını tekrar okurlar mı acaba?
Biz ortadoğunun oyun kurucusus bir ülkeyiz,Suriye’de olan biten bizim ülkemizde olmuş gibidir ve Suriye bizim toprağımız diyorlar ve Esad’ı yok sayıyorlardı!..
Uzatmadan konuya girelim Rusya,İran ve Türkiye’nin de içinde olduğu 22 Aralık 2016 Tarihinde anlaşmaya varılan adına da ‘Moskova Dekelerasyonu’ denilen anlaşma, tartışmaları da kesti,Türkiye’nin Suriye politikasını da bitirdi.
Moskova’da imzalanan ortak bildirinin ilk maddesi şöyle:
“İran,Rusya ve Türkiye,içerisinde pek çok etnik grubu barındıran,çok mezhepli,demokratik ve seküler bir devlet olarak Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğini,bağımsızlığını,birliğini ve toprak bütünlüğünü tamamen destekliyoruz.”
Anyasadan Laiklik kelimesi çıkartılsın diyen AKP’li TBMM başkanı İsmail Karaman bu anlaşmanın birinci maddesini hararetle okumasını önerirken, düşüncesini de çok merak ediyoruz.
Bu moskova anlşamasının içinde PKK ve PYD gibi örgütlerin terör örgütü gibi hiç bir ibarenin geçmemesi de tesadüf bir şey olmasa gerek.
Rus uçağının düşürülmesinden sonra PKK Moskova’da ofis açmış,Rusya’da PKK’yı biz terör örgütü olarak görmüyoruz açıklaması yapmıştı.
Ankara’da polisi tarafından katledilen Rus büyük Elçisi Karlov’da biz PKK’yı terör örgütü olarak görmüyoruz diye basına açıklamada bulunmuştu
Atalar demiş ya büyük lokma ye de büyük laf etme diye mi başlasak..
Yoksa ne oldum değil de ne olacağım diye mi devam etsek.
Büyük konuşma, byük sözleri yerine getiremezseniz altında ezilirsiniz mi desek..
Neresinden başlasak elimizde kalan bir Suriye dış politikasının batağına saplandık..
Erdoğan ne söylediyse Esad ve Suriye için tam tersi oldu..
Sonuçta Esat’ın iktidarda kalmasının altına imza attık.
Rus lider Vilademir Putin Moskova bildirisinin ardından yıllık basın toplantısında, dünyadan katılan bin 400 gazetecinin önünde canlı yayında, Türkiye’nin Suriye politikasını bitiren bir açıklama daha yaptı:
“Tarihi 2017’nin Ocak ayı içinde belli olacak olan Kazakistan’ın Başkenti ‘Astana’da’ yapılacak toplantıya Rusya,İran ve Türkiye’nin dışında Suriye’nin de katılacağını,bunu Türkiye’nin de onayladığını açıkladı.”
Putin’ın bu açıklamasına arkazdan ses geldi de Anakara’dan itiraz gelmedi..
Astana’da yapılacak olan toplantı da Beşar Esad’ın elini sıkacak olan Erdoğan, nasıl bir fotograf verecek çok merak ediyoruz?
Türkiye Suriye politikasının duvara toslamasının ardından geriye bir tek,Ankara’nın Esad’dan özür dilemesi kaldı desek, bize yandaş medyanın tetikçi esnaf takımı,gazeteci geçinenler ve sosyal medyanın Aktrolleri nasıl iftiralar atıp, küfürler edecekler bakalım!.
Dünya beşten büyük demenin dış politikada bunun karşılığı yokmuş meğer.
Dünyayı yöneten beş ülkeden birinin Rusya olduğunu hatırladınız mı şimdi?
Hele Ortadoğu da doğan güneşin yakıcı ve kavurucu olduğunu anladınız mı?
Ortadoğu bataklığı ve alev topu denmesi boşuna söylenmiş bir söz değil.
İçe dönük hamaset sözlerin söylendiği ve ayakta alkışlandığı yer değil Ortadoğu.
Rusya’yı Rize Putin’i muhtar mı sandın!.
Dış politkada hamasetin yeri yoktur..
Bizim kültürümüzde hatırlatıcı güzel bir söz vardır;başkasının yumruğunu yemeyen kendi yumruğunu balyoz sanarmış.İnsan bunu da kavgada farkedermiş.
Erdoğan,Suriye politikasını eleştirenlere aklını kendine sakla, bunlar Esad’ın yanında yer alan, dış güçlerin uşağı diyerek hakaret ediyor,iftiralar atıyor ve siz kimden yanasınız diye yeri gögü inleityordu?
Moskova bildirisi, kimin Esad’ın yanında yer aldığının tartışmasını bitirdi.
İvedi sorumuzu soralım:Sayın Cumhurbaşaknım OHAL sistemine geçme nedeni olan 15 Temmuz darbesinin ‘siyasi ayağı ne zaman ortaya çıkartılacak?’
Dileğimiz sorumuzun zaman aşımına uğramaması!.
Not:Hatırlatmaya devam OHAL’den bu tarafa neler oldu? Kamudan 150 bin kişi işten uzaklaştırıldı.146 gazeteci tutuklandı,700 gazetecinin basın kartı iptal edildi,2 bin 500 gazeteci işsiz kaldı,54 Gazetecinin mal varlığına el konuldu.1225 dernek,984 özel okul,104 vakıf,15 üniversite,35 hastane,45 gazete,115 dergi,9 televizyon,23 radyo,3 haber ajansı kapatıldı.12 HDP’li milletvekili tutuklanırken,45 Kürt il ve ilçelerinde Belediye başkanları görevden alınıp tutuklanırken bu sayı gittikçe artıyor.Çin’in elinden birinciliği aldık dünyada en fazla tutuklu gazetecisi olan bir ülkeyiz bu başarımızı da paylaşalım.
Yorum Yap