KÜRTLERİN MİLLİ İRADESİ OLAMAZ

  • 9.01.2016 00:00

 Kürt sorununu çözmek için baldıran zehirini içmeyi göze alan, Abdullah Öcalan’ın Mektubunu hem Kürtçe Hem de Türkçe Nervroz’da iki dilde  Diyarbakır Meydanına toplanmış yüzbinlere okutan ve başta TRT olmak üzere tüm televizyon  kanallarından canlı yayınla saatlerce  dünyaya duyuran  Erdoğan;Kürtlerin seçtiklerini tutuklatma noktasına nasıl geldi?

Erdoğan’ın Barıştan savaşa geçişin kırılma noktası bize göre HDP’nin;7 Haziran seçimlerinde Erdoğan’a ‘Seni Başkan yaptırmayacağız’ tezi ve yüzde 13 oy alarak Erdoğan’ın başkanlık yolunu kesmesi ve AKP’yi  iktidardan düşürmesidir..

İsterseniz buraya nasıl savruldu Erdoğan  bunun bir kronolojisinin yapalım.

“Çözüm sürecine karşı çıkanlara Erdoğan teröre destek verenler diye başta MHP ve CHP’yi Nekrofiller( ölü seviciler)  diye meydanlarda halka şikayet etmiyor muydu?”

“Erdoğan biz analar Ağlamasın diyoruz bu Nekrofiller anaların ağlamasından oy devşirmeye çalışıyorlar diyordu.”

“iki yıl süren çözüm süreci boyunca İmralı’ya giden heyetin içinde bulunan şuan tutuklananlardan biri HDP Eş Genel başkanı Selahattin Demirtaş, diğeri ise HDP’nin grup sözcüsü İdris Baluken değil miydi?”

“Dolmabahçe fotoğrafı kimin bilgisi dahilinde verildi?”

“HDP’liler bu dönemde niye terör örgütünün destekçisi sayılmadı,  yeni mi terör örgütüne destek verdiklerini fark etti Erdoğan?”

“İmralı heyetinin içinde olan şuan tutuklattığınız Demirtaş ve Baluken Öcalan ile görüşmesi MİT eşliğinde Erdoğan’ın bilgisi dahilinde sürmüyor muydu?”

Evet..

“Bu iki kişi belki 20 defa  Öcalan ile görüşmeye giden heyetin müdavimleri değil miydi?”

“Hatta bir ara Demirtaş’ı Erdoğan İmralı  heyetinden çıkarttı ama Öcalan Demirtaş yoksa heyetin gelmesine gerek yok deyince, Demirtaş heyete tekrar dahil edilmedi mi?”

“Ya İmralı’dan her dönüşte Abdullah Öcalan’ın yazdığı  mektubu Kandile taşıyan,MİT’in eskortluğunda Kandile gidip- gelen,Nevroz’da Öcalan’ın mektubunu Türkçe okuyan  Sırrı Süreyya Önder değil miydi?”

“Çözüm sürecinin başlamasında ‘akil insanlar’ heyetini seçen ve ülkenin yedi bölgesine dağıtan bizzat Erdoğan değil mi?”

AKP’li bakanların ve milletvekillerinin Öcalan güzellemesine girmiyorum.

Niye bu noktaya geldi Erdoğan; Başta da belirttik birincisi HDP Erdoğan’ın başkanlık yolunu kesmesi ve meclisin üçüncü partisi olması: artık HDP’e demokratik yoldan Kürt sorununun çözülmesini isteyen Kürtlerin  ve demokrasiden yana olan  güçlerin partisi yolunda ciddi bir güç haline gelmesidir.

Dönemin Başbakanı Davutoğlu Ankara Gar katliamının ardından, terör eylemlerinden sonra  oylarının arttığını söylemesi ve savaş politikalarının AKP’nin  iktidar ömrünü uzatacağının işaretini verdi.

Tabi burada Erdoğan’ın  HDP’yi terör örgütünün uzantısı propagandasına girmesi ve algı operasyonu tuttu; CHP ve MHP’den destek görmesi, HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda üçlük atarak mecliste blok oy kullanmaları, Erdoğan’ın HDP’ye yapacağı hamlelerin önündeki tüm engelleri kaldırmış oldu.

1 Kasım genel seçimlerinden  sonra Erdoğan resmen güneydoğu illerine özellikle de HDP’in siyasi olarak güçlü olduğu il ve ilçelere savaş ilan etmesi,savaş uçaklarıyla, tankla topla, taş üstüne taş bırkamayacak şekilde yerle bir etmesi ve yüzlerce insanın öldürülmesi,insanların umutsuz göçe zorlnması;bu savaş batıda milliyetçi ve muhafazakar kesimlerce  desteklenmesi; Erdoğan’ın  artık HDP’ye operasyon yapması bekleniyordu. Halbu ki hendekler, tüneller PKK’lılar tarafından  çözüm sürecinde güpegündüz kazıldı ama milliyetçi ve muhafazakar kesim bunu hiç gündemlerine almadılar, hatta sorusunu bile sormadılar Erdoğan’a.

Erdoğan’ın  dilinden düşürmediği milli irade ve yetki gaspı atık Kürtler için geçerli değil!..

 

Erdoğan,bana biat etmeyen Kürtler yüzde kaç oy ile seçsin veya  seçilsin, seçileni görevden almak  milli iradeyi tanımamak  olmaz diyor Nokta.

Kürtlerin seçtiklerini görevden almak ve tutuklamak, yerlerine devlet bürokrasisinden atama yapmak yetki gaspına girmez Nokta.

Kürtlerin seçtiklerinin yerlerine  Kaymakamlar Belediye başkanı oluyorsa; artık  tutuklanan Kürt milletvekillerinin yerlerine Erdoğan; OHAL’e dayandırarak kanun hükmünde bir kararnameyle  Valileri  milletvekili olarak atarsa şaşırmayalım.

Bu kadar da olmaz demeyin?

Kaymakamdan belediye başkanı oluyorsa Vali’den milletvekili niye olmasın!.

Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü mü var? Türkiye şuanda yürürlükte olan anayasasıyla mı yönetiliyor?

Tutuklanan gazetecilerin ve HDP’li milletvekillerine yapılan operasyonun hukukla bağdaşır bir tarafı mı var?

Yok..

Peki HDP’den boşalan illere Erdoğan OHAL’e dayandırarak Kanun Hükmünde Kararname ile Vali’den milletvekili atarsa hukuki bir engel mi var?

O da yok..

Meclis baypas edilmiş durumda değil mi?

 

Erdoğan Halep’i Halepliler, Kerkük’ü Kerküklüler yönetsin diyor ama Diyarbakır’ı yüzde 55 oy alarak kazanan Gülten Kışanak’ı tutuklatarak görevden uzaklaştırıp, Diyarbakır’ı Etimesut Kayamakımına yönettiriyor!. Bu Erdoğan Demokrasisi yeni tanımıyla.

HDP’li milletvekillerinin tutuklanmasının 3 Kasım’da Erdoğan’ın Bahçeli ile Başkanlık pazarlığının  ardından, 4 Kasımda operasyonun başlaması tesadüf olmasa gerek.

HDP, Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile birlikte 7 milletvekilinin tutuklanması ülke gündeminde ve dış dünyada  siyasi bir deprem etkisi yarattı.

Şimdi AKP hükümeti bir günde iki sefer toplantı düzenlemeye başladı,Erdoğan kendine karşı çıkanlara  köpürüyor, ‘beni diktatörlükle suçluyorlar’ diye.. Sanki yaptıkları demokratik ülkelerde olagan bir şeymiş gibi savunmaya kalkışması ise kendini tersyüz ediyor.

Erdoğan üç terör örgütüyle mücadele ediyoruz diyor; terör örgütü  PKK ve FETÖ ile görüşmelerinizi ve ortaklığınızı nereye koyacaksınız sayın Cumhurbaşkanı? Ne istediler de vermedik ve aldatıldık sözleriniz; terör örgütlerine yardım ve yataklık suçuna girmiyor mu?

Cumhuriyet Gazetesine ve gazetecilere yapılan operasyona gelince:

Cumhuriyet gazetesinin 13 yöneticisi ve yazar kadrosuna yapılan polis operasyonu ve ardından 9 yönetici ve gazetecinin tutuklanması, medya özgürlüğünü kim ne derse desin, ya bir taraf olacaklar ya bertaraf diyor Erdoğan.

Erdoğan intikam duygusuyla siyaset yapan bir devlet adamı.

HDP’yi başkanlık yolunu kestiği için hedef tahtasına oturturken, Cumhuriyet Gazetesinin MİT Tırları ile ilgili yaptığı haberi unutmuş değil; hatta kendine yakın yayın yapan  bir televizyon kanalında hem de canlı yayında açıkça söyledi, bu gazetenin yaptığı haberi yanlarına koymam bilsinler diye tehdit etti.

Erdoğan birde günlük yazılarıyla internet üzerinden yazı yazan güçlü kalemleri ancak tutuklatarak etkisiz hale getirebilirdi, bunların başında Ahmet ve Mehmet  Altan kardeşler geliyordu.

Yazımızı sonlandırırkenCHP’ye burada bir parantez açmalıyız gerçekten CHP ne yapmak istiyor analadıysam arap olayım.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ilk önce  Genelkurmay Başkanlığına çağrılıp  HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda brifing aldı; ardından da  TBMM’de HDP’lilerin  dokunulmazlıkları isteyen Erdoğan’a destek verip, peşinden  kalk bu anayasaya aykır diyerek grubunu serbest bırak...HDP’lileri de Erdoğan’a bağlı olan yargının önüne  at; HDP’li milletvekilleri tutuklandıktan sonra da, bu demokrasilerde olmaz diye feryat et, toplantı üstüne toplantı yap bildiri yayınla.Bunun inandırıcılığı olamaz.

CHP’nin politikasına vereceğimiz örnek ağır olacak ama kusura bakmasınlar bize; ”öldürdüğü kişinin cenazesine katılan, cenaze namazını kılıp ve tabutuna omuz veren katilin senaryosunu hatırlatıyor.”

Erdoğan’ın şuanda uygulamak istediği sistemin adı demokrasi olmadığı kesin; ama rejimi faşizm mi diye tanımlamak gerek; yoksa babadan oğula geçmenin önünü kesen(İran ve Azarbeycan’da da Cumhuriyet var seçim yapılıyor) içinde muhalefete yol vermeyen,özgür medyayı yok sayan ve hukukun üstünlüğünü tanımayan bir Cumhuriyet sistemi mi diye okumalyız?

Kürtlerin milli iradesi  olamaz,seçilmiş Kürtleri görevden almakta yetki gaspına girmiyor,hapislere atmayı da hak ediyorlar,uygulamalar da  bunu göstermiyor mu?

Erdoğan, şu sorunun yanıtını amasız,lakinsiz ve fakatsız vermeli..

Seni seçen milli iradenin önün kesmek isteyen,yetki gaspı yapmaya kalkışan  15 Temmuz kanlı darbe girişiminde bulunanlar kim veya kimler; bu darbecilerin yaptıkları milli iradeyi yok saymak olmuyor mu,yetki gaspına girmiyor mu? “

Kısacası 15 Temmuz darbesinin siyasi ayağını niye ortaya çıkartmıyorsunuz sayın Cumhurbaşkanı?

Not:30 Temmuz’dan sonra Tutuklu gazeteci sayısı 128 idi bu sayı Cumhuriyet Gazetesinden tutuklanan 9 gazeteciyle sayı 137’e çıktı,sayı daha artacak bundan endişe duymayın. OHAL ilanından bu tarafa 155 gazete, dergi,televizyon,radyo ve yayınevinin kapatılmasından sonra 2 bin 500 gazeteci işsiz kalmış. Sıra şimdi tutuklu milletvekili sayısının çetelesini tutmaya geldi; şuan 10 HDP’li milletvekili hiç bir hukuki dayanağı olmamasına rağmen 4 kasım 2016 tarihi itibarı ile tutuklanarak çeşitli cezaevlerine konulmuş durumda!..

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums