Demokrasilerde muhalefeti yok sayan, medyası özgür olmayan iktidar meşru değildir

  • 4.01.2016 00:00

 İktidar muhalefetin varlığını yok sayıyor medya özgürlüğünü tanımıyorsa,İsterse yüzde doksan oyla iktidara gelsin,meşruluğu tartışılır.

Demokrasinin olmazsa olmaz kuralları vardır ve bunun pazarlık payı da yoktur.

Demokrasilerde aynı zamanda medya dördüncü kuvvettir.

Medya özgürlüğünün olmadığı,muhalefetin rejim karşıtı görüldüğü  bir ülke de o sistemin adı demokrasi olamaz.

Demokrasilerde  çoğunluk oyu ile iktidar olunur ama bireyin özgürlüğü, azınlık haklarının korunması ve çoğunluk olma,haklarını arama yolu kapatılamaz.

Demokrasi aynı zamanda çoğulcu,katılımcı,denetim mekanzimalarının işlediği hesap verilir ve sorulur bir sistemin adıdır.

Çoğulculuğun hayat bulması da hukukun üstünlüğü ile varolur.

En aykırı fikirlerin ve yayınların yapıldığı yerde demokrasi vardır.

Demokrasi ve hukuk aynı zamanda birbirinden çıkan birbirini tamamlayan kavramlardır.

Demokrasinin kuvvetler ayrılığı üçe ayrılır,birbirinden bağımsız aynı zamanda birbirini tamamlar..

Yasama,yürütme ve yargı olarak tanımlanır.

Basın ve düşünce özgürlüğünün olmadığı yerde muhalefette özgür değildir.

Demokrasilerde muhalefetin en büyük destekçisi medyadır.Medya  kamu görevi yapar, kamu adına soru sorar ve olayın peşine düşer,hem denetler hem de halkı haberdar etme görevi vardır.

Demokrasilerde muhalefet ve özgür medya  yürütme kadar itibarlı ve saygındır.

Her ülkede bir iktidar vardır ama her ülkede  muhalefet ve özgür medya yoktur.

Muhalefet ve medya özgür değilse o toplumda yargı  bağımsız ve tarafsız değildir.

Muhalefet,özgür medya ve bağımsız yargı   demokratik toplumlarda olur.

Türkiye  siyasal tarihinde askeri darbeler döneminde bile rastlanmayan, muhalefeti rejim karşıtı gören,medya özgürlüğünü tanımayan,yargıyı güdümlü haline getiren bir anlayışla yönetildiği tartışılmaz bir vakadır.

Erdoğan ben iktidara geldiğimde Güneydoğuda Kürt kardeşlerim OHAL’i kaldır başka bir şey istemiyorum diyorlardı ve OHAL’i biz kaldırdık  diye övünüyordu.

Şimdi OHAL 12 ay  daha uzatılsa  yapacaklarımıza yetmez demeye başladı.

Bakın gösteri,direniş,yürüyüş  ve grev gibi ıvır zıvır OHAL ile yok oldu diyor Erdoğan.

Cumhuriyet Gazetesine yapılan operasyonla  yazarların gözaltına alınması işin tuzu biberi oldu.

Artık Erdoğan özgür  medya diye bir şeyi kabul etmiyor.

Avrupa Parlamentosu (AP) karar aldı:”Türkiye dünyanın en büyük gazeteci tutuklusu olan cezaevine döndü diye açıklamada bulundu,28 Ekim 2016.”

Avrupa Parlamentosunun kararını doğrulayan Türkiye,Sınır Tanımayan Gazeteciler(STG) örgütünün yayımladığı dünya basın özgürlüğü sıralamamasında,bu yıl 180 ülke arasında 151.sırada geliyor.

Dünyada basın özgürlüğünün en az geçerli olduğu otuz ülkenin olduğu bu grupta,Kuzey Kore,Çin,Sudan,Küba,İran,Suudi Arabistan,Özbekistan,Azerbaycan ve Mısır gibi ülkelerle birlikte yer alıyoruz.Rusya bile Türkiye’nin üç basamak üstünde.

Türkiye sadece medya açısından değil demokrasi ve hukuk boyutunda da bu ülkelerin sıralamasının içinde dolaşıyor.

15 Temmuz darbe girişiminden bu tarafa  tam 128 Gazeteci tutuklanmış..

Bu sayı günden güne artıyor son 31 Ekim 2016 Tarihinde Cumhuriyet Gazetesine yapılan operasyonla gözaltına alınan 13 gazeteci buna  dahil değil.

Hapisteki Gazetecilerin 71’i ‘cemaat’,29’u Kürt medyasından.

Televiyon,gazete,dergi ve yayınevinden oluşan son üç ayda 155 medya organı kapatıldı.

Kapatılan medyadan 2 bin 500 kişi işsiz kaldı.

775 Basın kartı,49 Pasaport iptal edildi..

191 Gazeteci,1 müebbet ve 2 bin 152 yıl hapis talebiyle yargılanıyor.

Kamudan atılan bir nevi cadı avına dönüşen personel sayısının çetelesini tutamaz olduk, 200 bin kişiyi geçtiği  ve bir milyon insanın mağdur olduğu muhalefet tarafından iddia ediliyor.

Tutuklu gazetecilerin yaşadıkları faşist rejimlerde rastlanan dünyada eşi benzeri görülmemiş bir uygulamaya dönüşmüş durumda..Tutuklu gazeteciler neyle suçlandıklarını bilmiyorlar ve savunma hakları elleirnden alınmış durumdalar.Cezaevlerine Kitap,gazete,dergi ve mektup gibi hiç birşey sokulmuyor ve dışarıya mektupta gönderemiyorlar.

Bunu kırk yıllık avukatlık yapan ve Ahmet ve Mehmet Altan kardeşlerin de avukatı olan Ergin Cinmen kısaca Cumhuriyet gazetesinde şöyle anlatıyor:”Askeri darbelerde ne ile suçlandığınız bilirdiniz şimdi neyle suçlanduığınız bilmiyorsunuz,müvekilleirnizle görüşürken bir cezaevi görevlisi yanınızda bulunuyor,görüşmeler çok sınırlı..

Altan kardeşler de olmak üzere tutuklu gazeteciler tutuklu değil,tutuluyorlar,diyor.”29 Ekim 2016 tarihli sayısında..

Erdoğan 15 Temmuz darbe kalkışmasının başarısız olmasını fırsata dönüştürerek, OHAL ilan edip kanun hükmünde kararnamelerle tek adamlığa yönelik, Başkanlık formülü altında bir diktatörlüğe doğru yol alıyor.

Ülkenin son geldiği nokta da bu rejimin adı her türlü totaliter sistemlerle tanımlanabilir ama asla demokrasiyle tanımlanamaz.

Demokrasinin evrensel kriterlerini kendinize göre eğip bükemezsiniz,bükerseniz bunun adı da demokrasi olmaz.

Yukarıda ortaya koyduğumuz  evrensel demokrasi tablosu ile şuan ülkenin görünen manzarası arasında bir demokrasi benzerliği var mı?

Kesinlikle uzaktan yakından alakası yok

Demokrasi, gelişmiş,zengin,sosyal,eğitim düzeyi yüksek,çoğulculuğu içselleştirmiş,örgütlü ve hukuk kurallarıyla  yönetilen kent kültürünü yaşam biçimi seçmiş  toplumların sistemdir.

Not:Tutuklu gazetecilerin çetelesini tutamya devam;15 Temmuzdan bu tarafa tutukluluk tarihleri değişik olmak üzere, tam 128 Gazeteci tutuklu olarak hapiste yatarken,155 madya kuruluşu kapatıldı 2 bin 500 gazeteci de işsiz kalmış durumda.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums