2.CUMHURİYETİN FİKİR BABASI CUMHURİYETİ DEMOKRASİYLE TASÇLANDIRILMADIKÇA!..

  • 11.10.2016 00:00

 Kadim dostum Mehmet Altan ve kardeşi Ahmet Altan’ın bugün  gözaltı süresiyle  başlayan tutukluluk süreleri bir ayı doldurdu.Altanlar 10 Eylül 2016 tarihinde içeri alınmışlardı.

Tabi yalnız cezaevlerinde  tutuklu olan Altan kardeşler değil, daha önce alınan gazeteciler ve yazarlar da var..

Nazlı Ilıcak,Şahin Alpay,Lale Kemal,Aslı Erdoğan,Necmiye Alpay,Mürtaza er Türköne,Ahmet Turan Alkan,Ali Bulaç,Mehmet Baransu gibi farklı düşünceden,inançtan olan yazar ve gazeteciler aylardır tutuklular ve neyle suçlandıklarını bilmedikleri gibi,ne zaman mahkemeye çıkartılacaklarını  da bilmiyorlar..Ama Erdoğan’a biat etmedikleri için içeride olduklarını biliyorlar.

Hemen hemen tutuklu olan gazeteci ve yazarların  hepsine isnat edilen suç ‘darbeye destek vermek ve terör örgütlerinin üyesi olmak.’ Terör örgütleri de FETÖ/PDY ve PKK ..

Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay PKK terör örgütüne destek veriyormuş bu iki bayan yazar Özgür Gündem Gazetesinde yazı yazmaları ve Gazetenin yayın kurulunda  bulunmaları, PKK’ ya destek verdikleri olduğu iddia ediliyor, böyle bir komik suçlamayla karşı karşıyalar ve demir parmaklıkların arkasındalar.

Yukarı da isimlerini verdiğimiz yazar ve gazeteciler kamuoyunda ve dış dünyada tanınan ve destek gören, bilinen yazarlar olmasının yanında bir de;tanınmayan ama asıl mesleği olan gazetecilik yapmaktan başka bir suçu olmayan; basın özgürlüğünün en ağır bedelini ödeyen  toplam 105 gazeteci ve yazar cezaevlerinde tutuklu bulunuyorlar.Ağırlığını da Kürt kökenli Erdoğan’a muhalif olan gazeteciler ve yazarlar oluşturuyor.

15 Temmuz darbe kalkışmasının ardından Erdoğan darbe girişimini fırsata çevirip,ülke genelinde  üç ay  yetmedi bir üç ay daha ve  belki 12 ay da yetmeyecek diyerek OHAL ilan edip,ardından da Kanun Hükmünde Kararnamelerle ülkeyi yönetmeye başladı.

OHAL,  ilan edildiğinden bugüne kadar muhalif olan aykırı bir iki gazete ve televizyonun dışında,Saraya tabi olmayan gazeteci,  gazete,televizyon,dergi ve radyo kalmadı gibi.

Erdoğan bir konuşmasında  OHAL ilan edildikten sonra bakın diyor grev,direniş,yürüyüş falan gibi ıvır,zıvır kaldı mı ?

Kamu personeline yapılan   FETÖ  terör örgütü operasyonunun alanına,Kürt kökenli memur ve öğretmenleri de kapsam alanlarına sokmaları.. Kürt sorunu var diyenleri ve demokratik haklarını arayan insanları PKK ile ilişkilendirerek, bir yargı kararı olmamasına rağmen terör örgütü üyesi ilan edildiler.

Kamudan atılan memurlar terör örgütlerinin üyesi ve sempatizanı ise, neden 15 Temmuz sonrasını beklediniz? Bunlar bir günde mi terör örgütünün üyesi oldular?

15 Temmuz’dan  bugüne kadar kamudan görevden el çektirilen,açığa alınan,meslekten men edilen ve tutuklanan insan sayısı tam 100 bin kişiyi bulmuş durumda ve arkası da gelecek gibi..

Ama nedense bu darbenin siyasi ayağına bir türlü uzanılamıyor?

FETÖ terör örgütüyle yıllarca  iş tutan,yardım ve yataklık yapan,ne istediler de vermedik, millettim affetsin,rabbim bizi bağışlasın,bizi kandırdılar  sözlerinin, Türk Ceza kanununda  terörle ilgili bir karşılığı yok mu?

Fısıltı gazetesinin Ankara çıkışlı haberine göre, AKP’ye yakın kaynaklar da çevrelerine yaydıkları sık söylenen haber;Erdoğan 2017 veya en geç 2018 yılında erken yerel seçimlere gitmeyi ve AKP’nin içinde bulunan FETÖ terör örgütüyle bağlantısı olan, bilinen belediye başkanlarını aday göstermeyerek partiye de zarar vermeden seçime gitmeyi hesapladığı kulaktan kulağa yayılan bir haber olarak dolaşıyor.

Bu Belediye Başkanlarının kimler olduğunu dillendirmeye gerek yok; sağır Sultan bile biliyor,haklarını da teslim etmeliyiz kendileri de ekranlardan söylüyorlar geçmişte FETÖ terör örgütüyle sıkı fıkı olduklarını.

Peki biz toplum olarak darbelerden nasıl kurtulacağız?

Askeri darbeye karşı çıktık toplum olarak ama ardından demokratikleşeceğimiz yerde, Erdoğan OHAL ilan ederek ülkeyi ablukaya aldı ve hukuk dışı bir yönetimle yönetiyor.

Farkındaysanız artık Erdoğan OHAL, ilan edildikten sonra başkanlıktan da söz etmiyor.

Bakanlar kuruluna hep kendisi başkanlık ediyor Başbakanlık ise tam bir paravan.

Bu ülkede neden askeri veya sivil darbe girişimi oluyor?

Demokrasi her türlü diktatörlüğün ve şeriatın panzehiri ise neden çoğulcu, katılımcı ve çağdaş bir demokrasi hayata geçmiyor,devlet aklı hukukun evrensel ipiyle niye bağlanmıyor?

Kütüphanemde olan Silivri cezaevinde tutuklu bulunan  dostum Mehmet Altan’ın 2004  yılında yayınlamış olduğu ‘ll.Cumhuriyet,Demokrasi ve Özgürlükler’ adlı kitabına tekrar göz atıyorum ne yazmış diye..

Hatırlanacağı gibi Mehmet Altan ikinci Cumhuriyet tezini 1991  yılın da Sabah gazetesinde köşesinden ülkenin düşünce iklimine sokunca,çok hararetli tartışmalar olmuş ve halada tartışılmaktadır.

Cumhuriyet eşittir demokrasi değildir diyen Altan’a ağırlıklı olarak tepki gösterenler sistemden beslenenlerdi.Başını çekenler Ulusalcı,Kemalist kesimin yanında, sivil ve silahlı bürokrasi ile kamudan zenginleşen iş aleminden  çok sert eleştiriler gelmişti.Gerekçeleri ise bu kesimlerin, sistem düzgünde sistemi yönetenler düzgün değil gibi inandırıcılıktan uzak tepkiler göstermişlerdi.

Bu eserinde Mehmet Altan çeşitli gazete ve dergilere verdiği röportajlarında; ikinci Cumhuriyet üzerine ortaya attığı tezlerine  açıklık getiriyor, yorumlar yapıyor dünyadan örnekler veriyor.

Aslında Mehmet Altan  bu tehlikeyi  yıllar önce  bugünleri görüyor ve bir soruya şöyle cevap veriyor: ”Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıramaz, evrensel hukukla güvence altına  alamazsak bu ülkede her zaman bir darbe tehlikesi olacaktır,siyasi iklim de  sistem de buna uygundur “diyor.

Kitabın  ‘Cumhuriyet Ve Demokrasi’  bölümünden:

“Cumhuriyet pratik olarak hanedanın elinden iktidarı almaktır.Yani tersinden söylersek hanedanın iktidarına son vermektir.Suriye,Irak,İran gibi ülkelerde Cumhuriyet olduğunu ama demokrasinin olmadığını,buna karşın İngiltere,Hollanda ve Belçika gibi ülkelerinde  Cumhuriyet yok ama demokrasi farklılık içinde yaşayan toplumların ortak bir sistemi olarak yaşadığına dikkat çekiyor.

Eğer Cumhuriyeti demokrasi ile besleyemezseniz,yani Cumhuriyetin çerçevesini demokrasiden yoksun bırakırsanız,bunun bir faşist yönetime dönmesi de söz konusudur. Cumhuriyeti ‘Altıok’ ile tarif ediyorlar ama ‘altıokun’içinde ne demokrasi var ne de hukuk.Bu ülkede Cami ile kışla arasında siyasi kavgalar veriliyor bu iki kesimde demokrasiyi savunmuyor.”

Altan bu kitabında yaşadığımız sistemin tomografisini çekmiş.

Bu tezlerin savunucu bugün yaşadıklarımızı önceden görmüş biri olarak şuan cezaevinde yatıyor.

Cezaevlerinde yatan ve haklarında dava açılan, dışarıda demokrasi ve özgürlük mücadelesi verenlerin,ülkesinin ve insanlığın sorunlarına duyarlı olanların bugün  yaşadıkları çok sürpriz bir şey değil!.

Türkiye demokratikleşemediği için bugünleri yaşıyor.

Artık Erdoğan sistemin en hararetli savunucusu ve  Kemalizm’in din versiyonundan yola çıkarak topluma din soslu bir format  atmak istiyor.Erdoğan’ın Dindar nesil yetiştirmek istemesi, hukuka ve demokrasiye her gün daha yabancılaşarak cemaatsiz siyaset yapamamasının nedeni bu değil mi?

Erdoğan mevcut sistemden şikayetçi değil;boşuna demiyor biz bu devleti sokakta bulmadık,diye.

Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırıp, hukukun evrensel ilkeleriyle örmediğimiz sürece, var olan sistemin içinde bu ülkede huzur ve barış içinde kardeşçe yaşama şansımız gittikçe zorlaşacak.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums