Devlet çete olmasın hukukun üstüne otursun

  • 15.08.2016 00:00

 Gündemde olanlar ve gündeme girmeyenleri kısa bir turlayalım.

Gündemin değişmez en etkili maddesi 15 Temmuz darbe girişimi canlılığını koruyor.

Medyanın gündemine giren Rus uçağının düşürülmesiyle savaşın eşiğinden dönülen  bir başka gelişme ise,Erdoğan-Putin görüşmelerinin arasında geçen ve  buzları eriten gelişmeler ikinci sıraya  oturmuş durumda.

15 Temmuz darbe girişiminden bu yana başta TSK içinde olmak üzere  kamuda FETÖ/PDY terör örgütünün kadrolaşmasına yönelik yapılan operasyonlarda tam 82 bin kamu personeli açığa alınmış,4 bin memurun işine son verilirken diğerleri hakkında da yasal işlemler başlatılmış durumda.

Açığa alınan ve görevini son verilen memurların 68 bini AKP’e iktidarında işe alınmış.

Geçmişte Cemaati AKP’lilerin nasıl savunduğunu söylemeye gerek yok.

Erdoğan demedi mi ne istediler de vermedik.Şimdi de aldatıldık diyor.

Bizim dikkatimizi çeken medyada da yer alan,önemli bir tespitte bulunan eski TBMM Başkanı, Adalet Bakanlığında bulunmuş,Hükümet sözcülüğü yapmış    deneyimli siyasetçi AKP’e Ankara milletvekili Cemil Çiçek’in açıklaması;eğer liyakati esas almaz dini esas alırsak, FETÖ gider ÇETO gelir diye işin vahametini mizahi bir şekilde özetlerken..

AKP’li Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’undan çarpıcı bir liyakat kriteri medyaya yansıdı;artık çocuğu 5’ten aşağı olanı Genel Müdür yapmayacağım diye açıklamada bulunuyordu.

Darbelere karşı evrensel hukukun işlemesini,sivil toplumun gelişmesini değil de; kurban keserek darbelere karşı çıkan  başka bir trajikomik olayı medya resmediyordu;Kayseri Büyük Şehir Belediye Başkanı ve ilin valisinin içinde bulunduğu kalabalık bir törenle, 99 koyunu  kurban keserek darbelerin olmamasını diliyorlardı. Niye  kurbanlık 99’da 100 değil?

Madem bu darbe din temalı bir örgütlenmenin sonucu ortaya çıktı ise, Laiklik neden hiç konuşulmuyor,çağdaş bir eğitim politikası gündeme niye girmiyor?

Bizim üstünde durmak istediğimiz yargıyı devre dışı bırakıp OHAL’e dayanarak Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) bu işlerin yürütülmesi, parlamentonun baypas edilerek  hiçbir konuda müdahil olmaması,demokrasinin kuvvetler ayrışığı açısından içler acısı olmasıdır.

15 Temmuz darbesinden sonra Hukuksuzluk almış başını gidiyor ve nerede duracağını da kimse bilmiyor.

Tam bir cadı avı sürüyor,AKP’ye muhalif olan herkes FETÖ terör örgütünün torbasına atılarak,mal varlıklarına el konuluyor, gazeteciler tutuklanıyor,gazeteler kapatılıyor ve yayınları durduruluyor.

Erdoğan’a eleştir getirenler HAVUZ MEDYASININ TETİKÇİLEİR TARAFINDAN V ESOSYAL MEDYADA AKP’li troller tarafından ya darbecilikle fişleniyorlar veya  FETÖ/PDY  terör örgütünün taraftarları diye hedef gösteriliyorlar.

Temel hak ve özgürlükler yok sayılırken  keyfi tutuklamalar ve gözaltılar sürüyor.

Halk olarak biz bir türlü devleti, ideolojilerden arındırıp hukukun evrensel ipiyle bağlayamadık;bunu hayata geçiremediğimiz içinde darbeler ve diktatörlükler bizim siyasetimizin değişmez bir kültürü oldu.

Doksanlı yılların başında Cumhuriyet Gazetesinden Gazeteci Nilgün Cerrahoğlu Çetin Altan ile bir söyleşi yapar.Çetin Altan gazeteciliğinin yanında hukukçu olan bir  düşünce adamıdır, söyleşisinin içinde Altan,   yazıya başlık seçtiğimiz konuyu gündeme getirir:”devlet çete olmasın,hukukun üstüne otursun” der.
Dönemin Adalet Bakanı Refah Partili Şevket kazan Çetin Altan ve röportaj yapan gazeteci Nilgün Cerrahoğlu hakkında mülakatın mürekkebi kurumadan ”devleti,tahkir ve tezyif’ten” yargılanması için dava açar.

Tahkir ve tezyif’in sözlük anlamı;aşağılama,onur kırma,onuruna dokunma,küçük düşürmek,eğlenmek ve alay etmek.Devlet bizde böylesi bir kutsanan kurumdur işte.

Bu söyleşiden çok kısa bir süre sonra meşhur Susurluk kazası patlak verir; bu kazayla kamuoyu devletin bir çete anlayışıyla yönetildiğini öğrenmiş olur. Derin devletin arabı ortaya çıkar ve içinden siyaset,emniyet ve mafyadan oluşan üçlü saç ayağı olan çete devlet suçüstü yakalanmış olur.

Çetin Altan’ın öngörüsü de böylece ortaya çıkar.

Adalet Bakanının  açtığı davanın akıbeti  ne oldu bilmiyorum.

Erdoğan’da tek adamlığa soyunduktan sonra son beş yıldır ”biz bu devleti sokakta bulmadık” diye naralar atmıyor mu?  Üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğü olacak bu ülkede diyordu,şimdi vatandaşın değil de devletin hukukunu savunuyor.

Hukuk devletinin olmazsa olmazlarını Erdoğan artık tanımıyor..

“Yargı kararlarını ve yargı kurumlarını  tanımıyor ve uygulamıyor,hatta gücün yetiyorsa ey yargı  gel yık diye çağrıda bulunmadı mı?”

“Kitap bombadan daha tehlikeli demedi mi?”

“Demokrasinin kuvvetler ayrılığının kendilerine ayak bağı olduğunu söylemedi mi”?

“Temel hak ve özgürlüklere çoğunluk üstünden bakıyor,çoğulculuk ve azınlık kavramını tanımıyor.”

“Ruhban okulunu açmıyor.”

“Sayıları 15 ile 20 milyon olarak bilinen Alevilerin ibadet evi olan Cem evlerini tanımıyor.”

“Bireyin özgürlüklerini yok sayıyor”

“Kürtlerin anadilde eğitim talebine  karşı çıkıyor.”

“Aykırı fikirde olanları potansiyel suçlu ilan edip bölücülükle suçluyor.”

15 Temmuz darbe girişiminden sonra da Erdoğan’da farklı bir değişiklik yok.

Parlamentoda 6 milyon oy almış  üçüncü parti konumundaki HDP’yi dışlaması,Erdoğan demokratik yoldan iktidara geliyor ama demokrat bir devlet adamı gibi siyasette duruş sergilemiyor,hep ayrıştırıcı bir siyaseti izliyor.

Ülkenin iç barışını bozan,demokratikleşmenin  önünde engel olan ve  iç savaşın yaşandığı Güneydoğuda,çetrefil bir hal alan  Kürt sorunu konusunda ise sessizliğini koruyor.

Tabi sadece Erdoğan değil,CHP’de Kürtlere yapılan haksızlıklarda Erdoğan’ın arkasına takılarak ve askerlerle iş tutarak  konvoy oluşturuyor.

Kılıçdaroğlu HDP’lilerin dokunulmazlıklarının  kaldırılmasının anayasaya aykırı deyip, arkasından da askerlerden brifing alarak dokunulmazlıkların kaldırılması için evet diyeceğiz demesi gibi!..

Yeni bir anayasa için komisyon kurulacak ama  içinde Kürtlerinde yer aldığı,demokrasiden yana olan güçlerin 6 milyon oy verdiği ve desteklediği HDP olmayacak.

Neymiş terör örgütünün meclisteki uzantısıymış.Üç yıl çözüm süreci boyunca  görüşürken bu partili milletvekilleri ve  parti terör örgütünün uzantısı değil  miydi?

Bu nasıl bir demokrasi ve hukuk anlayışı ki,toplumun farklı  kesimlerini kucaklayacaksınız?

Evrensel hukuka yabancı olan bir devlet ve toplum sorunlarını çözemez.

Hukuk, elektrik gibidir hem ısıtır hem de soğutur.

Ne kadar güçlü olursanız olun mutlaka bir gün hukuka sığınacaksınız.

Hukuk devre dışı kalırsa   darbeler meşru olur.

Yazıyı Çetin Altan’ın teziyle noktalayalım..

 ”Devlet Çete Olmasın Hukukun Üstüne Otursun.”

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums