- 19.11.2015 00:00
Ülkenin ve dünyanın gündemi IŞİD’in Paris’te 13 Kasım 2015 tarihinde 132 insanı silahlı ve bombalı saldırıyla katletmesi,yüzlerce insanı da yaralaması ve bu katliamı da üstlenmesi,dünyanın gündemine oturdu.
Gündemi kısaca bir özetleyelim sonra ‘IŞİD’in‘Ankara’dan sonra Paris’i neden kana boyadığına’ döneceğim.
Bizde ölümler,olaylar,temel hak ve özgürlükler, katliamlar o kadar sıradan oldu ki;birkaç kişinin ölmesi, hak mahrumiyeti medyada haber bile olmuyor,illa toplu ölümler olacak ki; haber olsun, toplum tepki göstersin , iktidara da görevini hatırlasın.Dünyanın korkulu rüyası olan bir terör örgütü IŞİD’ bizim için birinci derece tehlikeli bir örgüt değildir diyorsa ülkenin Cumhurbaşkanı Erdoğan;Konya’da Milli maçta Ankara katliamının saygı duruşunda seyirciler yuhalar,Fransa katliamını da Gaziantep’te bir grup IŞİD militanları da, araba konvoyu ile kutlayarak şehir turu atarlar.IŞİD sempatizanları 17 Kasım 2015 tarihinde İstanbul’da oynanan Yunanistan-Türkiye özel Milli maçında da bu tezahüratlarını sürdürdüler.
13-14 Kasım 2015 tarihlerinde Antalya’da düzenlenen G20 ülkelerinin toplantısı yapıldı başta ABD olmak üzere dünya liderleri toplandı ama bu toplantıya Rusya lideri Putin’in açıklaması damgasını vurdu:”IŞİD dünyada 40’a yakın ülkelerden finansal destek görüyor dahası, IŞİD’e destek veren G20 ülkelerinden yardım yapanlar var” demesiydi..Putin bu açıklamayı Erdoğan’ın gözlerinin içine bakarak dünya medyasının karşısında söylemesi manidar olsa gerek.
Hangi olayı ve ölümleri gündem taşıyacağımız veya öne çıkartacağımızı şaşırmış durumdayız.
Ülkenin Güney doğu bölgesinden Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı il ve ilçelerde bölgesel bir iç savaş yaşanıyor beş aydır;Cizre,Silvan,Suruç,Nusaybin,Şırnak,İdil,Doğubayazıt gibi yerleşim alanlarında.Savaşın bölgeyi tamamen kapsaması an meselsi ve günden güne artarak yayılıyor.Bölgeden gelen haberler ve görüntüler insanın kanını donduran düzeyde ve dehşet verici..Bu görüntüler Filistin,Lübnan,Irak ve Suriye’deki yaşananlardan artısı var eksiği yok,bu saydığımız ülkelerde sokağa çıkma yasağı yoktu, bu ilçelerde Kürtlere günlerce toplu olarak ev hapsi yaşatılıyor,aç susuz bırakıp, hastanelere göndermiyorlar, devlet buralarda tam bir terör estiriyor.Bölgedeki yaşanan insanlık dramını medyanın büyük bir kısmı ve toplum görmezlikten geliyor;sözde oranın güvenliğini almaya giden özel tim ise; Kürtlerin evlerinin duvarlarına ve kapılarına ”devlet geldi” yazıp ırkçı bir partinin amblemini temsil eden üç hilali çizerek,Kürtleri adeta tahrik ediyorlar.Biz bu yazılara ve üç hilalli resimlere yabancı değiliz,12 Eylül öncesi faşistler ile devletin içine yuvalanmış hukuk dışı iş yapan güvenlik güçlerinin ortak işledikleri cinayetleri, Kahramanmaraş’ta yüzlerce Alevilere yapılan katliamlardan tanıyoruz.
Gündeme girmeyenleri sıralayalım:
Unutturulmaya çalışılan Roboski,Suruç ve Ankara katliamlarının akıbetini merak eden yok gibi.
Kaçak içki ölümleri ile gıda terörü de artık kendini göstermeye başladı ve 30 kişi öldü.AKP’lilere sorsanız ölenlerde içki içmeselerdi derler,onlar için önemli olan insan değil Cumayı kaçırmamak.
Bir başka terör ise düşmanı olmadığından olsa gerek, kimsenin sesi çıkmıyor ama duygusal ağıtlar yakarak,görkemli cenaze törenleri düzenleyerek toprağa veriyoruz; ortalama yılda 5 bin insanımız trafik teröründen hayatını kaybederken binlercesi de sakat kalıyor.
Yine kanıksadığımız İşçi ölümleri yılda ortalama bin 307 işçi ölüyor; AKP’nin 13 yıllık iktidarında tam 17 bin işçi ölmüş,bu AB üyesi ülkelerinde olan iş kazlarının tam 7 katı..
İşçilerin ölümünü bu işin fıtratında var diyen,bu cinayet ekonomisi konusunda önlem almayan ve devamından yana olan Cumhurbaşkanı Erdoğan,hesap sorması gereken HAK-iş sendikasının genel kuruluna onur konuğu olarakdavet ediliyor ve ayakta alkışlanarak karşılanıp,ayakta alkışlanarak uğurlanıyor, genel kurul delegeleri ve sendikacılar tarafından. Buna sosyolojik olarak yapılacak analiz “lümpen işçi sınıfının sarı sendikasını temsil eden, sendikaları geçim kapısı olarak seçen ve sendikaları siyaset için atlama tahtası olarak kullanan, sistemden beslenen, sivil itaatsizliğe yabancı,AKP’nin aktif siyasetini destekleyen devlet güdümlü,TÜRK-İŞ’e alternatif oluşturulan sarı sendikacılığın, din ve mezhepten yola çıkan yeni versiyonu olarak tanımlayabiliriz.
Bir başka vahşetimiz ise kadın cinayetleri;2015 yılının ilk on ayında 236 kadın erkekler tarafından katledildi buna da alıştık.Kadını sosyal hayattan koparır,üretimden,temsilden ve denetimden uzaklaştırır eve hapseder, kadın hakların din ve mezhep üzerinden yorumlarsanız,eril iktidarın esiri olarak yaşar.
17/25 Aralık’tan sonra Erdoğan’ın devlete yaptığı sivil darbeden sonra;yargıyı yürütmeye bağlaması,yargı kararlarını işine göre uygulaması,muhalefete ve özgür medyaya yaptığı baskılar,gazetelere ve televizyonlara el konulması ,ekranların karartılması ve kendine biat etmeyen gazetecilerin işten atılması ve soruşturmalar açması,günden güne bu hukuksuz uygulamalar, hukuk devletinde olan bir şeymiş gibi toplumun yarısı tarafından artık doğal karşılanıyor olması korkunç bir gidişat.
Dönelim yazımızın başlığına peki “IŞİD Ankara’dan sonra Paris’i niye kana boyadı?
10 Ekimde IŞİD Ankara’da barış için toplanan insanların aralarına soktuğu iki canlı bomba ile 102 kişiyi katletmesinin nedeninin,perde arkasını irdeleyelim.
Bir kere Ankara’nın IŞİD’e karşı politikasındaki değişiklik soncudur Ankara’daki katliam!.
Önceden Tayyip Erdoğan IŞİD bizim için birinci derece terör örgütü değil diyordu.
Suriye’de Kürtlerin yanında yer alan ve öncülüğünü ABD’nin başını çektiği NATO güçlerinin IŞİD’e karşı başlattığı hava operasyonu, Ankara ile IŞİD’in bütün planlarının altüst etti.
İstemeyerekte olsa Ankara’nın koalisyon güçlerinin içinde yer alması ve IŞİD’i terör örgütü ilan etmesi;Türkiye’nin savaş uçaklarının IŞİD’in Suriye’deki mevzilerini havadan bombalaması, IŞİD’i harekete geçirdi ve Erdoğan’a sözünde durmazsan seni Başkentinden vururum mesajını verdi.
Ankara’nın IŞİD’i terör örgütü ilan edip koalisyon güçleriyle hareket etmesi,Türkiye gibi güvenilir bir limanın kendine kapanması IŞİD tarafından kabullenilecek bir durum değil..Bilmediğimiz IŞİD ile Ankara arasında ne gibi anlaşmalar vardı, bu hala bir muamma. Musul’da IŞİD tarafından rehin alınan 46 elçilik çalışanlarının nasıl kurtarıldığı ve Türkiye cezaevlerinde tutuklu IŞİD militanlarının karşılıklı olarak takas edildiğinin iddiaları çürütülmüş değil ve hala canlılığını koruyor.Bu takas sorusunu ancak IŞİD açıklarsa öğreneceğiz gibi gözüküyor.Hatırlanırsa bu sorulan soruya Erdoğan, ben IŞİD’in elinden vatandaşlarımın burnu kanamadan nasıl kurtarıldığına bakarım diye bir açıklamada bulunmuştu ama olaylar ve zaman hiçte istediği gibi gelişmedi ve IŞİD’le olan ittifakı; uluslararası IŞİD’e karşı koalisyon güçlerinin Kürtlerinde yanında yer alması,Erdoğan ile IŞİD’in beklenmedik ittifakı bozulurken;IŞİD’de mesajını Ankara’nın göbeğinde 102 barış severi canlı bombalarla hayattan kopararak mesajını vermiş oldu.
IŞİD’in Paris katliamına gelince;IŞİD’in merkezi olarak bilinen Şengal’in havadan koalisyon güçlerinin desteğiyle harekete geçen Kürt peşmergelerinde karadan Şengal’e girmesiyle, yirmi dört saat gibi kısa bir sürede Şengal’in IŞİD’den Kürtlerin eline geçmesi,IŞİD’in karadan hareket alanın önemli bir kısmını kesti,başka bir çıkış yolu olmayınca, IŞİD gücünü dünyaya göstermek ve örgütüne bir mesaj vermesinin yolu Avrupa’yı ve tüm koalisyon güçlerine, ben yıkılmadım ayaktayım babında , Paris’te düzenlediği 132 kişiyi katletmesinin altında yatan bu olmalı. Hele Şengal’in düşmesi IŞİD önemli bir kalesini ve gücünün kaybettirdi.IŞİD’in bundan sonra yol alması şöyle dursun palazlanması bile zor fakat zaman alacak bu..IŞİD,bundan sonra bir yerleri işgal edemediği gibi elde ettiği yerleri ve alan hakimiyetini de kaybedecek ve ancak savunmasız insanların arasına canlı bombalarla ve silahlı saldırılar yapacak, Ankara ve Paris te yaptıkları gibi terör eylemleri düzenleyecek.
Şengal’den sonra Rakka’nın da düşmesi durumunda Suriye’de ve orta doğuda IŞİD kaçınılmaz olarak marjinal bir terör örgütü durumuna düşecek..Erdoğan’ın Fırat’ın batısı kırmızı çizgimiz sözü de bertaraf olacak çok kısa sürede bunu göreceğiz;dikkat ederseniz Erdoğan’ın bu açıklamalarını koalisyon güçleri çok ciddiye almadılar.Ankara için Kuzey Irak Kürdistan bölgesel yönetimi de kırmızı çizgiydi ama Barzani AKP’nni genel kurlunda onur konuğu olarak ağırlandı ve konuşma yaptı.PYD’de den sonra çok sürmez tarih vermek zor ama PKK’da koalisyon güçleri tarafından terör örgütü listesinden çıkartılırsa şaşırmayalım,Putin bunun işaret fişeğini patlattı PKK terör örgütü değil diye.
IŞİD vahşi bir terör örgütüdür ve tarihte de beznzerine rastlanmayacak kadar acımasızdır,IŞİD dünyayı karşısına alarak zafer elde etmesi şöyle dursun yol bile alamaz.Tabiî ki zaman alacak bir günde ortaya çıkmadı ki IŞİD bir günde bitiresiniz.
Yorum Yap