- 12.10.2015 00:00
Erdoğan hatırlarsanız her seçimde CHP ve MHP’ye sık sık siz Sivas’tan öteye geçemiyorsunuz diye meydanlarda hatta her ortamda, bazen de meclis kürsüsünden avazı çıktığı kadar bağırır,Sivas’tan öteye geçin de göreyim derdi.
Erdoğan’ın çağrısına karşılık vermek için CHP ve MHP güney doğu ve doğu illerinde etkili olmayan, partililerinden olan insanları otobüslerle taşıyarak Diyarbakır’da mitingler yapmıştı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli çeşitli illerden partililerini otobüslere doldurarak Diyarbakır’da bir miting yapmıştı buna da miting denilirse tabi..
Hatta Diyarbakır’a Yozgat’tan Elazığ’dan otobüslerle insanlar taşınmış; Yozgat’tan gelenler Diyarbakır ilinin nüfusunu yazan şehir tabelasının önünde ‘Kurt işareti’ yaparak resim çektirip, sosyal medyadan paylaşmışlardı, Diyarbakır’a geldiklerini belgelemek için.
Birde Bahçeli’nin Tunceli çıkartması oldu,şehre onlarca araba konvoyu ile girdi ama o da fos çıktı; Bahçeli Tunceli valiliğinin önünde korumalarının ve güvenlik güçlerinin çemberinde basın açıklaması yaparak Tunceli’den ayrıldı.
Bir dönem güneydoğuda var olan CHP ve Bingöl,Muş gibi illerde siyasette belirli bir ağırlığı olan MHP nasıl bugün güneydoğu ve bazı doğu illerinden tabela partisi olduysa; AKP’de 1 Kasım’dan sonra bu iki partinin yanına düşecektir, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın,Erdoğan’da adı gibi bilsin.
7 Haziran seçim sonuçları bunun tartışılmaz göstergesidir,Diyarbakır’dan çıkan 11 milletvekilinin 10’nu,Van’da 7 milletvekilinin 6’sını,Mardin’de 6 milletvekilinin 5 ‘ni HDP’e almıştır,Hakkari’yi,Şırnak’ı,Ağrı’yı saymıyoruz bu illerde HDP tulum çıkartmış.
Bir halka baskı,işkence yapar, hatta 7 Hazirandan sonra bana oy vermediğiniz için “Kürtlere” size yaşam hakkı tanımıyorum dercesine,günlerce evlerine hapseder, sokağa çıkma yasağa ilan eder bebeklerin ölümünü günlerce kokmasın diye derin dondurucu da saklattırırsanız,sivil insanları terörist diye katlederseniz, o halk sizi er geç o bölgeye sokmaz ve sizi siyaseten siler, hatta affetmez.
Bu yaptıklarınızın bedelini Kürt halkı da, batıda HDP’ye destek veren barıştan yana olan demokrasi güçleri de,1 Kasım’da sizlere sandıkta bunun bedelini ödettirir.
Nasıl doksanlı yıllarda Kürt gerillaların kulaklarını kesip anahtarlık yapan,ölen Kürt gençlerin kafasına postalla basarak resim çektiren askerlere destek verip suç ortağı olup, bunlar münferit olaylardır, güvenlik güçlerinin şevkini kırmayın diyerek destek veren, o dönemin iktidar partileri DYP,ANAP,SHP ve RP marjinal parti olup siyasette yok oldularsa; AKP’nin de de siyasi geleceği bu partilerden farklı olmayacak.Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz AB ‘liginin yolu Diyarbakır’dan geçer demişti. AB demek demokratik Türkiye demektir.
7 Haziran seçimlerini hazmedemeyen Erdoğan talimatlı özel güvenlik güçlerinin işlediği katliamlar bizlere, doksanlı yılları hatırlatıyor.
Varto’da HPG gerillası genç kız Kevser Elitürk’ü öldürüp cesedin soyup sokağa atanlar hala görevlerinin başında ise..
Şırnak’ta askerlerle çatışmada ölen PKK’lı Hacı Lokman Birlik’in yaralı cesedine 28 kurşun sıkıp öldürdükten sonra, ardından da boynuna ip bağlayarak askeri zırhlı aracın arkasına bağlayıp sokaklarda dolaştırıp, videosunu çekip yutuba atanlara sahip çıkılıyorsa..
Silvan’da görevini yapan gazeteciye sana çekme diyorum lan diyerek gazetecinin kafasına silah dayayan özel hareket polisine, hiçbir hukuki işlem yapmıyor bir şey olmamış gibi bu polis görevine devam ediyorsa ki, ediyor..
Bu yapılanları Kürt halkı da unutmaz, temel hak ve özgürlükleri savunan ve ölçüsü insan olanlarda. Hele orta doğudaki son yıllardaki Kürtlerin lehine gelişen,özgürlükçü esen rüzgardan sonra , size Kürtler teslim olmaz,sandıkta da ağır bedel ödetir.
Erdoğan’ın partisi de CHP ve MHP gibi o bölgeye 1 Kasım’da sonra gidemeyecek marjinal bir parti olacak..
AKP’nin bu yaptıklarını ne Kürtler unutur ne de bu ülkenin demokratik güçleri, er ve ya geç yargı önünde de, sandıkta da bu yapılan insanlık suçlarının hesabını soracak.
Erdoğan’ın 24 Temmuzdan bu yana sandıkta kendisini hezimete uğratan Kürt coğrafyasında yaptıkları, bir insanlık suçudur ve düpedüz bir devlet terörüdür.
Basına ne kadar sansür getirirseniz getirin,muhalefetin ve özgür medyanın sesini ne kadar susturmaya çalışırsanız çalışın sonunuz belli.
1 Kasım seçimlerinden sonra iktidardan yine düşeceksiniz ve sizde Sivas’ın ötesine geçemeyecek, Iraklı Kürtlerin tarihinde Saddam Hüseyin nasıl hatırlanıyorsa.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Türkiyeli Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin Tarihinde öyle hatırlanacak.
Saddam Hüseyin 1988 yılında Halepçe’ de beş bin Iraklı Kürdü kimyasal silahlara katletmişti.
Yorum Yap