Herkes tarafını seçsin sistemini de ilan etsin

  • 25.08.2015 00:00

 Bir ülkede siyasi istikrarsızlığın başlamasıyla onu  ekonominin bozulması takip eder,peşinden terör olayları baş gösterir ve kaos ortamının doğmasıyla; sokakların hakimiyeti önlenemez bir sürece girer,bugün olduğu gibi bilinen savaş manzaraları ortaya çıkar.

Önce sokağa çıkma yasağı konulur  süresi belirlenerek, ardından olaylar devam ederse bir bölgeyi veya belirli illeri,ilçeleri kapsar bu sokağa çıkma yasağı..Olaylar önlenemiyorsa sıkıyönetim ilan edilir, özgürlükler askıya alınır, hukuk devre dışı kalır, sıkı yönetimin devreye girmesiyle o iller-ilçeler artık siyasi otoritenin elinden çıkar silahlı ve sivil bürokrasinin yönetimine girer.

Askerler kendi aralarında o illerin nasıl yönetileceği üzerine yöntemler geliştirirler  bu yetmezse askeri darbelerin işaretlerini verirler.

Sıkıyönetimin ilan edilmesiyle olayları ve sorunları askerlere havale edildiği yıllar,devlet aklının devre dışı  kaldığı  bildik manzaraları seyreder oluruz.Siyasi otoritenin ve hukukun devre dışı kalmasıyla, çatışmacılar arasında  sistemler ortaya atılır taraflar belirlenir,kılıçlar çekilir, gerginlik olacak ki çatışmaya dönüşsün belirtisizlik kendini göstersin.

Bahçeli’nin çıkışı da bunun işaretleri değil mi?

Kendini düşmanlık üstünden var eden çakma milliyetçi Bahçeli, hemen devreye girdi ve formülünü önerdi Güneydoğuda sıkıyönetim ilan edilmesini istedi.Elinde çekiç olanın her şeyi çivi görürmüş, misali!

Erdoğan’ın kendisini halkın  Cumhurbaşkanı seçtiği tarihi işaret ederek 10 Ağustos 2014 den sonra artık sistem değişmiştir,halk parlamentoyu dinlenme odasına almıştır diyerek anayasal suç işlemesine rağmen, yargı hiçbir işlem yapmaz iken.. Demokratik Toplum Partili (DTP) bazı ilçe Belediye başkanlarının   özerklik ilan etmesi karşısında yargı, özerklik ilan eden  belediye başkanlarını tutuklaması; yargının yürütmenin güdümüne girdiğini göstermiyor mu?

Seçilmişler kendilerini anayasanın üstünde görüp, yürürlükteki yasaları yok sayıyorlarsa demokrasinin kuvvetler ayrılığı ortadan kalkmış olmuyor mu?

Çözüm sürecinin bitmesiyle Devlet ile PKK arasında başlayan silahlı çatışmalar hızla toplumu kaos ortamına sürüklüyor.

Güneydoğuda Cizre,Silvan,Lice gibi ilçelerde yaşananların Suriye’deki iç savaştan farkı var mı?

Ya ekonomi, doların 3 TL’yi görmesi, son sekiz ayda Türk lirasının  dolar karşısında yüzde 23 değer kaybetmiş olması,ekonominin tepe takla olması an meselesi.

Ama bizim bakanlarımız doların yükselmesi bizim hane halkımız yoksullaştırmaz demez mi,nedeni ise; hane halkımız dolar üzerinden borçlanmazmış.Ekonomi dalında dağıtılan Nobel ödülü bizim bakanlarımıza niye verilmiyor, hiç düşündünüz mü?

Peki hane halkı dolar üzerinden borçlanmıyor da;GSMH neyle değerlendiriyorsunuz?

Yerli ve yabancı sermayeden o meşhur sözü son beş yıldır sık duyar olduk ”önümüzü göremiyoruz” siyasi belirsizlik ekonomiyi damardan etkiliyor, diye açıklamalar medyanın ekonomi sayfalarında birinci sırayı alıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan herkes tarafını seçsin terör örgütünden yana mısın, devletten mi yana?

Kürt sorunu devletin kuruluş felsefesi ve reddi inkarının sonucu bugüne kadar gelip, PKK’nın devlet anlayışının yansıması sonucu zirve yapan bir sorun olarak karşımıza çıkmış bir vakadır.

Erdoğan’ın 7 Haziran seçim sonucunu kabullenmemesi ve ülkeyi tekrar AKP’nin iktidar olması, kendisine de başkanlık yolunun açılması için erken seçime götürmesi,seçim sonuçları beni bertaraf edemez anlayışını ortaya koyuyor.

HDP’yi Mecliste terör örgütünün uzantısı diyerek,PKK üstünden barajın altına atmasının yollarını arıyor ve başta Erdoğan olmak üzere AKP’lilerin mazeretlerine bakar mısınız:

Erdoğan “HDP’e bir projeydi ve  barajı aşarak 2023 hedeflerimizi suya düşürdü.”

Erdoğan’ın demokrasi anlayışında muhalefet olacak ama kendini iktidardan indirmeyecek.

Demokrasi olacak ama içinde hukuk ta olmayacak.

Yargı olacak ama Erdoğan’ın beğenmediği kararı vermeyecek.

Yargı beğenmediğim kararı verir bakanlarıma ve çocuklarıma 17/25 Aralıkta olduğu gibi bir yolsuzluk ve rüşvet operasyonu yaparsa,bende uymam kaçak sarayda da olduğu gibi,diyor.

Sağlık Bakanı Ziya Müezzinoğlu,”eğer Türkiye başkanlığa geçseymiş bu olaylar olmayacakmış.”

Enerji Bakanı Taner Yıldız,”Polis lojmanlarından yüzde 62, HDP’ye oy çıkıyorsa bu demokratik bir tercih değil.”

Gerekçesi de; polis arkadaşlarını vuranlara oy verir mi diyor.

Artık doksanlı yılların siyasetine yabancı olmadığımız askeri ve polisiye yöntemlerin vahşetini çatışma bölgesinden gelen görüntüler ve resimler tartışmasız ortaya koyuyor.Siyasi otoritenin hükmetmediği bir süreci yaşıyoruz.

Hatırlatalım,Türk Silahlı Kuvvetlerinin(TSK) üst düzey komuta kadrosu TBMM’nin locasına gelmezler, Meclisin düzenlediği törenlere katılmazlardı doksanlı yıllarda, gerekçeleri de:DEP’liler ve sonra bağımsız olarak meclise giren milletvekillerini PKK’nın meclisteki uzantıları diyerek protesto ederlerdi.

Görüyorsunuz Erdoğan’ın HDP’lilere karşı  şimdiki tutumu da, doksanlı yıllarda generallerin tutumuna benzemiyor mu,yalnızca söylem ve takvim değişikliği var zihniyet aynı değil mi?

Devreye derin devletin girdiğinin en bariz insanlık dışı örneği Varto’da çatışmada ölen PKK’li gerilla kadının cesedini soyup sokak ortasına atıp, resmini de çekip sosyal medyada paylaşılması bunu teyit etmiyor mu?

Doksanlı yıllarda askerlerin öldürdükleri  gerillaların kulaklarını kesip anahtarlık yapmaları,askerlerin ölen PKK’lıların üzerine basarak postallarıyla resimler çektirmeleri,öldürdükleri PKK’lının cesedini asker cemseyle sürükleyerek şehrin ortasında gezdirmeleri ne çabuk unuttunuz.

Artık şunu Erdoğan iyi bilmeli ki,Suriye iç savaşından sonra  PKK, tarihinin en güçlü bir dönemini yaşıyor ve gece vurup dağa kaçmıyor, illerde ve ilçelerde geceli gündüzlü askerlerle  sıcak  silahlı çatışmaya giriyor.

PKK’lılarla çatışmada ölen askerlerin cenazelerinde kitlesel gösteriler oluyor teröre lanet ediliyor ama AKP’li bakanlar ve Erdoğan’da bu protestodan nasibini alıyor.

Bir Annenin oğlundan helallik istendiği tarihte görülmüş mü hiç, bizde bu da oldu.

Oğlunun tabutuna sarılarak yürek dağlayan annenin feryadı; ” Beni affet oğlum 18 BİN LİRAM OLMADIĞI İÇİN bedelli askerlikten kurtaramadım” diyordu. Vatan sağ olsun demiyordu.

Bu anneye kulak versinler sahtekar vatanperverler.

 

Erdoğan, kendine muhalif olan her kesime ve bireye,herkes tarafını seçsin ve sistemini de ilan etsin babında, önünü arkasını hesaplamadan konuşur, demokratik hukuk devletinden uzaklaşırsa, o toplumu  karanlık günler bekliyor demektir.

Dileriz korkularımız gerçek olmaz ve ülke bir iç savaşa sürüklenmez.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums