- 17.07.2015 00:00
Cumhurbaşkanı Erdoğan 7 Haziran seçimlerinden sonra kendini ifade etmek için şaşalı iftar sofralarından mesajlar vermeye ,nutuklar atmaya, kutsal iftar sofralarında siyaset yapmaya devam ediyor ve bu tam bir din istismarcılığından başka bir şey değil.
7 Haziran seçim sonuçlarını bir türlü içselleştiremiyor Erdoğan.
Hitap ettiğiniz topluluktan konuşmalarınız alkış getirebilir, yandaş medyanızda bunu canlı yayında tv kanallarından verebilir, havuzdan beslenen gazetelerinizde sekiz sütun üstünden parlatabilirler; bunu yeni de yapmıyorlar, fakat bu yaptıklarınızı din ve devlet işlerini birbirinden ayıramazsanız; ileride bunun çok büyük sıkıntısını yaşarız toplum olarak.Burasının bir Ortadoğu ülkesi olduğunu, yakın tarihimizde mezhepler üzerinden toplu çatışmaların, katliamlara dönüştüğünü unutmayalım.
7 Haziran genel seçim sonuçları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sesini soluğunu kesti ama Erdoğan bu sarsıntıyı atlatmak için kendini iftar sofralarına attı.
Erdoğan bir Cumhurbaşkanı gibi değil de AKP’nin genel başkanı ve kendini hala icradan sorumlu başbakan gibi görüyor.
Bu haddini aşan, anayasayı tanımayan tutumu ister istemez koalisyon hükümetinin kurulmasında, Erdoğan kendisini ve sıfatını muhalefet partilerine pazarlık konusu yaptırıyor.
Muhalefet partilerinin ortak buluştukları noktalardan birisi, kurulacak koalisyon hükümetinde Erdoğan’ın konumu ne olacak diye çıkıyor Davutoğlu’nun karşısına.
Bir diğer konu ise 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu mutlaka ortaya çıkartılmasını, AKP ile kurulacak koalisyon hükümetine muhalefet partileri şart olarak öne sürüyorlar. Çünkü Erdoğan 17/25 Aralık’ta devlete karşı sivil bir darbe yaparak yargıyı kendine bağladı.
Yargı kararlarının uygulanmaması son Danıştay’ın Beş Tepedeki Erdoğan’ın gasp ettiği sarayın, kaçak olduğuna karar vermesine rağmen, bu kararı Erdoğan’ın yok sayması ve umursamaması!.
Hala Erdoğan ey yargı gücün yetiyorsa gel yık noktasında duruyor olması!.
Ya 10 Ağustos’tan sonra milletim Parlamentoyu dinlenme odasına aldı deyip, kendini başkan sayarak ardından da; AKP’lilerin çoğunluğuna dayanarak aynı parlamentoya çıkarttırdığı iç güvenlik paketinin meşruiyeti ve kendine tahsis edilen örtülü ödenek harcaması çıkartmasını, hukuki açıdan nereye koyacağız?
İpe sapa gelmez ülkeyi her ana savaşın eşeğinde dolaştıran dış politikalarını ne demeli?
On birinci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bir iftar sofrasında Erdoğan’ın da bulunduğu ortamda, orta doğu politikamızı yeniden gözden geçirilmeliyiz demesi;bu da Erdoğan’ın ve Davutoğlu’nun dış politikasının iflası ve duvara toslaması olmuyor mu?
Sınır komşumuz Suriye’deki iç savaşın bölgenin her tarafına sıçrama tehlikesinin günden güne artması ama Erdoğan’ın ise tehdit ederek biz sınırımızda bir Kürt devleti istemiyoruz; bunlar bizim kırmızı çizgimizdir gibi, ramazan sofralarında hamaset sözlerinin dış politikada geçerliliğinin bir anlamı var mı?
PKK’nın Suriye kolu olarak bilinen PYD’li Kürt güçlerinin Suriye ile olan 920 km kara sınırımızın 670 km’sini kontrollerine geçmesi ve hakimiyet alanlarını gittikçe de artırmalarına, Ankara’nın tehditler savurmalarının hukuki bir geçerliliği var mıdır?
PYD, PKK’nın Suriye’deki kolu olduğu bir realitedir ama ABD ve koalisyon güçlerinin İŞİD terör örgütüne karşı karadan en güvendikleri müttefiki PYD olduğunu, nasıl ortadan kaldıracaksınız?
Hatırlanırsa Kuzey Irak’ta oluşan bölgesel Kürt yönetimini de tanımamıştı Türkiye ama sonradan Barzani’yi Erdoğan partisinin genel kuruluna davet edip konuşturma yaptırdı, Diyarbakır’da da sayın Barzani diyerek ağırladı.
Suriye’nin üçe bölüneceğini bilmeyen yok ama Bizim Cumhurbaşkanımız esip gürlemeye devam ediyor.. Buna derler, söylediğine kendisi de inanmıyor diye.
Çok bağırmanız karşı tarafı korkutmuyor hatta sizin korktuğunuz ve çaresiz olduğunuz gösteriyor.
Kürt sorunu yok Kürt kardeşlerimin sorunu var. Kobani düştü düşecek diyordunuz sahi ne oldu şimdi?
İftar sofralarında ve kaçak sarayda muhtarlarla,esnafla yaptığınız toplantılarınızın rasyonel bir geçerliliği yok;bu tamamen öfkenizi dışa atmaktan, kulağınıza hoş gelen alkışların duygularınızı okşamaktan başka bir işe yaramaz.
Koalisyon hükümeti kurulduktan sonra göreceksiniz,Erdoğan’ın nasıl bir saltanatla ülkeyi yönettiği çok kısa bir süre sonra ortaya dökülecek..
Erdoğan erken seçim diye her ortamda boşuna bağırmıyor.
7 Haziran seçim sonuçları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, aklı çokta kendine yetmez duruma düşürdü.
Not: Tüm okurlarımın Ramazan Bayramını kutlar sağlık ve sıhhatler dilerim. M.T.
Yorum Yap