- 20.05.2015 00:00
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vatandaşın ve muhalefetin uyduğuyürürlükteki anayasayı kendine göre, yontup eğip bükerek ve ettiği yemini yok sayıp anayasa suçu işleyerek; bir muhalefet partisi gibi elinde Kuran ile il il dolaşarak meydanlarda AKP’e adına seçim kampanyasını yürütüyor.
Dikkat çeken Erdoğan Kuran-ı Kerim’in Kürtçe mealini sallayarak özellikle ülkenin bir bölgesinde Güney Doğuda HDP’nin kaleleri olan Diyarbakır,Batman,Siirt,Mardin ve Van illerinde,HDP’lisiyasetçileriZerdüştlükle suçlayarak,din üzerinden 7 Haziran’da AKP’ye oy istemesi kabuledilir bir durum değil.
Erdoğan’ın Kutsal kitap üzerinden oy devşirmeye kalkması bunun adı tam birdin tüccarlığıdır, kendine oy vermiş saf temiz mütedeyyin insanlara hayal kırıklığı yaratıyor, bunun farkında mıdır?
Elinde Kuran ile meydanlarda dolaşıyor ama hakkında istinat edilen suçlardan kaçarak yargıya hesap vermiyor,ardından da ben Kuran ile doğdum Kuranla yaşıyorum demiyor mu,bir de!.
Cemaatin lideriFevtullah Gülen’e suçun yoksa niye ülkene dönmüyorsun diye çağrıda bulunuyor ama Erdoğan kendisi de yargıya hesap vermeye gitmiyor, yargı kararlarını uygulatmıyor,bumantık inandırıcı olabilir mi?
Yargıya hesap vermediği gibi, 17-25 Aralık’ta oğlunun da içinde bulunduğu yolsuzluk ve rüşvet operasyonu açan savcıları ve hakimleri meslekten ihraç etmekle kalmadı, daha da ileri giderek savcıları ve hakimleri tutuklattı..
Hakim ve savcıların tutuklanması Cumhuriyet tarihinde ilk defaoluyor,askeridarbeler döneminde bile olmamış.
Yargı denetimine girmeyen ve yargıya hesap vermeyen siyasetçi hesap verir mi?
Erdoğan Kuran ile yaşıyor ama mal varlığı da dudak uçuklatıyor.
Haram yemeyenin bu kadar mal varlığı olur mu?
Kendisi söylüyor..
Erdoğan,1994 yılında İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığını kazandığında mazbatasını alıp, göreve başlamadan önce basınla yaptığı toplantıdaki konuşmayı hatırlatalım ne demiş:
“Parmağından evlilik yüzüğünü çıkartıp benim sermayem bu,eğer bir gün Recep Tayyip Erdoğan zengin olursa bilinki haram yemiştir.”
Doğru söze ne denilir..
015Yıl 2 aradan yirmi bir yıl geçmiş Recep Tayyip Erdoğan’ın bilinen mal varlığı çocuklarınınki de buna dahil, ne kadar biliyormusunuz?
“Oğlunun 6 germisi var her geminin değeri 18 milyon dolar. Cumhurbaşkanı bu gemilere gemicik diyor”
“Beykoz ilçesinde Boğaz manzaralı 5 villası var çocukları ve kendisine ait her villanın değeri 5 milyon dolar”
“Bir iş adamının iddiası Erdoğaniçin bir milyar dolar sermayeye sahip dedi, bunu yalanlamadı Erdoğan”
17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla internete düşen 30 milyon Euro kaldı sıfırlayacağımbabacığım,bunlara dahil değil.
Erdoğan’ın yukardaki mal varlıkları haramsız elde edilebilir mi?
Bu mal varlıklarını yalanlamadığı gibi Erdoğan, Güney doğu illerinde bunları haram sayan kutsal kitabı oy için sallıyor ama amiyane tabirle malı da götürüyor.. Ya birde çıkıp toplumla alay edercesine; ”biz üç dört hurmayla açlığını bastıran Muhammedin ümmetleriyiz demesine ne demeliyiz?
Ainesi iştir kişinin lafına bakılmaz diye bizde bir deyim vardır..
Dürüstüm,inançlıyım ,ahiret korkusuyla yaşıyorum, beniminancımdaharam ve kul hakkı yemenin Allah katında affı yok demek uygulamadan geçerbaşka bir inandırıcılığı yoktur.
İşte bunu teyit eden bir toplumun yaşam biçimiolarak seçtiği ahlak kültüründen bir örnek.
İnternette dolaşırken sosyal medya hesabımda paylaşılmış kısa bir yazıya rastladım,yazının başlığı şöyle:
Bir Toplumun Ateist Ahlakı:
“Japonların yüzde yetmişi Ateist,kalanı nüfusta şintoist,Budist ve az miktarda da Hristiyan var.
Yani İslam’a göre hepsi kafir!.
Küçük bir yolsuzluk olsa ilgili bakan hemen istifa ediyor,istifası yetmiyor,bu nedenle intihar etmesi de olağan karşılanıyor..
Tokyo’da bir yıl içerisinde 127 milyon dolar bulanlar sahibine teslim edilmiş.
Sahibi bulunmayan paralar yasal olarak bulanın hakkı olduğu halde,kimse bulduğu parayı hak olarak kabul etmiyor ve bu paralar kamuhizmetindeki kuruluşlara bağışlanıyor.”
Kuran ile doğup Kuran ile yaşıyorum demek sözle olmuyor.
Erdoğan ve Diyanet işleri Başkanı bu yazıyı okumuşmudur?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu bizim muhalefete çağrı da bulunuyor; İngiltere’ de geçen hafta yapılan genel seçim sonucunda sandıktan başarılı olamayan, üç muhalefet partisinin liderinin istifasını örnek göstererek, sizlerde 7 Haziran seçimlerinde başarılı olamazsanız istifa edecek misiniz diye?
Doğru bir çağrı ama eksik.
Seçim yenilgisiyle liderlikten İstifa eden Batı da ki siyasiler, yolsuzluk ve rüşvete kendisinin adı geçmesi şöyle dursun, üçüncü derecedeki yakınları yolsuzluğa karışsa siyasiler hemen istifa ediyorlar,bunları da Erdoğan ve Davutoğlu biliyorlar mı?
Demokrasilerde dürüst siyasetçinin yolu saydamlıktan ve yargıya hesap vermekten geçer.
Gerisi teferruattır.
Yorum Yap