Başabakanlar yargıya değil halka ve hakka hesap verecekmiş

  • 15.09.2014 00:00

 Ülke olarak iç içe geçmiş öyle  yoğun gündemlerimiz  var ki;12 Eylül gibi faşist asker bir darbenin bu sene 34.yıl dönümüydü ama haber olarak bile medyada yer almadığı gibi siyasilerinde gündemine de girmedi.Darbecilerden bedel ödeyenlerinde gündem belirleyecek bir gücü olmayınca sessiz sedasız 12 Eylül darbesinin tarihi hatırlanmadı.

Başbakan ( Mehmet Altan’ın tespitiyle 23 Nisan başbakanı) Davutoğlu eski başbakanlardan Milli görüşün efsane liderlerinden Necmettin Erbakan’ın İstanbul’da kabrini ziyaret ettiğini ve şu sözü verdiğini anlattı: ”Ne olursa olsun inşallah bu ülkede bir daha hiçbir başbakan,herhangi bir mahkeme karşısında hesap vermek zorunda kalmayacak.Hesap vereceği makam onu iktidara getiren milletin  ta kendisidir ve Allahın huzurudur.Şu veya bu gerekçeyle ,şu veya bu komployla milletin iktidara getirdiği başbakanları sıradan ve temelsiz mesnetlerle bu şekilde tahkir edici bir tutumu bir daha bu ülkeye yaşatmayacağız.”

Böylesi bir açıklamayı ancak darbeyle iktidara gelmiş ve kendini silah zoruyla seçtirmiş,muhalefeti rejim karşıtı gören,harcamalarının ve yaptıklarının hesabını vermeyen diktatörler açıklar..Yoksa demokratik bir ülkede bir başbakanın böylesi bir açıklaması o ülkede kıyameti kopartır.

Kıyamet kopmuyor bizde nedense?Çünkü hukuk devletinden Türkiye hızla uzaklaşıyor da ondan.. 17-25 Aralık’ta yargıya yapılan darbenin sonuçları bunlar.Bağımsız ve tarafsız bir yargı insanların temel güvencesidir.

Ekim ayında yapılacak HSYK seçimleriyle Erdoğan’ın hedefi “hükümetle uyumlu çalışacak bir yargıyı” yaratmak olunca,23 Nisan Başbakanın konuşması da kendi düşüncesi olmadığı çok açık..

Başbakan Davutoğlu’nun açıklamaları  sahibinin sesidir.

Erdoğan,sandıktan çıkan milli iradedir ve çoğunluk bize veya bana karar verdiyse çoğulculukmuş,temel hak ve özgürlüklermiş,yargı bağımsızlığıymış,medya özgürlüğü gibi demokrasilerde olmazsa olmazları yok sayan; demokrasinin kuvvetler ayrılığı önümüzde engel demiyor muydu!.Davutoğlu’da bu doğrultu da hareket eden zirvedeki adamın hoşuna gidecek şekilde açıklamalar yapıyor,açıklamaları da sürpriz bir şey değil.

O zaman şu soruyu sormadan geçemeyiz;iktidara gelenler yargıya ve yasamaya  hesap vermeyeceklerse; ne diye yeni demokratik bir anayasadan ve bağımsız ve tarafsız yargıdan,adliyelerin yetersizliğinden yakınıp,10 bin yargıda çalışanlara maaş ödüyor ve verdiği kararları uygulanmayan görkemli adliye saraylarını yapıyoruz.

Başbakanın açıklaması, açıkça hukuk devletinin ve onun bileşenleri olan yargı kurumlarının ve görkemli adliye saraylarının toplu cenaze namazını kılmaktır.Bunun  başka türlü bir tarifi var mı?

Son çıkan torba yasası da bunu kanıtlar nitelikte değil mi?

“Bir memurun görevine tekrar iadesi için yargı kararını,hükümete 2 yıl sonra uygulama yetkisi vermesi.”

“Türkiye iletişim Başkanlığı(TİB) nın internet erişimini 4 saat içinde  yargı kararı beklemeden engellemesi.”

“Tüm internet kullanıcılarının hangi sitelere girip çıktığı veya takip ettiğini takip edilmesi.” Özel hayata açıkça müdahale ve teşhir etme olmuyor mu?

 

AKP’nin  iktidar ömrü uzadıkça darbecilerin fabrika ayarına dönmesi, hukuk tanımaz devletin aslını temsil eder olup, artık İŞİD’in silahsız  sandıktan çıkmış zihniyetinin, Türkiye versiyonunu temsil ediyor diye yorumlamak  abartı olmasa gerek.

Erdoğan ve onun bir dediğini iki etmeyen ve Erdoğan’a sormadan hiçbir kanunun çıkması için aklından bile geçirmeyen Davutoğlu hükümeti,Türkiye’yi hızla demokrasiden uzaklaştırıp, totaliter  bir sisteme doğru sürüklüyor ve İŞİD gibi dinci bir terör örgütüne, terör örgütü demeyerek  karşı çıkmaması ve Ankara’nın bu tutumu iç ve dünya  basınında teyit eden haberler çıkarken;AB üyesi ve ABD gibi ülkelerin siyasileri de bunu doğrular açıklamalar yapıyor..

Türk basınında manşetten verilen İŞİD ile Anakara’nın bilinenden daha derin ittifak içinde olduğu medyada manşetten verilirken;Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde dolmuşla İŞİD’e militan taşınması,silahlı çatışmada yaralanan İŞİD’li militanların sınır illerimiz  olan Urfa ve  Gaziantep’te hastanelerde  tedavi ettirilmesi  haberleri yenilir yutulur cinsten değil.

Türkiye’nin İŞİD ile ittifak yaptıklarını doğrulayan ve  iddia eden bizleri de  çok yakından tanıyan, bir büyükelçinin açıklamalarına göz atalım..

ABD’nin uzun yıllar  Ankara’da  büyük elçiliğini yapmış  ve çok iyi de Türkçesi olan Francis Ricciardone uzman olarak göreve başladığı bizimde üyesi olduğumuz NATO’nun düşünce kuruluşu ‘Atlantic Concil’ de katıldığı konferans ta Ricciardone: “Türkiye’nin El Nüsra ve Ahrar El Şam gibi selefi terörist örgütlere destek verdiğini.Eski büyükelçi’nin Türk yetkililere,siz çalıştığınız bazı Suriyeli grupları ikna edebileceğinizi  düşünüyorsunuz ama bizim için bu gruplar kabul edilemez diye uyardığını.Bizim bu örgütlerle çalışmayacağız ve sizin de çalışmamanızı tercih ederiz.Ve açıkçası,sınırınızdan terörist grupları kastedere geçişlerinin durdurulmasını isteriz dediği” yansıdı iç ve dış medyaya.Hiçbir Türk yetkilisi de bu haberleri tekzip etmedi.Nereden tekzip etsinler etmeye kalksalar, daha vahim korkutucu belgeleri ortaya dökecekler bunu biliyor Erdoğan  da Davutoğlu da..

AB üyesi olmak isteyen Türkiye’nin geldiği noktaya bakar mısınız?Ne kadar korkutucu bir resim değil mi?

Bir ülke hukuktan uzaklaşırsa ilk önce önünde engel olan yargıya darbe yapar,kendisiyle uyumlu bir yargı yaratmaya girer şimdi yapmak istediği gibi;ondan sonra da medyayı etkisiz hale getirir,çoğulcu ve katılımcı demokrasilerde medya muhalefetin ve toplumun her kesiminin  kolu kanadı,kulağı ve sesidir.

Medya Yolsuzluğu,rüşveti gündemde tutarak kamuoyunu duyarlı olmaya, muhalefette bunları parlamentoya taşır veya savcıları harekete geçirir..

AKP ne yapıyor peki, yönetenlerin yargılanması ve hesap verir bir konumda olmaması için,parlamento çoğunluğuna dayanarak demokratik olmayan,torba yasalarından çıkanlar  gibi  düzenlemeler yapıyor,savcıların yolsuzluk ve rüşvetten yönetenleri ifadeye çağırmasına; yargı bana darbe yapmak istiyor feryat ediyor.

Eğer İŞİD  ve ona benzer dinci terör örgütleriyle Türkiye’nin ittifak yaptığı ortaya çıkarsa ki,kesin gibi gözüküyor; Türkiye’yi  terörü destekleyen ülkeler çemberinin içine alırlarsa işimiz çok zor..Biz bu lekeyi ülke olarak uzun yıllar temizleyemeyiz.

Başbakanları ve cumhurbaşkanlarını bu ülkenin mahkemeleri belki yargılayamaz  geçici olarak ama  uluslararası mahkemelerin yargılamasının önünü nasıl kesecek Erdoğan ve Davutoğlu?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums