Erdoğan şaşırtmadı yine mezhep sezonunu açtı..

  • 6.08.2014 00:00

 Ben aslında Taraf Gazetesinde 29 Temmuz’dan 1 Ağustos tarihine kadar dört gün dizi halinde yayınlanan  “Yüzyıl Önce Kurtulan Hayatlar” adlı  Ermeni katliamından kurtulanların dramatik hayat hikayesini anlatan  yazı dizisi üzerine yazacaktım..Okumayanların  bu yazı  dizsini Taraf Gazetesinin  internet sayfasına girerek hararetle okumalarını öneririm..İnsan okurken tüyleri diken diken oluyor ve nutku tutuluyor, dehşete düşüyor  böylesi bir katliamın nasıl soykırım diye adlandırılması boşuna değil.Bu yazı dizisinde Sivas’tan Muş’tan,Malatya’dan ve Diyarbakır’da katliama uğrayan ailelerden sağ  kalan  Ermenilerin yakınlarından  dinlemiş üçüncü kuşağın itiraflarına yer veriyor, bu topraklarda Ermenilere neler yapılmış okuyun da görün, insanım diyenin  kanı donuyor.

Bu yazıyı ertelemem nedeni, Başbakan Erdoğan’ın  Mezhep politikası oldu ve  güncele dönmek zorunda kaldım.. İşin kötü tarafı bu yazı dizisinin hiç yazılı ve görsel medyada yer almaması ve tartışma konusu olmaması çok dikkat çekici geldi bana..Taraf gazetesinden yazarlarda bu yazı dizisi üzerinde durmadı,havuz medyasında yazan Ermeni yazarların görmemesi de ayrı bir düşündürücü olay.

Bu yazıyı ertelemem nedenlerinden biri de ben 23 Mayıs 2013 de  “Topraklarından  koparılan insan Hikayeleri” diye bir yazıyı kaleme almıştım ve bu yazı “düzceyerelhaberde” yayınlanmıştı meraklısına not olarak ta belirtiyim.

Biz gündemimize aldığımız konuya dönelim.

Başbakan 2011 yılında genel seçimlerde  başlattığı mezhep ve dine vurgu yaparak çoğunluk  üzerinden bakıp, çoğulculuğu yok sayan bir anlayışla   topluma din ve mezhep üzerinden  format atmaya başlamasını, Cumhurbaşkanlığı seçiminde de öne çıkartarak şaşırtmadı ve hız kesmeden devam ediyor Sünni seçmenini bloke etmek için.

Hatırlanacağı gibi iki bin on bir yılında yapılan genel seçimlerde Erdoğan tam 8 il de Alevilerin yaygın olduğu Kahramanmaraş, Amasya,Tokat,Muş,Malatya,Afyon,Denizli,Kastamonu’da   CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mezhebine vurgu yaparak;Kılıçdaroğlu Alevi ama Aleviliğini söyleyemiyor diyerek meydanlarda binlerce kişiye  Kılıçdaroğlun’u  mezhebinden dolayı yuhalatmıştı, hem de Alevi ve Sünni gerginliğinin  yaşandığı katliamların olduğu illerde..

Erdoğan insanları ayrıştırarak İzmir’de  mezhep politikasını kaşıyarak   ey Kılıçdaroğlu sen Alevisin ben Sünni,Demirtaşa’da sen Zazasın,sen Aleviliğini yaşa ben de Sünniliğimi,diyerek meydanlarda yandaş kanalları aracılığıyla  ve binlerce destekçisinin önünde ,din ve mezhep pazarını yine  açmış oldu..

 Bir başka ilde  Erdoğan Mardin’de elinde kuranla kendini bekleyen kalabalığa hitap etmesi,kabul edilir bir durum değil,seküler bir hayatı seçenleri tedirgin ederken, nerede patlayacağı  belli olmayan bir ateş topu fırlatıyor toplumun üstüne.

Ateşle oynuyor diyoruz çünkü Kahramanmaraş’ta,Sivast’a yaşadığımız kanlı  Alevi katliamlarının yaraları hala kabuk bağlamamışken, sınırımızda  on yıla yaklaşan Irak’ta ve Suriye’de ki iç savaşları tetikleyen etkenlerin başında din ve mezhep çatışmalarından kaynaklanmıyor mu,bunları nasıl görmez ve toplumun sinir uçlarıyla oynar Başbakan.,Hem de herkesin Cumhurbaşkanı olacağım sözüyle örtüşen bir politika mı bu?

Erdoğan kusura bakmasın ama Başbakanın mezhep politikası; köylünün anızı yakıp ta ateşijn rüzgarın etkisiyle ormana sıçrayacağını  düşünemeyen ormanı saran  yangını hatırlatıyor.

 Erdoğan,bu ayrıştırıcı ve kamplaştırıcı, mezhepçi dille mi  77 milyonun Cumhurbaşkanı olacak?

Bu topraklarda yaşayan  ve sayıları 25 milyonu bulan Alevileri nasıl kucaklayacak,Aleviler nasıl Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı olarak kabul edecek?

Erdoğan her seçim sürecinden kendine muhalif olan her kişiyi ve kesimi öteleyen ve ayrıştıran, kulp takan,hakaret eden ,iftira atan bir argümanla seçimi kazanmanın ve iktidarda kalmanın yolunu arıyor  ama görünür bir şekilde toplumu kutuplaştırıp kamplaştırdığının farkında mıdır? Evet farkında ve bilinçli yapıyor  kendine oy veren Sünni kesimi diri tutmak için.

Kürtler eğer kendine oy veriyorsa aynı safa durduklarını aynı duaya el kaldırdıkları  gibi din boyutunda nameler yapıp övüyor, eğer kendine Kürtler oy vermiyor  muhalefet ediyorsa, onlara Zerdüşt,bölücü,  terörist dış güçlerin uşağı,satılmış  diyor Erdoğan.

Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde rakiplerine her türlü iftirayı atmaktan vicdanı sızlamıyor Selahattin Demirtaş’a satılmış derken,diğer rakibi Ekmelettin İhsanoğlu’na dış güçlerin adayı bir proje demekten kaçınmıyor ve dilin kemiği yok misali, aklına ne gelirse savuruyor ve hiç bir sözünü akıl süzgecinden geçirmeden sıradan birsiymiş gibi konuşuyor,bu söyledikleri Erdoğan’ın kişiliğiyle örtüşüyor da sıfatına yakışmıyor.

Neslimiz bozdular dindar nesil yetiştireceğiz,alkol yasasının düzenlenmesinde yüce dinimizin emrine mi uyacağız yoksa iki ayyaşın çıkarttığı yasayı mı savunacağız..Zorunlu seçmeli kuran dersini müfredata koydurması,İmam Hatip okullarından mezun olanlardan tinerci çıkmaz demesi,Reyhanlı’da  benim 52 Sünni vatandaşım şehit oldu,Cem evlerini kastederek biz Caminin dışında hiçbir yeri ibadet yeri olarak tanımayız diyerek, mezhep ve din üzerinden politikasını topluma dayatır oldu..

Bir de  iftiralarına göz atalım Erdoğan’ın ;Gezi olaylarını itibarsılaştırmak için  polis baskısından kaçarak Camiye sığınan gezi direnişçileri  için bu ahlaksızlar camimizde içki içtiler, ayakkabılarıyla kutsal maabetimize  girdiler diye iftira atmasına rağmen, caminin müezzinin böyle bir şey olmadı dedi halde, bunun görüntüleri var elimizde dedi ama üzerinden bir buçuk yıl geçti hala ortaya  görüntü  koyacak.

Yine Gezi olaylarının sürdüğü süreçte başörtülü bacıma  saldırdı bu ahlaksız çapulcu ayyaşlar, hem de küçük bebeği kucağında olmasına rağmen demişti,bu iftiralarını unutmuş değiliz, bu iftirasını da kanıtlayamadı,adı üstünde iftira nasıl  kanıtlayacak.

Başbakan muhalefet,sivil toplum ve medya tarafından sıkıştırıldığı anda çoğunluk üzerinden din veya mezhep üzerinden kendine bir yol açıp, rakiplerini yaftalamaya gidip yasaklara baş vurarak  etkisiz hale getirmenin hep etik olmayan söylemlere girmiştir.

Bu mezhep ve din politikasını Erdoğan,  başka bir versiyonda Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde kullanıyor ama ne kadar tehlikeli bire yola girdiğini farkında mıdır gerçekten inanamıyor insan .

Erdoğan, din ve mezhep politikalarını seçimlerde  vaaz geçilmez geleneksel hale getirdi  ama dileriz bu politikası Allah korusun  kanlı bir çatışmalara dönüşmesin.

Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı (AGİT)’in Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin demokratik yolda ve yapılmadığı üzerine  açıkladığı rapor seçimlerin demokratik ve adil geçmeyeceğinin işaretlerini şimdiden verirken,büyük kamuoyu baskısı sonu Erdoğan’ın hesabına yatırılan paralarda açıklanmış olması, AGİT’in raporunu doğrular olmuyor mu?

Erdoğan’ın hesabına 90 bin 382 kişi 24 milyon 337 bin TL bağış yaparken,rakipleri Ekmelettin İhsanoğlu’na ise 2 bin 172 kişi 2 milyon TL ,Selahattin Demirtaş için 3 bin 479 kişi 753 bin TL yatırmış,bu da seçimlerin ne kadar adaletsiz ve eşit olmadığının bir göstergesi değil mi?

Başbakanın ilkel çatışmacı  Mezhep politikasına muhalefetin Cumhurbaşkanı adayları ve muhalefetin havuz medyasının dışındaki medyanın yayınlarıyla  kışkırtmaması aklı başında sağ duyu ile hareket etmesi ve körüklememesi sevindirici bir gelişme, buda bizi  toplum olarak teselli ediyor.

Erdoğan 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu gündeme sokmamak için her türlü yolu seçiyor,Mezhep politikası da  seçim argümanlarından biri.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums