Tek adamlığa soyunanların sonu tek adamlar gibi olur

  • 24.02.2014 00:00

 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu 30 Mart yerel seçimlerini gölgede bırakmıştır.

 Başbakan Erdoğan bu operasyonun kendine karşı yapılmış bir darbe olarak gündemde tutuyor ve  seçmenine de bir algı yaratmaya çalışıyor..

Gerekçesi de;17 Aralıkta yargı yoluyla bana darbe yapmaya kalktılar ve Milli irade hırsızlığına soyundular,oğlumun üzerinden bana uzanmaya çalışıyorlar diyor.

Erdoğan,Kendi çocuğunun ve kendisine destek veren kamu ihalesiyle zenginleştirdiği çoğu iş adamlarına yapılacak 25 aralık operasyonunu durdurarak, yargıya karşı darbe yapıp yargıyı kendine  bağlayarak, demokrasinin üç sütunundan birinin ayağını  kesti ve ülkeyi hukuksuz bir şekilde yönetmektedir.

Ve hızla ülke bir “İSTHBARAT DEVLETİNE” doğru yol almaktadır son çıkarttığı Cumhurbaşkanı Gül’ünde onayladığı HSYK düzenlemesiyle yargıyı Adalet Banlığına bağladıktan sonra,şimdi de MİT için çıkartmak istediği yasalar hayata geçerse artık görünmez bir yargıya dönüşecek MİT..

MİT ‘in bu engellenemez ve denetlenemez yapısı demokrasi sadece seçimle tarif edilecek,muhalefetin alanı daraltılarak, düşünce, ifade ve medya  özgürlüğü boğulurken,gösteri ve yürüyüş hakları darbe dönemlerini hatırlatacak.

Başbakan Arap baharının fitilinin ateşlendiği  Tunus’ta başlayıp Mısır ve Libya’yı sardığında halk ayaklanmaları karşısında çağrıda bulunuyordu; bu ülkeleri yöneten  diktatörlere istifa edin, halkın sesine kulak verin diyordu.

Ne gariptir ki sokaklara dökülen on binlere Kaddafi fareler derken, Erdoğan’da Gezi olaylarında kendisini protesto eden 79 ili saran  3.5 milyon insanlara  üç beş çapulcular diye karşı çıkıyordu.

Ne kadar Erdoğan  Kaddafi’ye çağrı yapsa da hatırlanacağı gibi Kaddafi’nin elinden insan hakları ödülü almış,Suriye diktatörüne Esed kardeşim diye de hitap ediyordu..

Diktatörlere çağrı yapan halkın sesine kulak verin diyen Erdoğan’ın bugün geldiği yere bakar mısınız,o diktatörlerin yolunda hızla ilerliyor.

30 Mart’ta yapılacak yerel seçimi, yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan rövanş olarak görüyor,bu seçimleri bir istiklal mücadelesine çevirip  Sivas’tan    seçim yarışını başlatıyor.

Erdoğan, bu İstiklal mücadelesini hangi yabancı güçlere karşı veriyor?

Yabancı dediği yargı bağımsızlığını savunan,yolsuzluk ve rüşvetin üstünün örtülmesini istemeyen,saydam bir toplum ve hukukun evrensel ilkleriyle yönetilen bir devlet isteyen muhalefeti ve demokrasiden yana olan güçleri gösteriyor.

Hele meydanlarda,kapalı salon toplantılarında ve televizyon ekranlarında kontrol edilmez kavga da bile söylenmeyecek kadar kullandığı dil yok mu, tam bir çatışmacı ve bölücü olan nobran  konuşmaları hayra alamet değil,dileriz korktuklarımız başımıza gelmez; bölgemizde  değil sınırımıza dayanan  iki komşu ülkemizi süren iç savaştan Erdoğan bir ders alır.

Başbakan muhalif olan toplumun her kesimi ve medya ve yazarları dış güçlerin içerideki işbirlikçileri demesi yok mu, kabulk edilir bir durum değil.

Her gün, hatta her saat başı konuşmaları yirmiye yakın televizyonlardan canlı olarak verilirken,12 yıldır yönettiği devlete çete demesi,devlet içindeki çeteler, paralel devlete soyunan cemaati kastederek, ortada bir yargı kararı olmadığı halde haşhaşiler,hainler,ajanlar,dış güçlerin uşağı,internet yasağına karşı çıkan herkesi pornocular diyerek yaftalaması yok mu, topluma travma yaşatıyor.

İleri demokrasinin geldiği yere bakın, son çıkarttığı TSK holdingi OYAK’ı vergi dışı bırakması, askerleri imtiyazlı konuma getirmesi,12 Eylül’ün  faşist yasalarını savunur duruma gelmesi ise; bir başka sıkıntıyı ve tek adamlık yoluna taşları döşüyor; milli ordumuza kumpas kurdular diyerek,bir dönem darbeciler dediği askerlerle iş tutmasının  işaretleri ortaya çıkmış oluyor.

Onun için 30 Mart Seçim sonuçları çok şeylere  gebe,seçim sonuçları ülkeyi çok farklı bir tartışmanın içine çekecek gibi  gözüküyor bunu bilmek için de kain olmaya gerek yok..

Yay gibi gerilmiş bir toplumu, seçim sonuçları toplumsal bir mutabakata çeker mi, bu kısa sürede çekilir gibi gözükmüyor, dileriz bu gerginlik ve çatışmacı dil, dilimiz varmıyor söylemeye ama sıcak çatışmalara dönüşmesin tek dileğimiz.

Bildiğiniz gibi 1989 yılında Sosyalist sistemin dağılmasıyla dünya çok yönlü bir sürece girdi,önünde engel tanımayan  adına da Küreselleşme dediğimiz,sınırları delen “temel hak ve özgürlükleri kriter alan” insan haklarını ülkelerin içişleri olarak görmeyen bu hareket, dünyayı küçük bir global köye çevirdi.

Peşinden Arap baharı tüm orta doğuyu ve kuzey Afrika’yı kapsayan ve sınırımıza kadar gelip dayanan, Irak,Suriye gibi ülkelerde iç savaşları ortaya çıkardı,diktatörleri tarihe yolcu eden bir halk ayaklanmaları yarattı.

Tunus’ta, Mısır da,Libya’da tüm diktatörler giderken rejim değişikliklerine yol açtı.

Küreselleşmeye karşı direnen,özgürlükleri boğan  ülkeler iç savaşın eşliğine geldiler; son örnek  Ukrayna’daki halk ayaklanmalarında halkla polis arasındaki çatışmalarda 80 kişi öldü,devlet başkanı görevden azledildi, yeni bir hükümet konusunda anlaşmaya varıldı  ve erken seçim kararı alındı..

Dünyadaki ve bölgemizdeki olaylar ve gelişmeler bizim başbakanı hiç etkilemiyor mu, insanın hafızası almıyor,devrilen, görevden azledilen diktatörlerde devletin tüm imkanlarını ve gücünü kullandı,yasaklamalar yaptı ama iktidarını koruyamadı..

Tek adam mantığıyla ülkeyi yönetenlerin de ordusu,polisi,istihbarat örgütleri,kendine göre bir de yargısı vardı ama hiçbiri ayakta kalmasını sağlayamadı.

Bireyin ve azınlıkların özgürlüğünü yok sayan ,çoğulculuk kavramını tanımayan,muhalefeti rejim karşıtı gören,yeryüzüne ayak uyduramayan,yargıyı denetim altına alan,hukuku baypas eden bir lider,isterse seçimle gelsin ve aldığı oy oranı ne olursa olsun onun iktidarı meşruiyet kazanmaz.

Bizde 17 Aralık sürecinden sonra seçimlerin arifesinde bunu yaşıyor ve  tartışıyoruz.

Tek adamlık hayra alamet değildir,bu diktatörlüğe götürür.

Başbakanda bu yolda yürüyor,Fetullah Gülen’in analiziyle  Erdoğan   “güç zehirlemesine yakalanmış” görünüyor.

Başbakana  önerimiz,ülkeyi tek adam mantığıyla yönetenlerin  biyografisini okusun veya  birileri ona

hatırlatsın!.

Güzel ir halk deyişiyle yazıya düğüm atalım;

İnsan bir ekin misali,seni eken biçer bir gün.”

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums