Bu yolsuzluk ve rüşvet sorularının muhatabı kim?

  • 4.02.2014 00:00

 Başbakan Erdoğan 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra yağmur gibi gelen  “yolsuzluk-rüşvet ve yargı bağımsızlığı” gibi arkası kesilmeyen  sorular karşısında,adeta  sağır ve dilsiz rolü oynuyor..

Yolsuzluk ve rüşvet soruları bakanlarından,Başbakanın  oğlunun ve yakınlarının  yönetiminde yer aldığı,Türkiye Gençlik Ve Eğitim Hizmet Vakfı(TÜRGEV ) üzerine yoğunlaşmış olmasına rağmen hiç oralı olmaması ,anlaşılır gibi değil.

Sorular asılsızsa anında  yanıtlıyorlar doğru ise hiç oralı olmuyorlar.

Sorulan sorularla ilgili iddialar yenilir yutulur cinsten değil,sorulara döneceğiz..

TÜRGEV’in biraz tarihinden bahsedelim ve bugün nasıl böyle güçlü bir vakıfa dönüştüğüne bakalım.

Vakıf ilk önce 1996 yılında İstanbul Eğitim Ve Gençliğe Hizmet Vakfı(İSEGEV) olarak kuruluyor yani Erdoğan’ın İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı olduğu dönemde kurulması, son günlerin popüler deyimiyle çok manidar.

Daha sonra yine AKP’nin iktidarının onuncu yılı olan 2012 yılında isim değiştirerek  TÜRGEV’e dönüşüyor neden isim değiştirmesi de manidar.

Size tuhaf gelmiyor mu, bu vakfın tarihçesinin Başbakan Erdoğan’ın siyasette etkin olduğu dönemde kurulması ve  oğlunun ve yakınlarının yönetimde bulunması bu kadar  tesadüf olabilir mi?

TÜRGEV,bağımsız bir öğrenci vakıfı değil de,sanki AKP’nin İstanbul Büyük Şehir Belediye başkanlığının ve ilçelerinin yan kuruluşu gibi çalışıyor,işte cevap bekleyen sorular?

TÜRGEV, İstanbul Tuzla’da Maliye’ye ait 120 dönüm arazinin 57 dönümü tahsis edilmiş ama hangi tarihte verildiği ve herhangi bir ücret veya kira bedeli alındığı bilinmiyor.

Konuyu CHP Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt Meclise getiriyor,hafta içersinde Ümraniye Belediyesine ait yeşil vadi konaklarında   yer alan sosyal tesislerin TÜRGEV’e verildiğini öğrendik.

Tesisler kreş olarak kullanılıyor,buraya devam eden çocuklardan  yıllık 14 bin 580 TL ücret alınıyor TÜRGEV tarafından..Başka bir ciddi iddia AKP’li belediyeler TÜRGEV’e bina tahsis etmesi.

Bu vakfın binaları ücretli okul ve yurt olarak kullanıyor olması ve gelir elde etmesidir.

TÜRGEV’in yönetiminde bulunan Başbakanın çocukları ve yakınları nüfus ticareti yapmış olmuyorlar mı,vakıf üzerinden?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddiası ise hükümet düşürecek kadar ağır ve dahası onur kırıcı:TÜRGEV’in Vakıflar Bankasındaki hesabına yatırılan   2013 yılı 26 Nisan’da 99 Milyon 999 bin dolar para yatırılmış ve kimin yatırdığı bilinmiyor,bu para rüşvet midir,diyor.Devam ediyor Kıliçdaoroğlıu sorularına,Bağış mıdır,bağış ise; bu bağışı yapan hayırsever kimdir? Ama bu sorulara hiç yanıt verilmiyor Erdoğan ve hükümetinden.Kılıçdaroğlu devletten ihale alan işadamlarının vakfa teberruda bulunduğunu iddia ediyor ama duvardan ses çıkıyor Erdoğan’dan çıkmıyor.

Kılıçdaroğlu hız kesmiyor  sorularıyla  yine devam ediyor, bir gazetede çıkan haber üzerine; Başbakanın oğlu Burak Erdoğan’ın 6’ıncı gemisini aldığını soruyor bu haber  doğrumudur,diyor?

Erdoğan ve ailesi hemen yanıtlıyor ve tekzip ediyor bu soruyu ve haberi, oğlunun 6 değil 2 gemisi olduğunu söylüyor.Başbakan oğlunun bu 2 gemisine bir ara gemicik demişti.

Görüldüğü gibi gerçek dışı haberler ve sorular gündeme geldiğinde başta Başbakan ve ailesi asılsız haberleri ve soruları anında yanıtlıyor ama yanıtlamayan sorular ise yanıt bekliyor?

Eğer yargıyı Başbakan kendine bağlamamış olsa idi bu soruları  ve haberleri Cumhuriyet savcıları hemen suç  duyurusu  olarak kabul eder ve devreye girer, TÜRGEV hakkında davalar açar hesaplarını incelemeye alır polisle operasyon yapardı.

Dikkat ederseniz Başbakan 17 Aralık’tan bu yana üç  konuda ne konuşuyor ne de konuşturuyor,yandaş medyasıyla çarpıtarak ve gündemden düşürmenin ve unutturmanın gayreti içerisinde,muhalif olan medyanın sorularını ise çamur at izi kalsın diyerek hakaret gibi algılıyor..

Başbakan,gündemden düşürmek için yargı ve hukuk devletinden, birde hiç dilinden düşürmediği din referanslı konuşmadan kaçınıyor,yolsuzluk ve rüşvetle ilgili soruları hükümetine ve kendisine karşı bir yargı darbesi, diye gündemi değiştirmeye çalışıyor.

yolsuzluk ve rüşvette konuşmaz olmadığı gibi başbakan,konuşana da hakaretler yağdırıyor,vatan hinliğiyle suçluyor ,dış  güçlerin iç düşmanları olarak ilan ediyor.

Peki bu yolsuzluk ve rüşvet sorularının cevabını nerede arayacağız,mahkeme kararlarını Erdoğan’ın polislere  operasyon yaptırtmaması nereye varacak?

Bu iddiaların suç veya suçlama olduğuna kim karar verecek,yargıda ve emniyet içinde  çeteleşme var, bu çeteleler paralel devlet yapılanması içindeyse, bu soruların ve iddiaların  muhatabı kim olacak?

Bir başbakan 12 yıldır yönettiği bir devlete çete diyorsa,mahkeme kararlarını savcılar  polislere operasyon yaptıramıyorsa,bu gidişatın sonu ne olacak?

Yargı krizi siyasi bir krize dönüşmüş ve bu krizin ekonomik bir krize dönüşmesiyle,dolar tüm zamanların rekorunu kırması ve ateşinin düşmemesini sonucu,hukuksuz bir demokrasiyle ülke yönetilemeyeceğinin işareti bunlar?Diktatörlerin ve darbecilerin bile bir hukuku var?

Erdoğan yolsuzluk ve rüşveti sansürlemek için internete yasaklar getiremeye çalışıyor,Allahın belası dediği sosyal medyayı susturmak istiyor  ama yasakların bu çağda ömrü beklenenden daha kısa.

Başbakanın yapması gereken iş, Diyanet İşiler Başkanlığına(DİB)  bir fetva açıklaması yaptırsın: “Başbakan ve  yakınlarının, hükümetinin yolsuzlukları ve rüşveti dinimizce haram değildir” diye..

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums