Yargısı yürütmeye bağlı ülkede demokrasi olur mu?

  • 7.01.2014 00:00

 Yeni yılın daha haftasını doldurmadan ülke gündemi iç ve dış dünyada tartışılan bir ülke olarak tam gaz ilerliyoruz olumsuzluk boyutunda,nerede duracağı da beli değil şimdilik..

17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla sil baştan sistemimizi tartışır olduk.

Tartışmanın birinci maddesi klasik deyimle yargı bağımsız olmalı ama nasıl bir bağımsızlık ise körün fili tarif ettiği gibi bir bağımsızlık tartışması yürüyor çok yönlü.

Erdoğan ve onun yandaşları 17 Aralık operasyonunu hükümete karşı bir yargı darbesi diyorlar da başka bir şey demiyorlar,yolsuzluk ve rüşvet üzerinden bir cümle bahsetmiyorlar.

Altını kalın çizgiyle çizmemiz gerekir hem de kırmızı kalemle,mevcut yasaları ne kadar beğenmesek de,darbe yasaları olsa da var olan yasalara hepimiz uymak ve uygulamak zorundayız değişmediği sürece..

Yargının olmazsa olmazlarının başında gelen savcının mahkemeden aldığı kararı savcının uygulamak için göz altına alınması gerekenler doğrultusunda polis, savcının talimatını yerine getirmiyorsa burada açıkça söylemeliyiz hem de yüksek sesle,seçimle iş başına gelmiş yargı bağımsızlığını tanımayan, yargısı hükümet tarafından yürütmeye bağlanmış bir süreci yaşıyoruz,17 Aralık operasyonundan bugüne kadar.

17 Aralık operasyonunun peşinden yapılması gereken ikinci operasyonun uygulanmaması ise tam bir hukuk skandalı ve rezalet..

Peki ikinci operasyon neden yapılamadı?..

Çünkü ikinci operasyonda gözaltına alınacak kişi sayısı 41’di ve bu 41 kişiden birisi de Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’dı..

Hani TC.bir hukuk devletiydi,kanunlar sadece yönetilenlere değil yönetenlere de uygulanırdı?

Mevcut anayasamız ne kadar demokratik olmasa da,hepimiz var olan anayasayla ve yargı yoluyla haklarımız aramıyor muyuz?

Tahliye edilen BDP’li Kürt milletvekillerini örnek gösterecekler ama bu tahliyelerde yaşanılanları da ayrıca tartışmalıyız,tahliye  oldular ama  nasıl oldular,Mustafa Balbay’ın tahliyesiyle Kürt milletvekillerinin tahliyesi arasında kaç gün geçti?

Ya başbakan Erdoğan’ın yılbaşı konuşmasına ne demeli?

İki bin on dört yılı AB’liği yılı olacakmış!..

Yargısı yürütmeye bağlanmış bir ülke AB’liği üyeliğine kabul ederler mi?

Yargı kararlarını polisin uygulamadığı bir süreci yaşıyoruz, Başbakan’da 2014 yılı AB yılı olacak diyor..

Rusya devlet başkanı Putin’e bizi Şenghay içine alın, AB’liği sıkıntısından da kurtarın diyor Erdoğan..

Başbakanın söylediklerinin hangisini ciddiye almalıyız toplum olarak siyaset manyağı olduk..

Yargıya yapılan müdahaleye dönersek Başbakan şimdi de bir şey tutturdu,operasyonu yürüten dosyası elinden alınan savcı Muammer Akkaş için bir iftiraya başladı,neymiş savcı Fatih belediyesinde iş takibi yapıyormuş,bu kadar da yalan ve iftira olmaz ki..Gerçi yalandan kim ölmüş..

  Biz toplum olarak  Başbakanın  bu yalanlarına alıştık, Gezi olaylarında polis şiddetinden kaçarak camiye sığınan direnişçiler için  camide içki içtiler,başörtülü bacımıza saldırdılar  iftirasını meydan konuşmalarının menüsü yapmıştı hatırlanırsa..

Şimdi oğlunun  gözaltına alınmasını örtbas etmek,  yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu kapatmak ve unutturmak için böyle bir yol seçiyor ama güneş balçıkla sıvanmaz,papaz da her zaman pilav yemez.

Erdoğan’ın nasıl camide içki içtiler yalanını baştan caminin müezzini sonra da Gezi olayları için hazırlanan iddianamede böyle bir şey yok demesi ,başbakanın yalanını yüzüne vurduysa,savcının iş takibi de kuyruklu bir yalan olarak eninde sonun bu yalan Başbakanın ve onun yandaş medyasının elinde patlayacak.

Dinden imandan bahsediyor Allah’ın affetmem dediği ‘kul hakkı yenmesini ve iftirayı’ siyasetine malzeme yapıyor Erdoğan, bu kadarda pişkinlik olur mu?

Erdoğan’ın nezdinde camiye ve yandaşlarına rüşvet veriyorsa birisi onun adı hayır sever iş adamı oluyor,yandaş medyasına kredi sağlıyorsa evinde ayakkabı kutuları içinde milyon dolarlar saklaması önemli değil,o çok dürüst biri;vatandaşa vali küfrediyorsa onu yedirmeyiz,gezi direnişinde öldürülen öğrencinin delillerini karartmaya çalışan vali gazeteciyi tehdit ediyorsa, aslında iyi bir arkadaş nasıl öyle bir  tongaya gelmiş,diyor.

 17 Aralık operasyonu Erdoğan’ı  çevresini ve yandaş medyasını perim perişan etti.

Peşinden Hatay da kaçak silahla yakalanan Tır olayı ise ülkenin dış dünyadaki itibarını ise başka bir krize çevirdi, yansımasını çok kısa sürede göreceğiz.

Bu Tırla giden silahların Suriye’de kimlere gittiği ayan beyan herkes biliyor,dinci terör örgütü El kaideye bağlı El Nüsra örgütüne götürülüyordu..

On beş gün önce Rusya’ da adına da “karadullar” eylemi diye adlandırılan dinci bir terör  örgütünün düzenlediği iki saldırı da toplam25 Rus’un öldüğü,bu  terör saldırılarına  farklı yorumlar yapılsa da yabancı medyada bu terör örgütünün destekçisinin, adres olarak Türkiye’yi göstermeleri dış politikadaki sıkıntının ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor.

Böylesi içte ve dışta zor günler geçiren Erdoğan basın üzerindeki baskısını ve yargıya müdahalesini ise, kargadan başka kuş tanımam misali sürdürüyor..Japonya gezisine yandaş saz ekibinden oluşan esnaf takımı gazetecileri  uçağına alırken,muhalif basını ise devre dışı bırakıyordu,bu ilk oluyordu siyasal tarihimizde,darbeciler bile bunu yapmadı.

Peşinden Dolmabahçe ofisinde gazetecilerle toplantı düzenliyor,içinde bir tane ciddi Erdoğan’a ve hükümetine eleştiri getiren birisi yok Yeni Şafak,Star,Akşam ve Sabah’ gazetelerinde tetikçilik yapanlardan bir ekip var,arasına da çeşit olsun misali bir kaç yazarı serpiştirmişler ama siyah boyayı  beyaz boya katarak açamazsınız?

Başbakan tetikçilerden oluşan saz ekibiyle dolma bahçe ofisinde  toplantı yapadursun, gazetelerde ve televizyon kanallarında Cumhurbaşkanı ülkenin gidişatının iyi olmadığı dış dünyada çok kötü bir durumdayız,diye bir televizyon kanalında  üç gazeteciye açıklama yapıyor..

Meclis başkanı Cemil Çiçek Türkiye’de yargı bağımsızlığı öldü,diye beyanatlar veriyordu…

Başbakan bu olan bitenden haberi yokmuş gibi, her şeyin güllük gülistanlık bir havada Cuma namazında,hava meydanlarında gelip gitmelerde ve evinin önünde toplanan kalabalıklara hamaset yapmaya devam ediyor,ya istiklal ya ölüm dercesine..

Bu operasyon dış güçlerin yaptırdığı hükümetimize karşı bir yargı darbesi,diyor da başka bir şey demiyor Erdoğan..Ya rüşvet yolsuzluk ne olacak,yoktu da niye baklanlarını görevden el çektirdin?

Yargı bağımsızlığına inanmayanın ileri demokrasisi de böyle oluyor.

Merak ediyoruz Türkiye 2014 yılında  Şanghay beşlisinin içinde mi olacak, yoksa AB’liği üyesi mi?

Yargısı yürütmeye bağlı olan bir ülkeyi AB üyeliğine mi  alırlar, Şenghay beşlisinin içine mi?

Hukuksuz kriz nasıl aşılacak kaos ortamı nasıl bertaraf edilecek?

*Bu uyarı notunu ciddiye alın,ayakkabı alacaksanız kutusuz ayakkabı mağazalarını seçin!.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums