O, silahsız hak arayan halkların kahramanıydı?

  • 8.12.2013 00:00

 Bizim gündemimize kısmi olarak giren, demokratik dünyanın gündemini belirleyen bir kahramanı yazmayı önemli gördüm..

Hayatının 95 yılından 27 yılını ırkçılığa karşı verdiği mücadelenin karşılığını,ceza evlerinde ve işkence zindanlarında geçirdi.

27 yıllık mahpusluğundan bir gün olsun söz etmedi ve kendini mahkum edenlerden intikam almanın peşine düşmedi..

Düşmanına ilk elini uzatan o oldu..

Düşmanı elini uzattığında ilk önce yaptıklarının hesabını ver demeden onun elini yıllarca görüşemediği dostunun elini sıkar gibi dostça  sıktı..

Düşmanla barışmak istiyorsan,düşmanla birlikte çalışmak zorundasın,tezini savundu..O ancak böylelikle ortağın haline gelir,diyordu tüm yaşadıklarını unuturcasına..

Öğrendim ki cesaret,korkunun yokluğu değil,korkuyla mücadele edip üstesinden gelmekmiş,diyerek korkunun düşman yaratacağına dikkat çekiyordu..

Hiçbir zaman biz ve onlar diye ayırmadı,hepimiz dedi renklerin bir ırkçılık değil bir zenginlik olduğunu anlattı..

Kendine yapılan haksızlıkları bir gün olsun mağduriyet politikasına dönüştürmedi, kendilerine haksızlık yapanları bağışlayıcı oldu..

Irkçılık,intikamsız bir insanlık anlayışıyla yok olacağına,barışın ancak  düşmanın elini sıkarak sağlanacağını,kiminle savaşıyorsan onunla barışılacağını  bilen ve  inanan  biriydi o..

Bu dünyada merhamet göstererek,öç alarak elde edeceklerinizden çok daha fazlasını kazanırsınız,diye bağışlayıcı olmanın önemine dikkat çekiyordu..

Eğitimin bireylerde ve toplumlarda,toplumsal sorunlarda belirleyici bir güç olduğunu hep yaşamı boyu bunu savuna geldi..

Çünkü o ceza evine girdiğinde genç bir avukattı kendini eğitimli olarak yeterli görmüyordu,posta yoluyla Londra’dan hukuk eğitimi almaya başladı..

Daha sonra “eğitim dünyayı değiştirecek kullanılabilir çağımızın en güçlü silahıdır” diyordu..

O kadar bağışlayıcıydı ki,aklından şüphesi var bu adamın dedirttirecek kadardı..

Mandela Güney Afrika Cumhurbaşkanı seçilince Rohben Adasında tutuklu bulunduğu hapishanede beyaz gardiyanların siyah mahkumları maruz bıraktığı aşağılayıcı bir ceza vardı.Siyahi mahkumlara çukur kazdırıp içine atıp üzerlerine işedikten sonra tekrar çukuru doldurtuyorlardı.Böyle bir arka plana rağmen Güney Afrika Başkanlık Sarayı’nda verdiği ilk resmi devlet yemeğine beyaz gardiyanlardan bazılarını davet etmesi istisnai bir ruh zenginliğinin dışa vurumuydu..

20052TE Londra’daki Trafalgar Meydanında “Yoksulluğu Tarih Yap” mitinginde 20 bin kişinin karşısına çıktığında,Bob Geldof  Mandela’yı ‘dünyanın Başkanı’ diye takdim etti.Ve o da dünyanın başkanı gibi k0onuştu..

“Yoksulluğu biştirn dedi ve bazen büyüklük bir nesle nasip olur,siiz de o nesil olabilirsiniz, diye kalabalığa böyle sesleniyordu..”

Mandela sadece inanmıyordu aynı zaqmanda her konuştıuğu ortamda inandırıyordu.

O üç yüz yıllık Güney Afrika da ki ırkçı rejime son vermiyor tüm ırkçılığa karşı büyük bir önder olarak anılırken aynı zamanda Nobel Barış Ödülünü de alıyordu..Tabi Türkiye’nin verdiği Atatürk ödülünü de reddediyordu bunu da hatırlatalım.

O Kara Afrika’ya ve hiçbir kıtaya sığmayacak kadar Küresel bir direnişçi olduğu gibi aynı zamanda bir büyük barışçı ve zamanın ruhunu hayatın temposunu okuyan unutulmaz bir Marksist ve değişimciydi…

Küreselleşemeye karşı çıkanlara çok ilginç bir örnekle karşılık veriyordu;değişime karşı çıkmak mevsim dönüşümlerine ve doğanın kanunlarına karşı gelmek gibi bir saçmalık olur diyordu.

O meşhur Rüzgar ve güneş hikayesini anlatırdı..

Rüzgar ve Güneş hangimiz daha güçlüyüz diye bahse tutuşur.İddia,yolda yürüyen adamın paltosunu kimin çıkartabileceği..Rüzgar estikçe eser,estikçe adam paltosuna sımsıkı sarılır ,paltosunun düğmelerini kapar,paltosunun yakasıyla boğazını kapar, kemerini bağlar.Sıra Güneşindir,bulutun arasından kendini hafifçe göstermesiyle adam düğmelerini çözer,güneş tepeye gelir adam kurtarır kendisini paltosundan.

Gezegenlerin en büyüğü ve etkileyicisi güneş olduğu gibi,Mandela da insanlığın en büyük barışçısı ve bağışlayıcısı, değişimin ve özgürlüklerin ışığı olarak bu dünyaya bir insanlık dersi vererek aramızdan göç etti.

Mandela bir makaleye ve bir kitaba,bir filme ve belgesele sığmayacak kadar büyük bir insandı,bizde ölümü üzerine kısa düşüncelerimizi anlatmaya çalıştık.

Mandela 27 yıllık mahpusluk hayatından kendinse yapılan işkenceden bir tek olsun yakınmazken, bizde dört aylık tutukluluğunu her ortamda kendisini dinleyenlere ezberlettiren ve dilinden düşürmeyen,kendini asrın özgürlük mahkumu gibi gösteren Erdoğan’ın dikkatine sunalım dedik.

Mandela düşmanları tarafından ayakta karşılanıp önünde ceket iliklettiren güç zehirlenmesine yakalanmayan, övgüyü doğallığı içinde kabul eden abartısını da reddeden biriydi.

İkinci defa Cumhurbaşkanlığı yapması teklifini de kabul etmeyerek mütevazi,gözlerden ve medyadan uzak bir hayatı seçti, hem de doğduğu köyünde hayata gözlerini yumdu.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Îsmaîl Girikî
    Îsmaîl Girikî
    18.11.2012 14:22

    Emre Usluya soruyorum: Siz sürekli Kandil Öcalani bertaraf edildigini yazip durdunuz. Ben sürekli hayir dedim ve Öcalan hala Kandil ve BDP yi yöneten kisidir dedim. Simdi bu Aclik grevlerini sonlandiran Kandilmi, MIT Mi yoksa Öcalan oldugu sizde bende ve hepimiz görmüs olduk. MIT isin icinde oldugu seytan dahi biliyor. Ama Öcalan Hala onbinlerce geri zekali bir halkin kitlelerini iki dudaklari arasinda sikistirip Biricik Ergenekon ve Kemlizst lideri oldugu size ve Türkiyeye duyurmadimi?

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums