- 4.12.2013 00:00
Taraf gazetesinin muhabirlerinden derin devlete attığı gollerle tanınan Mehmet Baransu yine yapacağını yaptı ve tüm meslektaşlarının kıskandıran,ülke gündemini elinde tutarak,Başbakanın karizmasını çizerek son saniyede golü AKP’nin filelerine gönderdi.
Mehmet Baransu’ya kimi kesimler alaylayıp küçümseyerek bavulcu-çuvalcı- torbacı deseler de bugüne kadar Baransu’nun yaptığı haberleri yalanlayamadılar ve tüm canlılığıyla da ortada duruyor,son AKP’nin hizmet hareketini bitirmek için yaptığı dershaneler haberiyle ülke gündemini sarsarak sürdürdüğü gibi..
Biz gündemi sarsan Taraf gazetesiyle kamuoyunda bomba etkisi yaratan Mehmet Baransu imzalı manşet haber üzerinden, devam edelim...
MGK’nda alınan cemaati bitirme ve altında AKP’nin tüm kurmaylarının imzası olan MGK kararları, kardeşlik hukukuna yakışmayan ve arkasından kardeşi hançerleyen kararları sorgulayalım.
Taraf gazetesinde 28 Kasım 2013 tarihli haberin yayınlanmasından bu tarafa, ülkenin birinci gündem maddesi olarak sürüyor,kolay kolay da kesilecek gibi değil.
Haber gazetede yayınlanmasından bugüne kadar, tüm belgeleri ortaya koyan gazeteye ve haberin kahramanı muhabire yönelik en küçük bir yalanlama gelmediği gibi,Erdoğan başta olmak üzere tüm AKP’liler dut yemiş bülbül oldu, hiç sesleri solukları çıkmıyor.
Sesi çıkmadığı gibi kameralardan da köşe bucak kaçtığını görüyoruz Başbakanın...Erdoğan grubunda konuştu ama bu konuya hiç değinmedi, hele kameraları görünce konuşmaması hatta muhaliflerine biz ve onlar diye sataşmaması imkansız olan Başbakan, nedense Gülen cemaatini bitirme kararı olarak bilinen MGK kararları üzerinde konuşmamak için,susma hakkını kullanıyor.
Ülke gündemi bu habere kilitlenmişken nedense Başbakan bu haberler sanki ülkesinde değil de başka bir Afrika ülkesinde olmuş gibi oralı bile olmuyor.
Sayın Başbakan,hani siz millet iradesinin dışında hiçbir kararın altına imza atmayız, diyordunuz?
Hani dik duruyordunuz,bir yanağınıza tokat atılınca öbür yanağınızı çevirmeyecektiniz,dikleşmeyeceğiz ama dik duracağız, diyordunuz?
Demek ki diklenmek öyle kolay bir iş olmadığı ortaya çıkıyor,grubunda ve seçmenini karşısında esip gürlemeye benzemiyor, en diklenmesi gereken yer MGK’lu kararları karşısında durmaktır.
Boşuna demiyoruz Başbakan, Erbakan’ın fabrika ayarlarına döndü,diye..
Artık Bülent Arınç’ta Başbakanın konuşmalarını savunmuyor, ben o toplantıda yoktum diyerek ters köşeye yatırılmadan kurtulmuş gözüküyor.
Şimdi Gezi olaylarında Başbakanımızı yedirtmeyiz diye efelenen yazar geçinen milletvekili, Başbakandan aldığı talimatla yandaş AKP’e medyasına yön veren, icazet üzerine analiz yapan, ayar çeken, Erdoğan’ın siyasi danışmanı konuşuyor,böyle bir karar alındı ama uygulanmadı,gibi kendine güldüren,kendisi de söylediğine inanmayan yorumlar yapıyor.
“Bu kararların altında imzası olanlarda ipe un seriyor,Başbakanın tabiriyle söyleyelim,ulan hepinizin altında bu kararların imzası var Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’de dahil.!”
MGK’nda kararlar alındı ama uygulamaya sokulmadı,diyorlar ne kadar komik bir şey değil mi?
Sormazlar mı adama balyoz ve Ergenekon davasından yargılanalar darbe yaptılar mı,,? yok..
Darbeye teşebbüsten hükümlü değiller mi? Evet.
E, Hükümetin aldığı kararlar hizmet hareketinin dershanelerine yönelik kararlar değil mi?Evet.
Şimdi bunu nasıl anlatacaksınız uygulanmadı mı, diyeceksiniz?
Peki, şimdi aldığınız dershaneleri kapatma kararı, MGK’de aldığınız kararların uygulaması , olmuyor mu?
MGK’nun almış olduğu kararlar doğrultusunda dershaneleri,gülen dershanelerinin üstünden bütün dershaneleri kapatmak için düğmeye basılmadı mı?
Neden 2004 yılında alınan MGK’ları kararlar bugün devreye sokuluyor,çünkü kendine muhalif olanı Başbakan gelir kaynaklarının üstünden kurutmanın yollarına giriyor..Kısaca ekonominin vanasını kapatıyor,açlıkla terbiye etmeye çalışıyor.Gülen cemaatinin dershanelerden yıllık geliri 625 milyon dolar.
Tıpkı gezi direnişine destek verdiği için Koç holdinge bağlı Tüpraş rafinerisine başlattığı polis eskortlu vergi denetiminin başka bir versiyonunu uyguluyor,Erdoğan.
Yine Gülen cemaatine yakın olarak bilinen iş adamlarından, istikbal mobilyanın sahiplerinden Boytak grubuna da, vergi operasyonu başlatıldı,Koç grubuna yapılan vergi operasyonuna karşı çıkıp,dershanelerin kapatılmasını karşı çıktığı için.
Bu kadar vergi kaçağıyla ilgileniyorsunuz da, neden ülke ekonomisinin yüzde 48’i kayıt dışı,bunun üstüne niye gitmiyorsunuz?Türkiye de en yoksul ile en zengin arasında gelir farkı tam 14 kat,bu fark sizi ilgilendirmiyor mu?
Başbakan açıkça çoğunlukçu bir zihniyetle,temel hak ve özgürlükleri hiçe sayan, Mehmet Altan’ın tanımıyla ‘devlet faşizminden millet faşizmine” geçen bir uygulamanın icraatlarını yapıyor.
Başbakanda, demokrasilerde ve hukuk devletinde kabullenilmeyecek çoğunlukçu din referanslı, faşizan,özel hayata müdahale eden uygulamaları görüyoruz.
Biat kültürüne uymayana Erdoğan yaşam hakkı tanımıyor, bunu kendi partisinden demokrasi gereği aykırı ses çıkartanlara da, ihraç kararları aldırtıyor,Kütahya millet vekili Prof.Dr.İdris Bal’ın başına geldiği gibi.
Hem liberal piyasa ekonomisi uygulayacaksınız,hem de işinize gelmeyen iş çevrelerine buna dershanecilikte dahil,kapatma kararı alacaksınız,buna kimseyi inandıramazsınız.
Bu aldığınız kararlar eğitim sorunlarınız çözmek ve reform yapmak anlamında değil, düpedüz adını koyalım siyasi bir linç kararlarıdır..
Bunu Erdoğan toplumun her kesimine uyguluyor başta medya olmak üzere, Başbakanın ekonomik ve sosyal politikalarına karşı çıkıp ta nasibini almamış kimse yok gibidir.
Hiç değilse dürüst olun altında imzanız olan belgelere sahip çıkın kamuoyundan ve mağdur olan kesimlerden özür dileyin,yüreklice..
İcazet üzerine yazan esnaf takımı tetikçi yazarlarınıza ve televizyon programlarında demagoji yaptırmayın,etrafa çamur attırmayın!.
Hakikaten ayıp oluyor!.
Yorum Yap